Yazı dizimize devam edelim…
Ayaz Ata kültürünün Ruslardan Türklere geçtiği iddia edilir… Bu doğru mudur sizler için derledik…
Türk mitolojisinde Ayaz Ata isminde bir figür olup olmadığı halen tartışma konusudur… Özellikle Hunlar ve öncesi Gök Tanrı inancına ilişkilendirilmeye çalıştığı söylenebilir…
Bazı tarih uzmanları bu kültürün Rus kültüründen geçtiğini iddia ediyor… Bazıları ise tam tersini…
Günümüz Türklerinde, özellikle Orta Asya’da ve Sibirya’da Ayaz Ata ve Kar Kız/Ayaz Kız kültürünün devam ettiği ifade ediliyor…
Uzmanlar, Rusya’da (özellikle Sovyetler Birliği döneminde) Ded Maroz geleneğinin yaygınlaşmasıyla bu kültürün Sovyetler sebebiyle Türkler’e geçtiğine dair yanlış bir algı olduğunu, Ayaz Ata adının Rusça’daki Ded Maroz (Ayaz/Soğuk Dede/Ata) ile Sneguroçka (Kar Kız) sözcüklerinin çevirisi olmasının araştırmacıları yanılttığını ifade ediyor…
Bilinen bir gerçek var ki, Türkler’de kış dönümü Hunlar döneminde kutlanan bir gelenek…
Türk mitolojisine ilgi duyanların bildiği diğer gerçek ise hayat ağacının kutsallığı, Gök Tanrı'nın en yüksek tepede yaşadığına inanılması ve özel günlerde hediyeler sunulması geleneğidir…
Ruslarda ilk kez 1935 yılında, Pravda gazetesinin bir baskısında ilk defa Ded Maroz'dan bahsedilmiş… (Stalin'in yakın arkadaşı Pavel Postyshev, Ded Maroz'u kurgularken Türklerin o tarihlerde zaten kutladığı Ayaz Ata'dan faydalanmış… Hatta ilk kurgulanan Ded Maroz'a da Türkçe Ayaz Pavloviç Atayev ismi verilmiş…. Ded Maroz'a eşlik etmesi için de Akşeker ya da Karkızı figürü Türk mitolojisinden faydalanılarak kurgulanmış…
Lakin bir gerçek var ki, Cengiz Aytmatov’un ‘Gün Olur Asra Bedel’ adlı romanında Ayaz Ata geleneğini Türklerin mitolojik kahramanı olarak işlediğini görüyoruz…
Bu geleneğin Ruslardan Türklere geçtiği algısını çöpe atıyor…
Uzmanlara göre, Türkler'de /Şamanlar en bilge ve tanrıya ulaşılması için başvurulan bir varlık olarak görüldüğünden Ayaz Ata olarak görev de onlara verilmiş…
O yüzden Ayaz Ata geleneği, genelde Kuzey Türkleri için var… (Şaman/Kamları kullanarak kış dönümünde, özellikle Sibirya ve Altay Dağları çevresinde yaşayan Türkler’de yaygın olarak kutlanıyor)
Özellikle Kazakistan'da Ayaz Ata geleneği oldukça yaygınlaşmış durumda… Kazak şairi Abay Kunanbayev’in Ayaz Ata'yı tanımladığı şiirinde:
‘Ak giyimli gövdeli, aksakallı
Kör ve sağır tanımaz diri canlı
Üstü başı ak kır, rengi soğuk
Bastığı yeri gıcırdatıp, gelip kaldı.
Nefesi tipi, ayazla kar
İhtiyar baba: Kış, gelip hüzün saldı.
Uçmaz külahını ok gibi dimdik yapıp
Ayazla kızarıp parladı.
Bulut gibi kaşları kapamış iki gözün
Başını silkse kar yağdırıp seni zorladı.’
Oğuz Türklerinde ise bu gelenek, daha çok Nevruz olarak kutlanmış…
Ezcümle: Bu gelenek, Ruslardan da, Hristiyanlardan da eskiye dayandığı iddiasını güçlendiriyor…
İSLAMİYETE GEÇİŞ SONRASI BU GELENEKLER DEĞİŞTİ Mİ?
Kuzey Türklerinin, İslamiyet’i kabul ettikten sonra Ayaz Ata’nın da evsizlere, barksızlara, kimsesizlere, yolcu-yolakçı, zorda kalanlara yardım eden evliya rolüne büründüğünü, İslam inancında ki bir nevi ‘Hızır’ kimliğini, İslam öncesi Türklerde Ayaz Ata’nın üstlendiğini ifade ediyor uzmanlar…
Kazak Türklerinde kışın karşılanması töreninin adı ise ‘Soğumbası’
Eski Türk mitolojisinde yel (rüzgâr), evreni döndüren, şekillendiren bir güç anlamında… (Ayaz’da yelden oluşuyor)
YEL ATA…
Eski Türkler ilk zamanlarda Ayaz Ata kültürünü Yel Ana olarak da tanımlamışlar… Zamanla Yel Ata ve Ayaz Ata’ya dönüşmüş…
Efsaneye göre, Ülker burcunun altı yıldızı, göğün altı deliğidir… Yeryüzüne soğuk hava üfleniyor ve kış oluşuyor… Ayaz Ata ise bu soğukta darda kalanlara ve ihtiyaç sahiplerine yardım eden bir kişi…
Ayaz Ata, Özbekçe Ayoz Bobo veya Ayaz Ota, Kırgızca Ayaz Ata, Kazakça Ayaz Ata, bazı Türklerde Ak Ayas, Başkurt lehçesinde Ayaz Ata, Kış Babası olarak yer alıyor…
Zamanla, Ayaz Ata’ya iyiliklerinde yardım ve eşlik eden kızı, bazı hikâyelere göre de torunu eklenmiş…
Torunu ise Kar Güzeli adıyla anılıyor…
Tatar kültüründe ise Qış Babay (Kış Babası), torunu ise Kar Kızı olarak tanımlanıyor…
Konuyu epey araştırdım, kanaatim odur ki; Türklerde 21 Aralık günü veya karın ilk düştüğü gün kutlanan kış döngüsü, Hristiyanlık ve İslamiyet'in inanç sisteminde kendisine yer bulmakta zorlanmış…
Hristiyanların bir kısmı Hazreti İsa’nın doğumunu 25 Aralık’ta kutluyor… Fener Patrikhanesi, Ermeni Patrikhanesi ve Rus Kilisesi Hz. İsa’nın doğumunu 6 Ocak'ta kutluyor…
Hal böyle olunca Türklerin geleneksel akçam ağacı kutlamaları veya Ayaz Ata kültürü, diğer semavi dinlerin inanç sistemi içerisinde kendisine yer bulamamış görülüyor…
…/…
Bu yazının sonunu uzmanların yorumuyla virgülleyelim;
Türk kültüründeki Ayaz Ata veya Nardugan Bayramı, ya Hristiyanlıkla veya Rus gelenekleriyle özdeşleştirerek sanki Türklere ait değilmiş gibi sunuluyorsa da Türklerdeki bu gelenek, Ruslardan da, Hristiyanlardan da eskiye dayanmaktadır…
Nardugan, Türklerde yeni yıl bayramıdır…
Ayaz Ata ise bu bayramın simgesidir…
Ayaz Ata, her yıl 22 Aralık'tan sonra gelen ilk dolunayda ortaya çıkar ve 1 Şubat’a kadar kutlamalar devam eder... Kuzey Türklerinde 21 Aralık’tan sonra ilk dolunayın çıktığı ilk gün, yeni yılın ilk günüdür…
Akçam ağacı ise tanrı ile kurulan bağlantının simgesidir…
Türklerin işlediği halı, kilim ve diğer motiflerde hem akçam ağacı hem de Ayaz Ata motifleri bulunmaktadır…
Yılbaşı kutlamak Hristiyan geleneği midir?
Güney Türkleri/Oğuzlar, yeni yıla Nevruz ile başlıyor… Hem Kuzey Türkleri hem de Güney Türkleri, yeni yılda kutlama yapmışlar... Kış dönümü ve bahar dönümü olarak adlandırılan bu bayramların yaşadıkları coğrafyaya göre farklılık gösterdiği söylenebilir..
Uzmanlar, günümüzde İslam kültürüyle yetişenler için yılbaşı kutlaması, Hristiyanlık geleneği olarak görüldüğünü, fakat Türklerde hayat ağacı kültürünün yaygın olarak kullanıldığını, Türklerin yeni yıl kutlamalarının Hristiyanlıktan çok daha eskiye dayandığını, Türk kültüründeki Ayaz Ata geleneğinin, Hristiyanlık’ta ki Noel Baba veya Ruslar’daki Ded Maroz mitolojisiyle alakalı değil, tam tersi onlardan çok eskiye dayanan mitolojik bir gelenek olduğunu söylüyor…
…/…
Mitolojide olsa, efsane de olsa bir gerçek var ki, Ayaz Ata, Ayaz Han olarak da bilinen bu soğuk beyi Ruslar’daki gibi kötülüğü temsil etmiyor…
Rus mitolojisinde Ded Maroz, soğuk getiren bir kötü ruh…
Fakat Türklerdeki Ayaz Ata, soğukların bitmesine neden olan iyi bir ruh…
Türklerde Ayaz Ata'nın bindiği kızaktaki altı ayak ise Ülker burcunun altı yıldızı ve göğün altı deliğini temsil ediyor… Türk mitolojisinde Ayaz Ata, Ay Tanrısı ile iletişim kuran soğukların bitmesi için aracılık ediyor… Ay Tanrısının, soğuk havaya karşı Türkleri koruması için Ayaz Han’ı gönderdiği kabul ediliyor…
Derleyen: Güvence I Hüseyin Güven
Kaynakça;
• Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi, Rusya Araştırmaları Enstitüsü Başkanı (RUSEN) Prof. Dr. Salih Yılmaz.
• AA
• Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nden Prof. Dr. Nurullah Çetin,
Not: Araştırma /derleme yazımızın son kısmı Prof. Dr Ahmet Taşağıl Bey’in görüşleri ve yorumlarımızla sonlanacak…