Türk kadınının devriminin en büyük dayanağı cumhuriyettir.

 Cumhuriyet kadını olmak, cesaret ve kararlılık gerektirir.

"Cesaret, özgürlüğün anahtarıdır."

Mustafa Kemal Atatürk kadın hakları konusunda bir devrim yaratmıştır.

 Cumhuriyet kadını, aydınlık bir geleceğin inşasında en önemli yapı taşlarından biridir. Kurtuluş Savaşı’nın fedakâr ruhu, Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte kadının toplumsal hayatta daha görünür hale gelmesini sağlamıştır.. Kadın toplumun inşacısıdır.

 Ulu önderimizin Türk kadınlarına bakış açısı  son derece medenidir.

 Cumhuriyet, kadınlara sadece seçme ve seçilme hakkı tanımakla kalmamış, aynı zamanda eğitim, iş hayatı ve sosyal hayatta eşit fırsatlar sunarak onların varoluşlarını güçlendirmiştir. "Bir kadın, bir toplumun geleceğini belirler." sözü, bu gerçeği bir kez daha hatırlatır. Eğitimli ve özgür kadınlar, güçlü bir toplumun temelini oluşturur.

Cumhuriyetle beraber Türk kadını;

 Kültürel kimliğini yeniden şekillendirmiştir. Geleneksel normların yerini modern yaşam tarzı almıştır, kadınlar hem aile içinde hem de toplumda aktif ve etkili bir konum edinmişlerdir.

 Geleneksel toplumsal roller sorgulamış ve kadınların sadece ev içindeki rollerinin ötesine geçmeleri sağlamıştır. Kadınlar, iş hayatında, sanatta, bilimde ve diğer alanlarda aktif olarak yer almaya başlamışlardır. Bu durum, toplumun genel yapısında da köklü değişiklikler yaratmıştır.

Türk kadınları, seçme ve seçilme hakkını elde ederek siyasette aktif rol almaya başlamışlardır. 1934 yılında yapılan düzenlemeyle, Türk kadınları seçme ve seçilme hakkına kavuşmuş, bu da onların toplumsal statülerinin güçlenmesine katkıda bulunmuştur. Kadınların eğitim alması, bilinçlenmesi ve ekonomik bağımsızlıklarını kazanması, toplumun modernleşmesinin önünü açmıştır.

 Gelecek nesillerin daha aydınlık bir dünya görmesi için Cumhuriyet kadını, asla pes etmemelidir. "Eşitlik, her kadının hakkıdır." sözü, bu yolda atılan adımların önemini ifade eder. Kadınlar, geçmişten gelen mücadele ruhunu yaşatmalı ve yeni zaferlere imza atmalıdır. Ulu önderimiz yaşamı boyunca Türk kadınlarının her alanda Türk kadının eşit şartlarda yer alması için mücadele etmiştir.

Cumhuriyet, Türk kadınının varoluş mücadelesinin bir dönüm noktasıdır.

Kadınlar, Cumhuriyet’in sağladığı haklarla donanarak, sadece kendi hayatlarını değil, tüm toplumu dönüştürme gücüne sahip olmuşlardır. Bu ilişki, günümüzde de devam etmekte ve kadınların toplumsal hayattaki yerini güçlendirmeye yönelik çabalar sürmektedir. Cumhuriyet kadını, sadece tarihimizde değil, geleceğimizde de ışık tutacak bir figürdür. Onun azmi, cesareti ve kararlılığı, toplumu aydınlatan bir meşale gibidir. Unutmayalım ki, "Bir kadının yükselişi, tüm bir toplumun yükselişidir."