Hayatımızın temel dinamiklerinden olan iyilik ve kötülük kavramlarını şöyle açıklayabiliriz: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in ifadeleriyle; “İyilik, gönlünü huzura kavuşturan ve içine sinen şeydir; kötülük ise, insanlar sana fetva verseler bile, gönlünü huzursuz eden ve içinde kuşku bırakan şeydir” (Dârimî, Büyu’, 2). İyilik ve kötülük, insanlık tarihi boyunca süregelen bir mücadele içinde var olmuş ve her zaman insanın seçimleriyle şekillenmiştir. Unutmayalım ki, iyilik ve kötülük asla bir değildir.
Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel olan davranışla sav. O zaman bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir” (Fussilet 41/34) Bu ayet-i kerime, iyilik ve kötülüğün asla aynı kefeye konamayacağını, iyiliğin her zaman daha üstün ve değerli olduğunu bizlere bildirmektedir.
İyilik, insanlığın özünde bulunan bir erdemdir. İyilik; karşılıksız sevmek, yardım etmek, şefkat göstermek, doğruyu söylemek, adil olmak gibi güzel davranışları kapsar. İyilik, insanı insan yapan, toplumları bir arada tutan, huzur ve güven ortamını sağlayan en önemli unsurlardan biridir.
Kötülük ise, iyiliğin zıddı olan her türlü olumsuz davranış ve düşünceyi ifade eder. Kötülük; nefret etmek, zarar vermek, yalan söylemek, haksızlık yapmak gibi çirkin eylemleri içerir. Kötülük, insanları birbirinden ayırır, toplumları parçalar, insanların aralarına kin ve düşmanlık tohumları eker.
Hayatımız boyunca iyilik ve kötülük arasında sürekli bir seçim yapmak durumundayız. Bu seçimler, karakterimizi, kişiliğimizi ve geleceğimizi şekillendirir. Unutmayalım ki, her birimiz iyilik yapma potansiyeline sahibiz. Önemli olan, bu potansiyeli harekete geçirmek, iyiliği bir yaşam biçimi haline getirmektir.
İyilik yapmak için büyük işler başarmak gerekmez. Bazen bir tebessüm, bir yardım eli, bir güzel söz, bir nasihat, bir dua bile iyilik olabilir. İyilik, küçük gibi görünen ama aslında çok büyük etkileri olan davranışlardır. İyilik, bulaşıcıdır. Bir iyilik yaptığınızda, etrafınızdaki insanları da iyilik yapmaya teşvik edersiniz. Böylece iyilik dalga dalga yayılır ve toplumda güzel bir atmosfer oluşur.
Kötülükten ise her zaman uzak durmalıyız. Kötülük, bizi karanlığa sürükler, vicdanımızı karartır, insanlığımızı zayıflatır. Kötülük, sadece bize değil, sevdiklerimize ve tüm topluma zarar verir. Bu nedenle, kötülüğün her türlüsünden kaçınmalı, kötülüğe karşı mücadele etmeliyiz.
İyilik ve kötülük arasındaki mücadele, kıyamete kadar devam edecektir. Bu mücadelede başarılı olmak için, her zaman iyiliği seçmeli, iyiliği savunmalı, iyiliği yaymalıyız. Unutmayalım ki; “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır” (Buhârî, Meğâzî, 35). İyilik yaparak, hem kendimize hem de çevremize faydalı oluruz.
Şu dua ile yazımızı sonlandıralım: “Rabbimiz, bize doğru yolu göster, bizi iyilik yapmaya muvaffak eyle, bizi kötülükten uzaklaştır…”
Emine CAN
Vaiz