Bugün  okuyabildiysek , işlerimize gidebiliyorsak, bu yazıyı yazabiliyorsam , hepsi senin sayende Ata’m
Tüm milletimizin “29 Ekim Cumhuriyet Bayramı”nı en içten dileklerimle  kutluyor, Cumhuriyetimizin nice 101 yıllar daim olmasını diliyorum.

Bu hafta çocuk sağlığı üzerine yazmak istedim.  Sağlıklı çocuk, sağlıklı nesil demek...Aslında çok yıllar sonrasına gitmeye de gerek yok.Çocukların okul ortamından kaptığı ir hastalık , evlere taşınıyor ve evde kim varsa dolaşıyor adeta… Bu nedenle onların bağışıklığını yüksek tutmak, onları hastalıktan korumak  yetişkinler için de çok önemli…

5 yaşındaki yeğenimin ilk gösterisini izleme fırsatı buldum bu hafta, harika gurur verici bir tabloydu benim için…Büyüdüklerine şahit olmak,  küçücük elleriyle anlamının anlayabildiklerinden çok daha fazla olduğu cümleler taşımaları, milli ruhu şimdiden hissetmeleri o kadar önemli ki… 

Çocukların oluşturduğu kalabalıkta gözüme çarpan bir tek bu güzel tablo değil tabii ki…Tüm çocuklar aynı tonda öksürüyor. Burada pediatrist arkadaşlarım ve hocalarımla aynı fikirdeyiz sanıyorum…

Hastalanınca doktora gidiyoruz evet ama önleyici sağlık da bir o kadar önemli…Aslında çocuk hekimlerimize “Hastalandı ne yapalım?” değil de “Hastalanmaması için ne yapalım?” diye sormak da çok kıymetli bence…

Bağışıklık güçlendirmek, sağlıklı ve dengeli beslemek… Hani bir bebek maması reklamı vardı. Bebek mamayı içtikten sonra etrafında mavi koruma kalkanı oluyordu. Gözünüzün önüne geldi bence… 

Benim bu görüntü sağlıklı ve dengeli beslenen okul çağındaki bir çocuk gördüğümde gözümde beliriyor adeta. “Aferin miniğime” diyorum. “Okuldaki çocuklar hasta olsa bile kendine güzel bir koruma kalkanı oluşturuyor. Evet bulaşabilir belki ama çok daha hafif atlatabilir böylece…” 

Okul öncesinde temel oturtmak çok önemli evet ama bir sorunumuz daha var. “Besin bağımlılıkları”

Özellikle ortaokuldaki çocukların birbirinden görerek bazı besinlerle tanışmaları mümkün olabiliyor. Bunlardan beni en tedirgin edeni  “NOODLE”. İçinde ne var ? En bilineni “mono sodyum glutamat” yani  “Çin tuzu”…Öyle bir şey ki noodle inanın artık bağımlılık başlaması için yaş faktörü çok önemli olmuyor. Yani  maalesef sadece çocuklarımızın tükettiği bir şey değil. Pratik hazırlanıyor olması, çalışan  ve özellikle yalnız yaşayan kesimin de sözde işini kolaylaştIrıyor (!)

Her başlayan hastama /danışanıma anamnez formu doldururken mutlaka sevdikleri ve sevmedikleri besinleri soruyorum.

En önemli soru da bence “Vazgeçemediğiniz bir besin var mı? Her gün mutlaka tüketmem gerekiyor, dediğiniz bir besin var mı ?” 

Bu soruya “Noodle” cevabını veren belki 50 tane hastam olmuştur. Yaşı yok dedim ya... 65 yaşında noodle bağımlısı bir teyze vardı.

…. Teyzeciğim dedim, sen bu yaşta nereden buldun da bağımlı oldun ? Erişimimiz kolay tabii marketlerde de yaygın oldukça  ama ilk tanışması ergenlik dönemindeki oğlunun eve alıp gelmeleriyle başlamış. Peki oğlu nerede tanışmış ? Okul kantininde….

Benim öğrencilik yıllarımda da  okul kantinleri denetleniyordu (!)  fakat denetim sadece  asitli içecekler,  bağımlılık yapıcı market ürünleri olmamalı. Noodle  da buna dahil olmalı, içinde mono sodyum glutamat olan diğer baharatlı çubuk kraker de…Evet üzerinde “cips” yazmıyor ama cipsin içeriğine sahip olan “ kraker” adı altında birçok ürün yer alabiliyor…

Ben kendi adıma çocuk ve ergen hastalarımda kantinden, marketten neler alabiliriz? Etiket okuma nasıl yapılmalı ? Detaylıca anlatıyorum.Verdiğim seminerlerde de ebeveynleri mutlaka bilgilendiriyorum.

Keşke daha fazla kitleye doğru bilgiyi aktarmak için ulaşabilsek…

Buradan da duyurmuş olayım. Bana imkan verilse  okul okul gezip öğrenci ve velilere anlatmaya hazırım...81 il bile olsa…

Haftaya  başka konuyla görüşmek üzere. Sağlıklı günler, sağlıklı yarınlar diliyorum…