Kölelik, insanlık tarihinin en karanlık gerçeklerinden biri. Antik çağlardan günümüze kadar farklı biçimlerde varlığını sürdürdü. Peki, zincirler kırıldı diye kölelik tamamen sona erdi mi? Yoksa modern dünyada farklı şekillerde karşımıza mı çıkıyor?

Geçmişte köleler tarımda, madenlerde ve saraylarda zorla çalıştırılıyordu. 19. yüzyılda kölelik yasalarla kaldırıldı, ancak insan emeğinin sömürüsü farklı biçimlerde devam etti. Bugün çalışma hayatı ve dijital dünya, modern köleliğin yeni sahneleri haline geldi.

Milyonlarca insan uzun saatler boyunca düşük ücretlerle çalışıyor, iş güvencesizliği ve ağır koşullarla mücadele ediyor. Geçim sıkıntısı içinde sıkışan bireyler, ekonomik baskılar nedeniyle özgürlüklerinden ödün vermek zorunda kalıyor. Zincirler görünmez olsa da, etkileri iş dünyasında hâlâ hissediliyor.

Ancak modern kölelik yalnızca çalışma hayatıyla sınırlı değil. Sosyal medya ve tüketim kültürü de insanları farklı bir esaretin içine sürüklüyor. Sabah uyanır uyanmaz telefon ekranına bakıyor, günümüzün büyük bir kısmını dijital dünyada geçiriyoruz. Beğenilme ve onaylanma arzusu, bizi farkında olmadan bağımlı hale getiriyor. Daha iyi bir yaşam hayaliyle sürekli çalışıyor, kazanıyor ve harcıyoruz. Peki, gerçekten özgür müyüz?

Tarih boyunca kölelik farklı biçimlere bürünerek varlığını sürdürdü. Bugün zincirler gözle görülmüyor olabilir, ancak ekonomik baskılar, dijital bağımlılık ve tüketim kültürü, bireyleri farkında olmadan yeni bir kölelik düzenine mahkûm ediyor. Gerçek özgürlük, bu görünmez prangaları fark etmek ve onlardan kurtulabilmekte yatıyor. Peki, siz gerçekten özgür olduğunuzu düşünüyor musunuz?