“Müminler ancak kardeştirler...” (Hucurât 49/10). Yeryüzünün neresinde yaşıyor olurlarsa olsunlar, hangi dili konuşurlarsa konuşsunlar, bütün müminlerbirbirlerinin kardeşleridir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Müminler birbirlerini sevmekte ve korumakta, birbirlerine acımakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar”

(Buhârî, Edeb, 27). Îsar kelimesi sözlükte; “Bir şeyi ya da bir kimseyi diğerine üstün tutma, tercih etme” anlamına gelir.

Ahlak terimi olarak ise; “Bir kimsenin, kendisi ihtiyaç içinde olsa bile sahip olduğu imkânları başkalarının ihtiyacını karşılamak için kullanması, başkasının yararı için fedakârlıkta bulunması” anlamındadır.

“Onlardan önce bu yurda yerleşmiş ve gönülden inanmış olanlar, kendilerine göç edip gelenleri severler, onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar; ihtiyaç içinde olsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin bencilliğinden korunmayı başarırsa işte kurtuluşa erecekler onlardır” (Haşr 59/9). Bu ayette, bütün mal varlıklarını Mekke’de bırakarak Medine’ye göç etmek zorunda kalan Peygamber (s.a.v.) ve diğer muhacirleri şefkatle karşılayan Medineli Müslümanlar (Ensar) övgüyle anılmaktadır.

Îsar, her durumda kendinden önce din kardeşinin iyiliğini ve huzurunu düşünmektir. “Önce ben” yerine “Önce o” diyebilmektir. “Başkasının sevinci ile huzur bulmak” şeklinde de tarif edilen îsar, cömertliğin en yüksek derecesidir.

Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, (gerçek anlamda) iman etmiş olmaz” (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 59).

Peygamberimiz (s.a.v.), yaşantısıyla insanlara örneklik etmekle yetinmemiş, mümin olmanın sorumluluk ve özveri gerektirdiği anlayışını hâkim kılmaya gayret etmiştir. Kendini düşündüğü kadar başkalarını da düşünmenin, yani diğerkâmlığın imanın gereği olduğunu vurgulamış; kişiyi arzularından doğan cimrilik, açgözlülük, kıskançlık gibi kötü duygulardan sakındırırken, ahlakî bakımdan gelişmeyi sağlayacak affetmek, sabretmek, dayanışma gibi güzel vasıfları yerleştirmeye çalışmıştır. Bu hayatta hepimizin, uğrunda fedakârlık yapması gereken kişiler ve değerler vardır. Şüphesiz bunların başında varlık sebebimiz olan anne-babamız gelir. Çünkü onlar bizi şefkat, merhamet ve sabırla büyüttüler. O halde anne-babamıza karşı evlat olmanın getirdiği görev ve sorumluluklarımızın yanında, onların gönlünü hoş tutabilmek, rızalarını alabilmek için bir takım fedakârlıklar gerekir. Ailemizde fedakârlık, sadece birbirimizin maddî ve manevî ihtiyaçlarını karşılamaktan ibaret değildir. Asıl fedakârlık; sevgi, sadakat ve muhabbetimizi artıracak vesileler aramaktır. Göz aydınlığımız olan çocuklarımızı, insanlığa faydalı birer evlat olarak yetiştirebilmek için var gücümüzle çabalamaktır.

Yarınlarımızı çalıp yok eden zararlı akımlar ve alışkanlıklar karşısında ailemize kalkan olabilmektir. Komşularımıza, akrabalarımıza ve kardeşlerimize karşı fedakârlık; sevincimizi, kederimizi, varlığımızı yokluğumuzu birbirimizle paylaşabilmektir. Kardeşimiz mahzun iken onun hüznüne ortak olabilmek,mazlum iken onun uğramış olduğu zulme karşı sessiz kalmamaktır. Bugün sahip olduğumuz dinî değerlerimizden vatanımıza, bayrağımıza, özgürlüğümüze kadar her bir değerimiz, birilerinin

fedakârlığının bir neticesidir. Fedakârlık; kişinin ulvî bir gaye uğrunda kimi zaman malından, kimi zaman uykusundan, kimi zaman rahatından, kimi zaman da canından vazgeçebilmesidir. İnsanların maddiyatı ön plana çıkardığı, sadece kendini düşünüp dünyasını mamur kılmaya çalıştığı, dünyası için renk ve ırk ayrımı yaparak insanları sömürdüğü hatta kendisinin rahatının bozulmaması için onların ölümüne dahi seyirci kaldığı, karşılıksız vermenin azaldığı dünyamızda îsar sahibi gönüllere her zamankinden fazla ihtiyacımız var... Rabbimiz bizleri ve nesillerimizi cömertliğin zirvesi olan îsar ahlakına sahip olan, bu güzel ahlakın yayılmasına öncülük eden, hayra anahtar, şerre kalkan olan kimselerden eylesin...

Berrin ERDOĞAN

İl Müftü Yardımcısı