Kent nüfusu 1 milyona dayanan, kent merkezinde ise 800 bin kişinin yaşadığı Eskişehir’de trafik dün de sorundu bugünde…

2 Eylül Caddesinin belediye önünden köprübaşına kadar olan bölümü araç trafiğine kapandığından trafik bu cadde ile birlikte Yunus Emre, Atatürk, Muttalıp,  Bağlar Caddelerinde sıkışıyor…

Sabah ve akşam mesai çıkışı şehir içerisindeki caddeler adeta kilitleniyor…

Çünkü trafiği rahatlatacak alternatif caddeler yok…

Çevre Yolu şehir içinde kaldı…

Artık çevre yolu değil adeta bulvar oldu…

Organize Sanayi Bölgesindeki işçileri taşıyan servis araçları sabah ve akşam şehre çıkan alternatif yollar olmadığı için ya Çevre Yolu ya da Hava İkmal Merkezi, Otogar, Şeker Fabrikasından önünden geçen yolu kullanmak zorundalar…

Büyükşehir Belediyesinin önceki Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Yaşar Kemal Bulvarı’nı açtı. Bu bulvar küçük bile olsa Organize Sanayi, Teksan Sanayi Sitesinin yükünü azalttı…

Şehir trafiğini rahatlatmak için bunun gibi başka kuşak yolların daha açılması şart…

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİN İMKANLARI İLE YAPILAMAZ

AK Partililer geçmişte sürekli Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i, bugün de Ayşe Ünlüce’yi, “şehir trafiğini rahatlatacak kuşak yollar açmadılar” diye eleştiriyorlar…

İyi de kuşak yolların yani trafiği rahatlatacak alternatif yolların açılması kolay değil…

Öncelikle bu yolların alt ve üst yapıları çok büyük rakamlarla mümkün olabilir... 

Bunun için Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesi yetmez…

Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı ile ortak yapılabilir…

Kuşak yolları belirlenir ve bu yolların alt ve üst yapıları için ne kadar maliyet gerektiriyor hesaplanır…

Maliyetin yarısını bakanlık, yarısını da valilik ve Büyükşehir Belediyesi karşılayabilir…

* * *

Eskişehir’de şehir içi ve şehirlerarası trafik yoğunluğunu azaltmak amacıyla hazırlanan Kuşak Yollar Projesi, Eskişehir Valiliği’nde düzenlenen toplantıda ele alındı…

Toplantıya Vali Hüseyin Aksoy, Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Hikmet Çelik, Tarım İl Müdürü Ender Muhammed Gümüş, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Metin Bükülmez ve Yol İşleri Daire Başkanı Niyazi Solak katıldı…

İKİ GÜZERGAH ÖNE ÇIKIYOR

Toplantıda, şehir içi trafiği rahatlatacak ve şehirlerarası ulaşımda yeni bağlantılar sağlayacak iki önemli kuşak yol projesi üzerinde duruldu…

Kuzey Kuşak Yolu: Organize Sanayi Kavşağı’ndan başlayarak Muttalip, Sakintepe ve Söğütönü istikametinden ilerleyerek Yunusköy Kavşağı üzerinden Bursa yoluna bağlanacak….

Ankara-Afyon Bağlantı Yolu: Ankara Çevre Yolu Organize Sanayi Kavşağı’ndan başlayarak Yaşar Kemal Bulvarı üzerinden devam edip, Eskişehir–Seyitgazi–Afyon karayoluna bağlanacak…

ULAŞIMDA NEFES ALDIRACAK PROJELER

Valilik toplantısında, bu güzergahların mevcut trafik yükünü hafifletilmesinin yanı sıra lojistik bağlantılar, çevre koruma ve tarımsal alanlara etkisi gibi başlıklar da detaylı şekilde değerlendirildi. Projelerin hayata geçirilmesiyle birlikte hem sanayiye hem de şehir yaşamına önemli katkılar sağlanması hedefleniyor…

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, ilgili bakanlıklar ve kurumlarla iş birliği içinde projelerin ilerlemesi için çalışmalarını sürdürüyor…

Toplantı sonunda, teknik sunumlar eşliğinde yapılan bilgilendirmeler doğrultusunda ön değerlendirmeler yapılarak planlama sürecinin hızlandırılması yönünde görüş birliğine varıldı...

* * *

Planlama süreci elbette önemli…

Ama daha önemlisi para…

Planlamayı yapmışsın para yoksa nasıl gerçekleştireceksiniz?

Şüphesiz bu güzergahlar şehir trafiğini rahatlatacak…

Bu nedenle gerek Vali Hüseyin Aksoy gerekse AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak ile AK Parti Milletvekilleri belirlenen kuşak ve bağlantı yollarının hayata geçirilebilmesi için Çevre Şehircilik Bakanlığından Büyükşehir Belediyesine kaynak aktarımı sağlamak için gerekli girişimleri ivedilikle başlatmalılar... 

Bu kadar uzun mesafeli bağlantı yollarının yapımın altından büyükşehir belediyesinin tek başına kalması mümkün değil…

Belediye, bütçesini bu yolların yapımı için kullanmaya kalksa başka hizmet yapamaz…

* * *

ZARAR YÜZDE 90’LARDA

Son 20-30 yıldır böylesi görülmedi…

Nisan ayının ikinci haftasında 10-11-12 nisan da hava sıcaklıklarındaki ani düşüşün yol açtığı zirai don ülke genelinde olduğu gibi Eskişehir’de de birçok üründe ciddi kayıplara yol açtı…

Baharın geldiği ve ağaçların çiçek açtığı dönemde sıcaklık kimi yerde eksi 7-8, kimi yerlerde ise eksi 10’nun üzerine çıktı…

Doğudan batıya, kuzeyden güneye ülkenin neredeyse tamamı deyim yerindeyse dondu…

Yaşanan zirai don ise ağaçlarda açan çiçekleri yaktı…

Meyve olacak çiçeklerin yanması ürün kaybı demek…

Zirai donun tahribatı o kadar büyük oldu ki çiftçilerin, üreticilerin ülkenin her bölgesinden çığlıkları yükseldi. Birçok üretici çaresiz kaldı…

Yaşanan zirai don sadece çiftçilerin değil, tüketicilerin de canını yakacak. Üretimdeki azalma ile birlikte sebze ve meyve başta olmak üzere fiyatlarda ciddi artışlar milletin belini bükecek... 

Ziraat Mühendisleri Odasından yapılan açıklamada birçok üründe "yok yılı" yaşanacağı belirtildi…

* * *

Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder, çiçeklenme döneminde olan tüm meyve ağaçlarının yüzde 90’ı dondan yandığını, kirazıyla ünlü Mihalıççık ilçesinde zararın yüzde 90’larda, ceviz ve badem ağaçlarında miktar ve kalite kayıplarının yüksek olduğuna dikkat çekti…

Geçtiğimiz günlerde hava sıcaklıklarının aniden düşmesi ile yaşanan zirai donun afet düzeyinde olduğuna da dikkat çeken Güder, meyve ağaçlarında çok ciddi zarar olduğunu ifade etti… 

Son 30 yılın en düşük sıcaklıkları nedeniyle 36 ilde zirai don yaşandığını belirten Güder, meyve başta olmak üzere üretim miktarı ve kalite düşük olacağından, fiyatlarda yüzde 50 oranında artış yaşanabileceğini söyledi…

ÜRETİM AZALACAK FİYATLAR ARTACAK

Yaşanan zirai don felaketi nedeniyle birçok üründe üretimin ciddi oranda azalması bekleniyor. Azalan üretim iç piyasada fiyat artışlarını gündeme getirecek. Birçok üründe fiyatların artması ve buna bağlı olarak gıda enflasyonunun daha da yükselmesi demek…

Bu nedenle sadece çiftçi, üretici değil tüketici de zirai don felaketinin zararlarından etkilenecek. Bu ürünleri hammadde olarak kullanan sanayici, ticaretini yapan tüccar, esnaf ve ürünle ilgili herkesim zarar görecek. Tüketici yüksek fiyat nedeniyle zaten sebze ve meyve almakta zorlanırken bu felaketin yaratacağı fiyat artışı tüketimde de ciddi düşüşe neden olacak…

MART’TAKI SICAK HAVA ZARARI BÜYÜTTÜ

Don zararının yüksek olmasının en önemli nedenlerinden birisi mart ayında yaşanan yüksek sıcaklık. Mart’ta iç Anadolu da Karadeniz de 20, doğu, güneydoğu da ise 30 dereceyi bulan sıcaklık nedeniyle birçok meyve ağacı, bağlar erken uyandı ve çiçek açtı. Bu sıcaklığa aldanan çiftçiler erken ekim yaptı. Nisan’daki zirai don erken uyanan ve erken ekilen ürünlere normalinden daha büyük zarar verdi…

Çiftçi ne istiyor?

– Bölgesel veya ülke bazında “doğal afet” ilan edilmeli.

– Yaşanan zararlar devlet tarafından karşılanmalı.

– Sigortası olanların zararı TARSİM tarafından hızlıca karşılanmalı.

– Ziraat Bankası ve Tarım Kredi borçları faizsiz ertelenmeli, yeni kredi açılmalı.

– Sulama ve enerji bedellerinde indirim yapılmalı.

– Tarla bitkileri için tohum desteği sağlanmalı.

– Zirai donla mücadele önlemleri yaygınlaştırılmalı.

“ÜRETICI IFLASIN EŞIĞINDE”

Üreticilerin iflasın eşiğinde olduğunu söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi Başkanı Selma Güder, “Türkiye genelinde hasar tespit çalışmaları Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarsim, ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından devam etmektedir. 36 il olarak kayıtlara geçse de, ülkemizin güneyi, Akdeniz Bölgesi hariç tüm bölgeler etkilenmiş durumdadır. Dünyanın kayısı başkenti olarak bilinen ve üretim yüzde 85’ini sağlayan Malatya’da yüzde 90 oranında kayısı ağaçları zarar görmüştür. Yurt dışı ile sezon öncesinde anlaşma yapan üreticiler, iflasın eşiğindedir. Çiçeklenme döneminde olan tüm meyve ağaçlarının yüzde 90’ı dondan yanmış durumdadır” şeklinde konuştu.

* * *

Baharın gelmesiyle birlikte küçükte olsa meyve-sebze fiyatlarında gerileme yaşanmaya başlamıştı…

Bu da özellikle dar gelirlinin yüzünü güldürmüştü…

Yaşanan zirai don nedeniyle önümüzdeki günlerde fiyatlar ürün yokluğundan dolayı yeniden yükselişe geçecek…

Bu da dar gelirlilerin meyve-sebzeye ulaşımını zora sokacak…

* * *