Merhaba Değerli Okurlar;

Geçtiğimiz hafta bir kişinin bir suça karışması durumunda suça karışanların akıl hastalığı olduğu takdirde ceza alıp almama durumunu anlatmaya çalışmıştık. Bu hafta ise 6284 Sayılı Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanununu anlatmaya çalışacağız.

Son zamanlarda artan kadına ve çocuğa şiddet olaylarından sonra toplumda ,verilen cezaların azlığı tartışma konusu oldu.Genel kabul olan düşüncede cezaların tatmin etmemesi durumu suçun caydırıcılığı hususunda insanlarda soru işareti oluşturma durumuna geldi. Özellikle kadına ve çocuğa bilhassa aile kurumuna karşı işlenen suçlarda 6284 sayılı Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanunun hatırlatılmasında fayda var diyebiliriz.

Söz konusu kanunun ilk lafzı şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlenesidir.Kanunun amacı kısaca şiddete uğrayan ya da uğrama tehlikesinde bulunanlara karşı koruma tedbirlerini uygulamaktır. Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması, diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapılması, psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi gibi koruyucu tedbirler uygulamaktadır.

Kanun koyucu bununla birlikte şiddet uygulayanlara karşı da önleyici tedbirlerini açıklamıştır. Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması, müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi, korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması, çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması, bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi,silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi gibi tedbirlerden hakim birini yahut birkaçını alarak bunların uygulanmasına karar verebilir.

YARGITAY KARARI

.... 6284 sayılı Kanun’un 8/3. maddesi uyarınca koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmayıp önleyici tedbir kararının geciktirilmeksizin verileceğinin düzenlenmesi, aynı Kanun’un 2/1-d maddesindeki düzenleme uyarınca şiddet kavramının tanımında tehdit eyleminin de sayılması ile anılan Kanun’un 2/1-ğ maddesi uyarınca tedbir kararının hâkimin yanı sıra mülki amirler ve kolluk görevlileri tarafından dahi verilebileceğinin düzenlenmesi birlikte değerlendirdiğinde; sanık tarafından verilen kararların yargı yetkisi içerisinde ve takdir hakkı kapsamında kaldığı ve sanığa atılı görevi kötüye kullanma suçunun unsuru olan “görevinin gereklerine aykırı hareket etmek” eyleminin gerçekleşmediği, sanığın eyleminin disiplin soruşturmasını gerektirebileceği, zira HSK tarafından bu olaydan dolayı sanık hakkında idari işlem yapıldığı,Katılan ...’ın sanık hakkındaki iddiasına konu olayda; katılan ... aleyhine eşi olan tanık ... Şıvgın tarafından açılan boşanma ve velayet davasında sanığın taraflara tanıklarını bildirmeleri için kesin süre vermesi üzerine davacının bildirdiği tanıklar arasında kızı tanık ...'un da bulunması ve 11.07.2017 tarihli oturumda tanık ...'un dinlenmesi, tanık ....ın boşanma davasında sanığın kendi lehine davranmayıp tanık ...’u yanına konuşmak için çağırdığında zaten onu duruşmada dinlemiş olduğunu ve ...’un tanık olarak dinlenmesi için sanığın telkinde bulunmadığını beyan etmesi, tanık ...’un da duruşmada dinlendikten sonra sanık tarafından çağrıldığını ve sanığın odada kendisinin katılan olan babasıyla arasındaki sorunları çözmesini isteyip cep telefonu numarasını istediğini, cep telefonu kullanmadığını öğrenince sosyal medyadan takip isteği gönderdiğini beyan etmesi karşısında; sanığın takdir hakkı kapsamında söz konusu boşanma ve velayet davasında karar verdiği, sanığın görevini kötüye kullandığı yönünde açık ve somut bir iddia ve delil ileri sürülmediği, sanığın eyleminin disiplin soruşturmasına konu olabileceği kabul edilmelidir. Bu itibarla usul ve yasaya uygun Özel Daire kararının onanmasına karar verilmelidir.Çoğunluk görüşüne katılmayan yedi Ceza Genel Kurulu Üyesi; \"Sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi gerektiği\" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

Kadına ve çocuğa karşı yapılan şiddette uygulanacak cezaların artması ise temennimiz…

 HUKUKLU GÜNLER

ASLICAN ÖZGÜR İLELİ