Odunpazarı İlçe Müftüsü Hamdi UZUNHARMAN'ın yazısı...
İslam dini Allah'a teslimiyet dinidir. Allah'a döneceğimizin bilincinde olarak yapılan bir teslimiyet. Dünya hayatı bizi öylesine bu gerçekten uzaklaştırır ki, Allah'ımızla olan bu bağımızı, O'na karşı vazifelerimizi unutur ya da ihmal ederiz. Sevdiğimiz evlatlarımızı, eşimizi, anne ve babamızı dünya telaşına dalıp ihmal ettiğimiz gibi. İşte bizi yaratan ve her şeyden daha iyi tanıyan Allah'ımız, dünya telaşıyla kendisinden uzaklaşan kullarının kendisini hatırlaması ve Allah'ı anarak dünya hayatının yorduğu kalplerini huzura kavuşturmaları için bazı fırsatlar sunmuştur. İşte o fırsatlardan biri de üç aylar diye bildiğimiz manevi huzur bulma mevsimidir. Üç aylar dünya hayatının karmaşasından sıyrılıp kulun Allah'ıyla huzur bulduğu nadide bir zaman dilimidir Takvimler 13 Şubat'ı gösterdiğinde Allah'a yürekten bağlı kullar için o mübarek manevi iklim başlayacak ve Rabbine yaklaşmak isteyenlere büyük bir fırsat olan üç aylara gireceğiz. Üç aylar Receb, Şaban ve Ramazan aylarını içeren özel aylardır. Bu üç aylar, içerisinde Regaib, Mi'rac, Berat ve Kadir gecelerini de barındıran Allah'a yaklaşma ve O'nunla huzur bulma aylarıdır. Ve bu güzelliklerin ilki olan Regaib gecesine 18 Şubat'ta kavuşacağız inşallah. Rablerine yakınlaşmak isteyen kullar bu mübarek aylara kavuşunca, nasıl bu ayları daha iyi değerlendirebiliriz ve bu manevi iklimden nasıl daha çok istifade edebiliriz diye tatlı bir telaşa kapılırlar. Öncelikle Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in duasıyla Rabbimizden bu ayları hakkımızda hayırlı eylemesi için dualar ederek bu güzel ayları karşılamamız en güzelidir. Sevgili Peygamberimiz bu mübarek aylara girince şöyle dua ederdi. 'Allah'ım Recep ve Şaban'ı bize mübarek eyle ve bizi Ramazan'a kavuştur (Ahmed b.Hanbel, Müsned, I/259). Üç aylar bizler için günahlardan arınma ve sevaplarla donanma ayıdır. Bu sebeple bol bol tevbe istiğfar ederek Allah'ımızın bizi affetmesi için yalvarmalı, O'nun mağfiretini kazanmamız için bizlere sunulan bu fırsatı en güzel şekilde değerlendirmeliyiz. Yaradılış gayemizi bol bol düşünmeli, hayat muhasebemizi yapıp yönümüzü Allah'a çevirmeliyiz. Bu aylarda insanlarla münasebetlerimize çok dikkat etmeli, insanlarla çekişmelerimizi bırakmalı ve Peygamberimizin ahlakıyla insanlara muamele etmeye çalışmalıyız. İçinde Kur'an-ı Kerim'in indiği ay olan Ramazan ayını barındıran bu üç aylarda Kur'an-ı Kerim'i bol bol okuyarak ve Rabbimizin bize o ayetlerinde ne buyurduğunu öğrenerek bu ayları en güzel şekilde bir bilgilenme ayı olarak da değerlendirmeliyiz. Bu üç aylarda oruç ve namaz gibi Rabbimize yakınlaştıracak ibadetlere gayretimizi arttırarak Allah'ımızla olan bağlarımızı güçlendirmeliyiz. Peygamber Efendimize (s.a.s.) salat ve selamlar getirilmeli, O'nun ümmetinden olma şuurunu tazelemeliyiz. Küslüklere son vermeli ve kardeşlik bağlarını kuvvetlendirmeliyiz. Vefat etmiş sevdiklerimizi de unutmamalı onlar için de dualar etmeliyiz. Ve en önemlisi de bu üç aylarda kazanacağımız güzellikleri üç ayların bitiminde kararlılıkla devam ettirme azmi göstermeliyiz. Çünkü bir sonraki üç aylara ulaşıp bu arınma fırsatına kavuşup kavuşamayacağımızı bilmiyoruz. Bu arınma fırsatını sanki bize sunulmuş son bir kurtuluş fırsatı gibi değerlendirmeliyiz. Bu üç aylarda kazandığımızı yılın geri kalanında heba etmemeliyiz. Rabbim üç aylarımızı ülkemiz ve İslam alemine mübarek eylesin. Tüm hastalık, bela, musibetlerden bizleri korusun. Sevdiklerimizle beraber bizleri Ramazan bayramına affedilmiş kullardan olarak ulaştırsın inşallah.
Günün Duası: 'Rabbimiz! Bize dünyada da, ahirette de iyilikler ver. Bizi cehennem azabından koru' (Bakara Sûresi, 201. ayet).