14 NİSAN 2025

Gündem 37 madde. Çok yoğun. Ayda bir toplantılar yapılmasına rağmen böyle.

Mecliste kurulan komisyonlara ve encümen üyeliklerine seçimler yapıldı.

Gündem maddeleri okunur ve oy birliği ile ilgi komisyonlara sevk edilir.

Nisan ayının başka bir önemi de BAŞKANLIK FAALİYET raporunun değerlendirilmesi.

Yani 31 Mart seçimlerinden bu güne kadar ne iş yaptınız? Performans yatırım programında yer alan hedeflerinizi ne kadarını neleri gerçekleştirdiniz.

Hesabı belediye meclis üyelerine veriliyor..

Belediye meclis üyeleri verilen kitapçığı okuyacaklar.. Sonra mecliste değerlendirecekler.

Lehte ve aleyhte konuşmalar olacak.

Ne zaman ..Cuma günü tek gündem  maddesi çalışma raporunun görüşülmesinde not verilecek..

YETERLİLİK ÖNERGESİ VERİLİYOR.

Gerekçesi de, belediye meclis üyelerine dağıtılan çalışma raporunun üzerinde çalışma yapılabilmesi için. Bir yıl belediyen yaptığı çalışmaları raporu okuyarak analizler yapıp eleştireceksiniz.

Görüş belirteceksin.

Belediyenin bütün personeli bu raporun hazırlanması için çalışma yapacak. Fakat belediye meclis üyesi tek başına! Bunu okuyup notlar alacak. Fırsat bulursa eleştirecek.

İşte belediye meclis üyelerin hal’i pür melali böyle.

Kazım Kurt CHP gurubu adına gündem dışı söz alarak duyurusunu okuyor. Oldukça uzun bir politik manifesto..

“Milletin iradesi milletin adayı demokrasi için yeniden başlıyoruz. Türkiye 2024 yerel seçimlerinde büyük bir demokrasi sınavından geçmiştir. Milletimiz sandıkta değişimi ve umudu seçmiş Cumhuriyet Halk Partisi'ni Türkiye'nin birinci partisi yapmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi artık yalnızca bir muhalefet partisi değil demokrasinin taşıyıcısı, halkın çoğunluğunun temsilcisidir bir avuç azınlığın değil.

86 milyonun refahı için çalışan bir devlet için mücadele ediyoruz. Meclisi işlevsizleştiren, yargıyı tahakküm altına alan, belediyelere kayyum atayan, bu tek adam rejimine karşı halkın cumhuriyetini yeniden inşa edeceğiz. Biz Mustafa Kemal'in egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözünü rehber edindik. Bu ilkeden asla sapmayacağız. Bu topraklarda cumhuriyetin saltanata karşı halkın zaferidir. Bugün de bizler geçmişin karanlık saltanat veya vesayet anlayışına karşı halkla birlikte yeni bir aydınlık inşa ediyoruz. Türkiye’nin geleceği gençlerin özgürce düşünebildiği kadınların eşit olduğu emekçinin hak ettiği payı aldığı doğanın korunduğu bir gelecek olacaktır”

Tribünlerde ki konuklar, konuşmayı ayakta hak hukuk adalet diye alkışlarla desteklediler...

Kazım KURT önemli bir k kanayan yaraya parmak bastı. Tutuklamaları eleştirdi. Haksız mı? Elbette değil…

 

TUTUKLAMA GEREKÇESİNİ ANLATIYOR.

“Türkiye'de insanı tutup içeri atacaksınız. Suçsuzluğunuzu siz ispat edin diyeceksiniz Ne kadar zamanda? Kavala 8 yıldır yatıyor, Demirtaş

7,5 yıldır yatıyor. Daha işte Gezi davası sanıkları uzun bir süreden beri yatılıyor. Türkiye'de en büyük yargı sorunu uzun süreli tutukluluktur. Tutuklama esas değildir. Tutuklama zorunluluktan kaynaklanan bir nedendir. 

Ekrem İmamoğlu gibi 16 milyonun oyuyla seçilmiş bir İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının kaçması söz konusu değildir. Bu ülkeyi terk etmesi kaldı ki 15,5 milyon insan benim cumhurbaşkanı adayım sensin dedikten sonra, Türkiye'yi terk etmesi ihtimal dahi söz konusu

Değildir. Şimdi siz onu siz kaçabilirsiniz diye içeri atacaksınız.

 TUTUKLAMA BİR İSTİSNADIR..

Sonra da diyeceksiniz ki! Yargı bağımsız rahat rahat cumhurbaşkanı adayı ol. Böyle bir şey söz konusu olamaz. Eşit şartlar altında ve adil yargılama istiyoruz.

Cumhurbaşkanı adayımızın yargılanması iddia edilen dava dosyalarını okudum. Bu dosyalarda çok somut bir suç delili yok ne yazık ki Şimdi delil aramaya çalışıyorlar. Dolayısıyla karartılacak bir delil yok. Bunların tamamı evrak. Evrakın kaybolması söz konusu değil. Türkiye'de belediyelerimizin artık %90'ı EBYS sistemine geçti. Tüm bilgiler elektronik kayıt altındadır.

Bunun değiştirilmesi kaybolması asla söz konusu değildir O nedenle tutuklamayı gerektirmeyen bir iştir. Biz burada güvenmiyoruz Çünkü geçmişten beri yapılan uygulamalar göstermiştir ki, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı özel olarak görevlendirilerek İstanbul'a gönderilmiş ve işi gücü Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri nasıl mahkûm ederim noktasına gelmiştir. Bu nedenle itirazımız gençlerin sokağa çıkartılması bizim işimiz değil.

Gençler hukuk güvenliği ortadan kalktığı için sokağa çıktı. İstanbul

Üniversitesi'nde yetkisi bile olmayan üniversite kurulu fakülte kurulunun yerine geçerek diploma iptal etti 30 küsur yıl sonra alınmış olan diplomayı 30 küsur yıl sonra iptal etti. Bu hukuka devletin kayıtlarına devletin imzalarına güvenmeyeceğiz de neye güveneceğiz. biz bir yanlışlık yapıldıysa yanlışlığı yapan fakültedir. Yanlışlığı yapan Ekrem İmamoğlu değildir Yanlışlığı yapan o 50 kişi değildir. Fakülte bir yanlış yapmış ise ki onun da öyle olmadığı uzman raporlarıyla net bir biçimde ortada.

Fakülte kurulu fakülte kurulu diplomayı iptal etmeyi reddettiği için üniversite kurulu diplomayı iptal etmiştir. Hepiniz üniversitede okudunuz Hanginiz 4 yıl boyunca ya da 5 yıl boyunca rektörlükle karşı karşıya geldiniz. Öğrenciyle rektörün bir alakası yoktur ilişkisi yoktur. Karar fakültede verilir fakültede alınır. Fakülte uygular ya da itiraz ederseniz rektörlüğe ya da mahkemeye taşırsınız. O nedenle bu laflarla insanları rencide etmeye çalışmak doğru bir iş değil.

Sandığı önümüze adayımızı yanımızda görmek istiyoruz.

Tartışma uzadı.

Gündem dışı konuşmalarda ciddi bir üslup tartışması var. Sanki politik bir arenaya dönüştürülmüş durumda.

Bunların tartışma zemini TBMM’ si ve partilerin yetkili temsilcileri tarafından yapılır.

Gündem dışında da olsa orası yasama organı değil ki!  Cumhurbaşkanına selam gönderilecek veya hamasi nutukların atıldığı yerler değil ki.

Kent gündeminde yer alan konuların gündem dışında söz alınarak dile getirilmesi ve çözüm önerilerin sunulması gerekmiyor mu?

C:\Users\Zafer\Pictures\b2442049ab64497959526d841636f36f.jpg