Ah popüler kültür, bir anda öyle bir yayılıyor ki doğru bilgi de yanlış bilgi de; iyi de kötü de,…

Popüler kültürün getirdiklerini yapmadıkça kendimizi eksik ve geri kalmış hissedebiliyoruz.
Bugün Dubai çikolatasından örnek veriyorum belki ama bu hayatımızın birçok alanında geçerli…

Örneğin  sosyal medya… Gittiğimiz yerleri paylaşmayınca sanki hiç gitmemiş gibi hissediyoruz veya içtiğimiz güzel bir mekandaki kahveyi paylaşmayınca sanki  hiç içmemişiz gibi ,…veya yaptığımız işler, etkinlikler paylaşmayınca kimsenin haberi yok gerçekten…

Git gide daha da dijitalleşen  dünya beni kendi adıma sevindirirken bir yandan da üzmüyor değil aslında…

En basitinden bu hafta uzun süredir otobüs yolculuğu yapmamıştım. Özellikle yalnız yaptığım uzun yolculukları çok severim, kitabımı, kulaklığımı bir de kalabalık ortamda bağışıklık güçlendirmek için propolisimi (bu kesinlikle mesleki deformasyon)  koyar, kahvemi alıp yolu seyrederdim. Koltuk arkası televizyondan Marvel serisinden bir film veya komedi filmi izler anlık modumu değiştirirdim.

 Dedim ya uzun zaman olmuş binmeyeli , ilk  değişen şey sıcak içecek servisi olmuş çay da yok artık kahve de …Biraz araştırdım covid kapsamında alınan bir önlemmiş, paketli ambalajlı ürünler satılacakmış fakat  ambalajlı tekli  kutularda değil yine litrelik içeceklerden bardaklara koyularak dağıtılıyor,… Bu ne perhiz…neyse…

“İçececek bir şey istemiyorum, teşekkürler” diyip önüme döndüm ve   ne gördüm ? Koltuk arkasındaki  mini televizyonlar yok. Herhalde araç yeni ondan eski televizyon yok dedim, üstelemedim. Dönüş yolundaki koltukları görene kadar…  Dönüş seferimdeki araçlarda pleksi yapıştırma levhalar vardı. Üzerinde de şunlar yazıyordu:
1. QR kodu taratın.

2.Açılan sayfadan uygulamayı indirin.

3. Telefonunuzdan … Multimedya ağına bağlanın.

4.Kulaklığınızı takarak …Multimedyanın tadını çıkarın.

Yenilikleri olabildiğince takip etmeyi kendimi güncellemeyi severim ama inanın hiç içimden bile gelmedi. Evde televizyon bile izlemeyen ben nedense o mini inç televizyon ritüelimi sevmişim meğer…

Bizim nesil adapte olmuştur çoktan ama ahh benim  memleketine giderken akşam haberlerini izlemek isteyen canım amcalarım… 

Küreselleşen Dijital Dünya ile bir orada bir burada olmayı ,  şehir dışı mesleki toplantılara katılmayı, hatta  kongrelerde  canlı ameliyat izleyebilmeyi,…çok seviyorum fakat tik tok videolarıyla tüm çocukların aynı figürlerle dans edip bunu “herkese açık” seçenekte paylaşarak birçok siber zorbalığa maruz kalmalarını,  … ve bu tarz dönüşümü sevemiyorum, kabul edemiyorum…

Dubai çikolatası ve bunun gibi bir anda popülerleşen ürünlere karşı hep bir soru işaretim olmuştur.

Dubai çikolatasına da güvenim dün okuduğum bir haberle  kırıldı diyebilirim.

Danışanlarıma her zaman söylüyorum, bitki çayı, baharat, kuru meyve alırken lütfen paketli ve etiket bilgisi olanları tercih edin. Çünkü taklit ve tağşişe en yatkın ürünler bunlar…

Küf oranı, aflatoksin miktarı gözle görülebilen  değerler değil bu nedenle bildiğimiz markalardan almak çok daha güvenli.

Daha önceki aylarda kayısı haberini duymuştuk, ihraç ettiğimiz kayısılarda aflatoksin miktarı yüksek çıktığından yurt dışındaki bazı ülkeler ülkerine alırken kabul etmedi. Satılamayanları kim yedi ? Biz tabii ki…

Her şeyin iyisini satıp kalanlarla yetindiğimiz gibi…

Şimdi de Antep fıstığı yine ihraç esnasında aflatoksin  miktarı yüksek çıktığından bazı ülkeler kabul etmedi. Yine kim yiyor? Biz tabii ki… Hem de ballandıra ballandıra , kadayıflara batıra batıra , hatta bir de üzerlerine çikolatalara sararak…İnanın kalori açısından hiç takılmadım… Çok daha kalorili geleneksel tatlılarımız da var dengeledikten sonra yenilebilir güzel de bir inovasyon ve pazarlama stratejisi olduğuna inanıyorum.

Ayrıca her Antep fıstığında aynı durum olmadığını,  çok dikkatli ve  titiz üreticilerimiz olduğuna eminim ama  bir yandan da  diğerleri için “Acaba?”  demekten kendimi alamıyorum.

Yani acaba Dubai Çikolatası satamadığımız Antep fıstıklarının değerlendirilme yöntemi olabilir mi ?

Buradan sonrasında topu size bırakıyorum…

Yiyeceksek de  güvendiğiniz yerlerden almayı ihmal etmeyelim…

Sağlıklı besinlere, en sağlıklı şekilde ulaşabilmemiz ümidiyle

İyi haftalar diliyorum…