Son dönemde Eskişehir'de kiralardan çıkan alev, gündemi meşgul etmeye devam ediyor.

Son dönemde Eskişehir'de kiralardan çıkan alev, gündemi meşgul etmeye devam ediyor. Eskiden kiralama işlemleri bir göçebe gibi hareketli, yer değiştirmeleri sık ve sancısızdı. Ancak şimdi kiracıların hareket edememesinin arkasındaki nedenlere yakından bakmamız gerekiyor. Eskişehir Emlakçılar Odası Başkanı Gazi Çelik, taşınma masraflarının kiracıları yerlerinde kalmaya zorladığını ifade ederek “Böylelikle 3 liralık ev 5 olacaksa 9 lira oluyor. 3 katına çıkıyor” dedi. Taşınma masraflarının 200 bin lira bandlarına çıkması yüzünden kiracıların yeni eve geçmektense ev sahiplerinin istediği kiralara razı olduklarını söyleyen Çelik haksız sayılmaz. Elbette ki bu durum da boş ev sayısının artmasına neden olmuyor. 
Ancak mevcut ekonomik iklimde kiracıların yerinde kalma eğilimi, yalnızca taşınma masraflarının ağırlığıyla açıklanamaz. Durumun kökleri daha derinde, ekonomik istikrarsızlık ve yanlış yönetim uygulamalarında yatıyor.

Öncelikle, bir ekonomik basınç tenceresi gibi kaynayan enflasyon ve kira artışlarının dizginlerindeki gevşeme etkisiyle kiralar adeta gökyüzüne uçtu. Önceki dönemlerde hükümet tarafından uygulanan yüzde 25’lik kira artışı sınırı bir nebze olsun soluk aldırırken, bu sınırın kaldırılması sonrası dileyen dilediği fiyata kira talep eder hale geldi. Bununla birlikte, yasal düzenlemelerden doğan dava açma haklarının suistimali, 10 yıllık kiracıları bile kapı dışarı edebilmek için kullanılmakta. Dolayısıyla birçok kiracı, taşınma masrafları ve yeni evin gerektirdiği masraflar nedeniyle mevcut yüksek kiralara razı geliyor. 

Hane halklarının gelir yapısına baktığımızda, kiralar ikinci en yüksek harcama kalemi haline gelirken, talep düşmekte, arz ise karşılanamaz hale geliyor. Gelirinin büyük kısmını kiraya ayırması gereken bir nesil, ev sahibi olma hayalini ertelemek zorunda kalıyor. Emlak piyasasının bu içler acısı durumu, yalnızca bozuk düzenin bir sonucu değil; aynı zamanda toplumsal huzursuzluğun, sosyal adaletsizliğin habercisi.

"Gerçek" fiyatlar, Çelik'in deyimiyle bu dönemde su yüzüne çıkarken, aslında ekonomik bozuklukların ve yetersiz düzenlemelerin yarattığı sancının göstergesidir. Soğuk kış aylarının yaklaşmasıyla birlikte, kombinin düğmesine daha fazla dokunurken, kira fiyatlarının düşmesi beklentisi de bir umut ışığı olarak kalmakta. Ancak bu umudun bir pamuk ipliğine bağlı olduğunu unutmamak gerekir.

Özetle, Türkiye'deki emlak piyasası ve kira mekanizması yalnızca piyasa dinamikleriyle değil, toplumsal ve politik kararlarla da yönlendirilmeli; kiracıların hakları ve hanehalklarının ekonomik refahı korunmalıdır. Aksi halde, sıcak yuvanızın dört duvarı arasına hapsolmuş kiracılar, soğuk gerçekler altında ezilmeye devam edeceklerdir.
***
KADINLARIN GÜCÜ HAN’A DOKUNUYOR

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce ve kadın meclis üyelerinin Han ilçesine gerçekleştirdikleri ziyaret, günümüz Türkiye'sinde yerel yönetimlerde kadın liderliğinin ne denli etkin ve değişim gücü yüksek olabileceğini gözler önüne seriyor. Bu tür ziyaretler, yalnızca sembolik bir anlam taşımıyor; bilakis, gerçek sorunların yerinde tespit edilip çözüm önerilerinin geliştirilmesi için önemli bir zemin hazırlıyor.

Ziyaretin sıcak karşılamalar ve lavanta çiçekleriyle başlaması, kadın liderlerin toplum nezdinde nasıl bir sevgi ve saygı gördüğünün somut bir göstergesi. 
Yerel sorunların çözümü için sahada bizzat varlık gösteren bir liderlik, toplumun güvenini pekiştirirken, hizmet ve yatırımların artırılacağı vaadi geleceğe dair umut ışığı oluyor. Özellikle Han’ın Eli Kadın Kooperatifi gibi girişimlerin desteklenmesi, kadınların ekonomik ve sosyal hayata daha etkin katılımlarının teşviki için oldukça kıymetli. Bu kooperatif, Han ilçesinin sosyal dokusuna önemli katkılar sağlarken, kadınların üretkenliğini ve dayanışmasını pekiştiriyor.

Ünlüce'nin ve kadın meclis üyelerinin ziyaretinin temel vurgusu, kırsal ilçelere yönelik yatırımların devam edeceği ve bu bölgelerin kalkınmasına yönelik çabaların artarak süreceği oldu. Bu girişimlerin hayata geçirilmesi, kent ile kırsal arasında denge sağlamak ve yerel kültürel mirası koruyarak bölgesel gelişmeyi desteklemek açısından büyük bir önem taşıyor.
Han Belediye Başkanı Bekir Belceli’ye yapılan ziyaret ise yerel iş birliklerinin ne derece etkili bir kalkınma modeli yaratabileceğinin habercisi. Han gibi kültürel olarak zengin ve kadim mirasa sahip olan ilçelerin gelişimi için iş birlikleri elzemdir. Ünlüce'nin ifadesiyle, "Kadınların şefkatiyle ve anaçlığıyla" bu işlerin yürütülmesi, problemleri çözmede insan merkezli bir yaklaşımı beraberinde getiriyor.

Bu ziyaretlerin ve yapılan temasların sürdürülebilir bir kalkınma perspektifiyle devam etmesi hem Han ilçesi hem de Eskişehir genelinde toplumsal refahın artmasına katkı yapacaktır. Kadın liderlerimizin her alanda daha çok söz sahibi olmaları dileğiyle, böylesi adımların desteklenmesi ve yaygınlaştırılması gerekiyor. Bu, sadece Eskişehir için değil, ülkemiz genelinde arzuladığımız değişimin de bir parçası olabilir. Başkan Ünlüce ve ekibine bu anlamlı ziyaret ve katkıları için teşekkür ediyoruz.