Hissettiğimiz en güçlü duygulardan birisi de korkudur.
Korku bizi tehlikelere ve tehditlere karşı uyarır.
Bir nevi hayatta kalma mekanizmasıdır.
Korkusuz olmak denilince aklımıza ne geliyor?
Hiçbir şeyden korkmayan denilince kafamızda ne canlanıyor?
Bu söylemler bir kahramanı anlatıyor gibi değil mi, çok güçlü bir görüntü yerleşiyor gibi kafamıza.
Bizi korkusuz olmak değil cesaretli olmak güçlü kılar.
Cesaret ile korkusuzluğu karıştırmamalıyız.
Korkusuz olmak genel anlamıyla benim kafamda çok da olumlu bir yere sahip değil.
Hindistanlı aktivist Gandi şu şekilde bir ifade kullanıyor;
“Korku işe yarayabilir ama korkusuzluk asla’’
Korku çok işe yarar, bazen korkak olmak gerekir.
Adaletsiz olmaktan korkalım mesela…
İstemeden de olsa birine zarar vermekten ödümüz kopsun.
Merhametsiz olmaktan, iyi niyetimizi kaybetmekten ölüm gibi korkalım.
Haklının hakkını savunmayıp, haksıza ses çıkartmamaktan,
Zulme dur dememekten, böylesine dünyadan kopuk olup, sadece kendi rahatını düşünmekten, aynı olay kendi başımıza gelmeden ses çıkartmamaktan, gördüğümüz yanlışlara sessiz kalmaktan çok korkalım.
Cehaletten, eğitimsizlikten,
Şiddete dur dememekten, sevgiyi esirgemekten,
Bu dünyayı gelecek nesillere daha yaşanabilir bir şekilde bırakmaktan,
Ülkemize, herhangi bir şekilde zararı dokunacak olana hesap sormamaktan, bunu sorun haline getirmemekten korkalım.
Bırakın da bizler korkusuz değil, güzel korkuları olan insanlar olalım.