CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu “yolsuzluk” suçundan tutuklandı.
İmamoğlu’nun 19 Mart sabahı oturduğu evden gözaltına alınmasının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den bir çağrı geldi.
Hukuksuzluklara boyun eğmeyen tüm vatandaşları “sokağa” çağırdı.
Aslında Özel’in talebi zaten sokaktaki vatandaşın da isteğiydi. Başka bir tabirle anlatmak gerekirse vatandaş Özel’i sokağa davet etti!
Ama benim sizlere anlatmak istediğim aslında farklı bir konu…
CHP İl Örgütleri tüm şehirlerde direnişi koordine ediyor.
Eskişehir’e baktığımızda İl Başkanı Talat Yalaz’ın çok başarılı bir süreç yönettiğini düşünüyorum…
Artık sokaktaki tüm gençler onu tanıyor, biliyor. Gençlerin ağzında hep “Talat Başkan yanımıza desteğe geliyor” “Talat Başkan şunu dedi artık evimize gidelim” gibi cümleler var.
Talat Yalaz bu dönemde hem gençlerin kalbine girdi, hem de sokaktaki direnişi başarılı bir şekilde yönlendirdi.
Fakat diğerleri?
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt yıllardır devrimci kişiliği ile ön plana çıkıyor. Sert sözleri, iktidara sert çıkışlarıyla bilinen bir isim. Sürekli olarak “Demokrasiden yanayız, gençlerin yanındayız” mesajı veren Kurt’u bu tip eylemlerde çok nadir görüyoruz.
Ahmet Ataç’tan ve diğer ilçe belediye başkanlarından bahsetmeyeceğim bile.
Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce de alanlardan ve sokaklardan oldukça uzak durdu.
Biraz daha geri gidelim…
Tarih 21 Mart Cuma…
Evet, Anadolu Üniversitesi’nde polisin önüne barikat kurduğu ve saatlerce TOMA’nın altında ıslanıp o şekilde Eskişehir’in ayazında bekleyen öğrencilerin yanına gitti.
Ünlüce’nin yanında CHP Milletvekili Jale Nur Süllü ve tabii ki İl Başkanı Talat Yalaz da vardı.
Öğrenciler siyasilere kızgın ve sitemkardı, bunu orada sıkça dile getirdiler. Bunun tek sebebi bu kadar geç gelmeleri ve direnişte yanında olmamalarıydı...
Sitemleri özellikle vekillere… Eskişehir’in vekilleri Utku Çakırözer ve İbrahim Arslan da bu süreçte vatandaşın yanında olmadı.
Bu kentte yaşayan ve öğrencilerin oyuyla Meclis’te kendilerine koltuk kazanan Eskişehir vekillerinin, daha çok öğrencilerin yanında olmaları beklenirdi.
Tabii vekillerin de bu süreçte Saraçhane’de ve Meclis’te görevleri vardı. Ancak daha doğru bir görevlendirmeyle 3 vekilin dağılımı farklı şekilde yapılamaz mıydı? Ve öğrencilerin, sokaktaki halkın yanında en azından biri duramaz mıydı?
İşin özeti halkı sokağa, isyana davet ediyorsan sokakta olacaksın, öğrencilerle gençlerle omuz omuza duracaksın. Oldukça demokrat ve halkçı olarak bilinen isimlerin atladığı bazı detaylar var…
Önce kendi şehrin, sonra diğer konular…
Keşke ilk önceliğiniz Eskişehirliler, öğrenciler ve şehrimiz olsaydı.
Belki genç kuşağımız bu kadar müdahaleye ve haksızlığa maruz kalmazdı…
Soruyorum: Eskişehir vekilleri nerede? Eskişehirliler neden yalnız bırakıldı?