Sokak pazarlarından sebze-meyve atığı toplayanları çok gördüm. Ancak cadde ve sokaklardaki konteynerden toplayanları görmemiştim…
Geçtiğimiz Salı günü Odunpazarı Belediyesi’nin Yenikent Mahallesinde yaptırdığı 100. Yıl Kültür Merkezinin arka giriş kapısının önündeki çöp konteynerinden 3 kadının kültür merkezinin içerisinde yeni hizmete giren bir marketin atıklarını topladıklarını gördüm…
Durdum ve bir süre onları içim sızlayarak izledim…
Üç kadın konteynırları didik didik ederek marketin attığı çürümüş meyve sebzeleri tek tek seçerek yenilebilir durumdaki domates, sebze ve meyveyi toplayarak torbalarına koydular…
İhtiyaçları olmasalar çöp konteyneri karıştırmazlar…
Hangi insan ister çöpten yiyecek toplamak...
Zaman zaman gerek sosyal medyada gerekse yazılı basın ve internet haber sitelerinde benzer fotoğraflar gördüğümde “bunlar gerçek mi, duygu sömürüsü mü ya da kurgu mu?” diye sorgulardım…
Gözümle tanık olunca insanların gerçekten çöpten meyve-sebze topladıklarına inandım…
Yukarıda yazdım…
Pazaryerlerinden akşam pazar dağılırken pazarcı esnafın ezilen, çürüyen sebze-meyveleri geri götürmek yerine tezgâhlarının hemen yan tarafına döktüklerini, onları toplayıp pazar çantasına doldurduklarını görüyorum…
Hadi onlar bir nebze olsa da temiz sayılır…
Çöp konteynerlerinin çerisine insanlar evsel atıklarını atıyorlar…
O atıkların içerisinde ne ararsan var…
Ona rağmen muhtaç insanlar mecbur kaldıklarından çöplerin arasından toplayıp evlerine götürüyor…
Demek ki burası, atıklarla hem de artıklarla beslenen ve ev geçindirmeye çalışanların uğrak yerlerinden birisi haline gelmiş…
* * *
Çöp konteynerlerine atılmış sebze-meyve ve belki de tarihi geçmiş gıdaları toplayan kadınların görüntüsü giderek artan geçim sıkıntısını alenen gözler önüne seriyor...
Gördüğüm bu manzarayı Adalarda kafe işleten bir arkadaşımla paylaştığımda, “Restoran, paket servisi yapan büfe ve marketlerin yoğun olduğu Adalardaki çöp konteynerleri her gün kadın-erkek fark etmiyor karıştırıp işlerine yarayanları torbalara dolduruyorlar. Atıklarla beslenen ve ev geçindirmeye çalışanların uğrak yerlerinden birisi haline geldi burası” dedi…
“BU GÖRÜNTÜLER GİDEREK ÇOĞALIYOR”
Kafe işleten arkadaşım şunları da söyledi: “Yaşanan ekonomik kriz ile gıda ürünlerinde yaşanan artış sonrası sosyal yardıma muhtaç vatandaşların artması da gözlerden kaçmıyor. Bu görüntüler giderek artan geçim sıkıntısını bir kez daha gözler önüne seriyor. Hem dilencilik hem de gerçekten çöpten yiyecek arayan insanların görüntüleri ise çoğalarak yaşanan gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi...”
TEMEL GIDA BİLE LÜKS OLDU
“Askıda ekmek” uygulaması yıllardır süren bir gelenek. Fırından bir ekmek kendisine alırken “bir ekmek parası” da fırına bırakılırdı. Fırın işletmecileri de bunları ihtiyaç sahiplerine dağıtırdı. Son aylarda “askıda simit” den sonra “askıda yemek” hatta “askıda çay” uygulamalarına şahit oldum…
Çöpten temel ihtiyaçlarını karşılayamaya çalışan vatandaşların yaşadığı dram, Türkiye’nin ekonomik tablosunu bir kez daha gözler önüne seriyor…
Artan enflasyon ve durdurulamayan hayat pahalılığı, vatandaşları temel ihtiyaçlarını çöpten karşılamaya kadar itti. Sadece Eskişehir’de değil Türkiye’nin hemen hemen her ilinde sık sık görülen bu üzücü manzaralar yoksulluğun, sefaletin geldiği noktayı gözler önüne seriyor…
Marketlerin ve pazarların atıkları için çöp konteynerlerini karıştıran vatandaşlar, resmen yaşam mücadelesi veriyor. Birçok insanın marketlerden alınamayan sebze ve meyve atıklarını toplayarak ailelerini doyurmaya çalışması, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkış için acil çözümlere ihtiyaç duyulduğunu açıkça gösteriyor…
Asgari ücrete yüzde 30, işçi ve Bağ-Kur emekli maaşlarına yüzde 15,75, memur ve memur emeklilerine ise yüzde 11,54 zam yapılırken 2025’de uygulanmaya başlayan “yeniden değerlendirme oranının” yüzde 44 olarak açıklanması, akaryakıta gelen peş peşe zamlar insanların yaşam koşullarını daha da çekilmez hale getiriyor...
“EMEKLILERIMIZE MAAŞLARINI DÜZENLI NASIL ÖDEYEBILIRIZ, BUNUN TELAŞI IÇERISINDEYIZ"
Yaşam şartları ağırlaştı diyerek yakınırken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın "Emeklilerimize aylıkları düzenli nasıl ödeyebiliriz, sağlık hizmetlerini sürdürülebilir hale nasıl getirebiliriz, bunun telaşı ve çalışması içerisindeyiz" sözleri maaş ödemeleri konusunda ciddi endişelere neden oldu…
İşçi ve memur emeklileri böyle bir konunun bugüne kadar hiç konuşulmadığına dikkat çekti…
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, katıldığı Habertürk canlı yayınında gündeme ilişkin çok önemli değerlendirmelerde bulundu…
BAKAN IŞIKHAN'IN SÖZLERİ YAYINA DAMGA VURDU
Bakan Işıkhan'ın kademeli emekliliğe ilişkin sözleri ise adeta programa damga vurdu…
Işıkhan "Biz şu an mevcut aktüeryal dengeyi nasıl sağlayabiliriz, emeklilerimize aylıkları düzenli nasıl ödeyebiliriz, sağlık hizmetlerini sürdürülebilir hale nasıl getirebiliriz, bunun telaşı ve çalışması içerisindeyiz. Burada aslında bir mağduriyet söz konusu değil. Mağduriyetle ön plana çıkmak sağlıklı bir tarz değildir.SGK sistemine bakın. Tüm dünyada gıpta ile takip edilen bir sistem. Biz içeride olduğumuz için bilmiyoruz. Ama dışarıdan gelen, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız bize nasıl iltifatlarda bulunuyor" ifadelerini kullandı.
MİLYONLARCA EMEKLİ PANİKTE
Ancak Bakan Işıkhan'ın sarf ettiği, "Emeklilerimize aylıkları düzenli nasıl ödeyebiliriz, bunun telaşı içerisindeyiz" sözleri farklı yorumlara neden olarak özellikle milyonlarca emekliyi endişeye sevk etti…
* * *
“BİN 250 KİŞİLİK BOŞ KAPASİTEMIZ”
Yükseköğrenim, özellikle kayıt dönemlerinde sık sık gündeme geliyor…
Yaşadıkları illerin dışında üniversiteyi kazanan öğrenciler “gittiğim ilde KYK yurdunda kontenjan doldu ise nerede kalacağım?” telaşı içine girerler…
Zaman zaman Eskişehir’deki KYK yurtlarının dolduğu, öğrencilerin barınma sorunu yaşadıkları gündeme geliyor…
2024-2025 öğrenim yılının başlamasından sonra birileri çıkıp, “KYK Yurtlarında kontenjanlar doldu. Üniversite okumak için ilimize gelen öğrenciler barınma sorunu yaşıyorlar. Ev kiraları da çok yüksek olduğu için ev de tutamıyorlar. Sokakta kaldılar” gibi açıklamalar yapmışlardı…
Bu açıklamalara o günlerde, “Doğru değil. KYK Yurtlarında kontenjan açığı var. Müracaat eden öğrencinin kaydını yapabiliriz” şeklinde bir açıklama yapılmadı…
“BİN 250 KİŞİLİK BOŞ KAPASİTEMIZ MEVCUT”
Önceki gün Gençlik ve Spor İl Müdürü Hasan Kalın, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle ile kentteki spor basını çalışanlarıyla kahvaltıda bir araya geldi…
Odunpazarı İlçesi Büyükdere Mahallesi’nde bulunan Şehit Suat Çelik Gençlik Merkezi’nde düzenlenen kahvaltı programından sonra Kalın, spor muhabirlerinin sorularını yanıtladı…
Gündeme dair açıklamalarda da bulunan İl Müdürü Kalın, “Bazı basın organlarında kalacak yer bulamayan öğrenciler olduğu gibi asılsız iddialar ortaya atıldı. Yurtlarımızda yaklaşık bin 250 kişilik boş kapasitemiz mevcut” dedi…
Gençlik ve Spor İl Müdürü Hasan Kalın, Eskişehir’de toplam 17 bin 520 kapasiteli yurtların olduğunu, bunun 6 bin 500’ü erkek öğrencilere, 11 bininin ise kız öğrencilere ayrıldığını belirti ve şöyle devam etti:
“Şu anda aktif olarak 16 bin 260 öğrenci yurtlarımızda kalıyor. Yani yaklaşık bin 250 kişilik boş kapasitemiz mevcut. Bazı basın organlarında dışarıda kalacak yer bulamayan öğrenciler olduğu gibi asılsız iddialar ortaya atıldı. Ancak bu doğru değil. Bugün itibariyle dışarıda kalacak yeri olmayan bir öğrenci getirilirse hemen misafir olarak kabul edebiliriz. Hiçbir öğrencimiz dışarıda kalmak zorunda değil.”
* * *
Bu asılsız dedikodular veya yapılan açıklamaların amacı kurumu yıpratmak mı?
Keşke o dedikoduları yayanlar veya açıklama yapanlar Gençlik ve Spor İl Müdürüne telefon edip “öğrenciler barınma sorunu yaşıyor. KYK yurtlarının kontenjanlarının hepsi doldu mu? Boş yatağınız yok mu?” diye sormuş olsalardı…
Çevrenizde gerçekten barınma sorunu yaşayan veya KYK yurtlarında kalmayı tercih edecek öğrenciler varsa Gençlik ve Spor İl Müdürüne gönderin…
“Bin 250 kişilik boş kapasitemiz var” diyen Müdür Kalın, eğer o öğrencileri yurtlara almıyorsa o zaman çıkıp hesap sorulsun…