Merhaba Değerli Okurlar;
Bu yazımızda KVKK Kapsamında Sosyal Medya ve Web Sitelerinde Kişilere Ait Bilgi ve Belgelerin Paylaşılmasının Hukuki Durumunu kanunlar ve yargıtay kararları nezdinde inceleyeceğiz.
Günümüzde sosyal medya ve web siteleri, bireylerin ve kurumların bilgi paylaşımında yoğun olarak kullandığı mecralar arasında yer almaktadır. Ancak, bu platformlarda kişilere ait bilgi ve belgelerin, ilgili kişilerin açık rızası olmaksızın paylaşılması, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) çerçevesinde önemli hukuki sorunlar doğurabilmektedir. KVKK’nın 3. maddesi uyarınca, paylaşıma konu olan bilgi ve belgelerde yer alan kişisel veriler, ilgili kişinin kimliğinin belirlenmesine olanak tanıdığından özel koruma altındadır.
KVKK’nın 5. Maddesi ‘’ Kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemez.’’ uyarınca kişisel verilerin ancak ilgili kişinin açık rızası veya kanunda öngörülen diğer usullere dayanarak işlenebileceğini ve üçüncü kişilere aktarılabileceğini düzenlemektedir. Bu çerçevede, sosyal medya ve web sitelerinde izinsiz olarak paylaşılan kişisel veriler içeren bilgi ve belgeler, hukuka aykırı olarak kamuya arz edilmiş sayılacak ve veri sorumluları açısından ciddi yaptırımlar doğurabilecektir. Örneğin, bir kamu görevlisi veya özel sektör çalışanı, kendisine ait veya başkasına ait özel nitelikteki bilgileri, ilgili kişilerin rızası olmaksızın sosyal medya veya kurumsal web sitesi üzerinden yayınladığında, bu durum KVKK ihlali kapsamında değerlendirilecek ve idari para cezaları ile cezai yaptırımlar uygulanabilecektir.
KVKK 3. Maddede Veri sorumlusu şu şekilde tanımlanmıştır; ‘’Kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen, veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişiyi, ifade eder.’’ Bu tanıma bir kişi hakkındaki özel veya genel bilgilere sahip bir başkası veri sorumlusudur.
Yargıtay kişisel verileri şu şekilde tanımlamaktadır :
‘’Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun maddi konusunu oluşturan “kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi), adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA'sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerekir.’’ T.C. Yargıtay 12. C.D E:2022-4834 K:2024-8047 T:24.12.2024
KVKK’nın 12. maddesi gereğince, veri sorumluları, kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde işlenmesi veya paylaşılmasını önlemekle yükümlüdür. Bu nedenle, sosyal medya ve web sitesi gibi kamuya açık platformlarda bilgi ve belgelerin paylaşımına ilişkin her türlü işlem öncesinde, bu bilgilerin titizlikle gözden geçirilmesi, gerekirse kişisel verilerin anonimleştirilmesi veya paylaşımın tamamen durdurulması gerekmektedir. Sonuç olarak, sosyal medya ve web sitelerinde kişisel verilerin korunmasına yönelik mevzuata uyum sağlanmaması, hem bireylerin temel haklarının ihlali hem de ilgili kişi ve kurumlar için ciddi hukuki sorumlulukların doğmasına neden olacağından, tüm ilgili kişilerin KVKK hükümleri doğrultusunda hareket etmeleri büyük önem taşır.
Konuya ilişkin Yargıtay 12.Ceza Dairesi’nin 30.09.2024tarihli, 2024-1730 esas numaralı ve 2024-4771 sayılı kararında ‘’Sanığın kullanıcısı olduğu twitter ve instagram hesaplarında belli bir süre katılanla ile ilgili olarak paylaşımlarda bulunması, paylaşımların içeriği, paylaşım yapılırken katılana ait evin bulunduğu taşınmaza ilişkin ada parsel numarası, sorgu ekranı ve katılanın evine ait görüntüyü rıza dışında paylaşması nedeniyle TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasında düzenlenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu ile birlikte katılanın onur şeref ve saygınlığını rencide edici yazılar yazması nedeniyle de TCK’nın 125/2. madde ve fıkrasında düzenlenen hakaret suçunun da oluştuğu TCK'nın 44. maddesi gereğince, daha ağır cezayı gerektiren verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşılmakla, A… Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen tüm temyiz sebepleri ve 5271 sayılı CMK'nın 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.’’