2011 yılının Haziran ayında ES TV’de yaptığım “Duayenler” programında 'Hacı Süleyman Çakır ve Kız Lisesi' kitabının yazarı, Hacı Süleyman Çakır Kız Lisesi'nin eski müdür yardımcısı ve Okul Koruma Derneği'nin kurucu başkanı İbrahim İpek’i konuk etmiştim…
O programda İbrahim İpek, Süleyman Çakır Lisesini Eskişehir’in hayırsever iş adamlarından rahmetli Hacı Süleyman Çakır’ın 2-3 milyon TL vererek yaptırdığını, 1965 yılında eğitim-öğretime açıldığını söyledi…
2012 yılında eski binanın depreme dayanıklı olmadığı anlaşılınca yenilenmesine karar verildi. 2013 yılında temeli atıldı 2015 yılında hizmete girdi…
Ancak Hacı Süleyman Çakır Lisesi’nin eski binası yıkılırken okulun bahçesindeki Hacı Süleyman Çakır’ın büstünün nereye konulduğu bilinmiyordu…
İbrahim İpek öğretmenim konuyu bana bildirince o yıllarda çalıştığım Sonhaber Gazetesi’ndeki köşe yazımda, “Hacı Süleyman Çakır’ın büstü kayıp” diye ilk kez kaleme almış ve kamuoyuna duyurmuştum...
Ardından 2 kez daha merhumun ailesinin büstün bulunmasını ve yenilenen okulun bahçesine konulmasının taleplerini yazdım…
Ben de o programdan sonra, 'Hacı Süleyman Çakır'ın büstü nerede?' diye sormuştum.
Yazımın yayınlandığı gün okulun eski müdürü Zihni Uyanık'a telefon ederek, 'Hocam okulu Süleyman Şan Anadolu Lisesi'ne siz taşıdınız. Hacı Süleyman Çakır'ın büstü kayıp, nerede olduğundan bilginiz var mı?' şeklinde bir soru yöneltmiştim.
Zihni Hocam, 'Süleyman Şah Anadolu Lisesi'nin kantinin karşısındaki depoda' olduğunu söylemişti...
İKİNCİ ARAMADA BULUNMUŞTU
O yıllarda Süleyman Şah Anadolu Lisesi Müdürü olan Murat Akan, ilkyazımdan sonra okulun depolarını arattırmış ancak büst bulunamamıştı…
İkinci yazımdan sonra Murat Akan, okulun görevlilerine ikinci bir arama yaptırmış.
Bu aramada Zihni Uyanık Müdürün söylediği depoda, dolapların arkasına atılmış olarak bulundu…
Toz toprak halinde bulunan büst, dönemin okul müdürü Murat Alkan'ın ricası üzerine resim öğretmeni Tuncer Çakır tarafından temizlenip boyanmıştı…
BÜST İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ'NÜN TALİMATIYLA OKULA TESLİM EDİLMİŞ
Kayıp olan, yazılarımdan sonra bulunan Hacı Süleyman Çakır'ın büstü, dönemin İl Milli Eğitim Müdürü Hakan Cırıt'ın talimatıyla Süleyman Şah Anadolu Lisesi Müdürü Murat Alkan tarafından Hacı Süleyman Çakır Kız Anadolu Lisesi Müdiresi Aynur Özden'e teslim edilmişti…
Sonunda okulu yaptıran Hacı Süleyman Çakır'ın büstü ait olduğu okula teslim edilmişti…
Sıra büstün okulun bahçesine konulmasına gelmişti…
Bunun için önce kaide yapılması gerekiyordu…
Okul Müdiresi ve dönemin Okul Aile Birliği Başkanı Fatımatüzzehra Kıraç ile okuldan mezun olanlar 'kaideyi biz yaptırırız' demişlerdi…
Büstün tekrar okulun bahçesine konulması için bazı prosedürler vardı...
Onlar yerine getirilip ve kaidesi yapıldıktan sonra en kısa zamanda Hacı Süleyman Çakır'ın büstü ait olduğu okulun bahçesindeki yerine konulacaktı...
TORUNU MÜSLÜME ÇAKIR 'TEŞEKKÜR' ETTİ
Hacı Süleyman Çakır’ın kayıp olan büstünün bulunduğunu yazdığım gün cep telefonum çalmıştı…
Telefonun diğer ucundaki kişi, 'Sadi Bey iyi günler. Ben Hacı Süleyman Çakır'ın torunu Müslüme Çakır. Dedemim kayıp olan büstünün bulunması için yazılarınızla vermiş olduğunuz desteklerden dolayı teşekkür ediyorum. Ayrıca İbrahim İpek hocam ile yapmış olduğunuz TV programını da izledim. İbrahim Hocama da ayrıca teşekkür ediyorum' demişti…
Ben de, “Rica ederim, ben gazetecilik görevimi yaptım. Büstün bulunmasına sizin kadar bende sevindim” diye yanıt vermiştim…
* * *
Hani derler ya, 'mutlu son' diye…
Hacı Süleyman Çakır'ın büstünün ait olduğu yer olan Hacı Süleyman Çakır Kız Anadolu Lisesi ile tekrar buluşmasıyla mutlu sona ulaşılmıştı…
Kaidesi yapılıp tekrar okulun bahçesine konulması da okul müdiresinin görevi idi…
BÜST BULUNDU AMA OKULUN BAHÇESİNE KONULMADI
Yaklaşık 20 günlük aramadan sonra okulu yaptıran Hacı Süleyman Çakır’ın kayıp olan büstü bulundu. Üzerindeki toz temizlendi ve boyandı...
Ben büstün okulun bahçesine tekrar konulduğunu sanıyordum…
Birkaç gün önce okulun ilk mezunlarından birisi telefon etti…
“Sadi Bey kayıp olan büst sizin yazılarınız sayesinde bulundu. Boyandı. Kaidesi yapılarak yeniden ait olduğu yere konulacaktı. Aradan 4 yıl geçmiş olmasına rağmen henüz konulmadı. Acaba birileri Süleyman Çakır Lisesini yaptıran Hacı Süleyman Çakır’ın büstünün okulun bahçesine konulmasını istemiyor mu? Büst neden konulmadı? İl Milli Eğitim Müdürü bu konuda bilgi versin” dedi…
Konu hakkında haberdar olunca şaşırdım…
Birileri Süleyman Çakır’ın büstünü okulun bahçesine tekrar konulmasından rahatsızlık mı duyuyor?
Okulun mezunları ve Hacı Süleyman Çakır’ın torunu Müslüme Çakır, büstün okulun bahçesine neden konulmadığını soruyorlar…
Bu konuda yaklaşık bir yıl önce Eskişehir’de göreve başlayan İl Milli Eğitim Müdürünün bilgisi var mı yok mu bilmiyorum…
Yoksa araştırıp bilgi verirse gerekçesini ben de okulun mezunları ile torunu da öğrenmiş oluruz…
* * *
Son olarak Hacı Süleyman Çakır Anadolu Lisesi’nin Web Sitesine girip baktığımda Süleyman Çakır ile ilgili tek satır geçmiyor…
1960 yıllarda cebinden 2-3 Milyon vererek okul yaptıran Süleyman Çakır’ın sitede neden adının geçmediğini de okul idaresi açıklamalı...
* * *
SEVİLLA KAHRAMANINI KAYBETTİK
Türk futbol tarihinde akademik kariyeriyle bilinen iki futbolcu vardır. Biri tribünlerin verdiği fahri unvanla anılan futbolun ordinaryüsü Fenerbahçeli Lefter Küçükandonyadis, diğeri de yeşil sahalardan akademi kürsülerine uzanan ülkenin ilk ve tek profesörü Eskişehirsporlu Fethi Heper’dir…
Fethi Heper 3 Şubat 1944 Tarihinde beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak Eskişehir’de dünyaya geldi. Bütün kardeşlerin faal sporcu olduğu bir ailenin içinde büyüyen küçük Fethi’nin, Futbol topuyla tanışması ise 1955 yılında Sakarya İlkokulu’nda mezun olduğu gün ağabeyi “Beytullah Heper”in diploma hediyesi olarak aldığı top oldu…
Öğrenimine Eskişehir Kolejinde devam eden Fethi, spora olan yatkınlığı ve özel yetenekleriyle yüzme haricinde bütün sporları başarıyla yapmaya başladı. 1957-58 yılları arasında Egespor, Gülspor gibi gayri federe semt kulüplerinde ilk futbol yolculuğuna çıktı…
***
1965 yılına gelindiğinde Eskişehir’de, Türk futbolunu derinden sarsacak ve kısa sürede futbolda Anadolu Devrimini gerçekleştirecek, bütün ülkenin hayranlıkla izleyeceği Siyah-Kırmızı renklerden oluşan bir kulüp kuruldu.
İşte Fethi Heper’in futbol merdivenlerini hızla tırmanışı da Eskişehirspor’un ülke zirvelerinde esmesiyle başlar…
Daha kurulduğu yıl Türk Futbolunda bir ilke imza atarak şampiyon olma başarısını gösteren “Anadolu Yıldızı” günümüzdeki adıyla Süper Lig’de de şimşek gibi çakmaya, kasırga gibi esmeye devam eder…
1970 -1971 Eskişehirspor’un ve Fethi Heper’in futbol zirvelerine hızla tırmandığı yıllardır. O sezon önce Bursaspor’u 2-0 ardından Galatasaray’ı 3-2 deviren “Kırmızı Şimşekler”in kazandığı Türkiye Kupası ve Cumhurbaşkanlığı Kupası (Süper Kupa) “Kaptan Fethi”nin ellerinde gökyüzüne yükselir…
* * *
Futbolda İstanbul dukalığına (üç büyükler saltanatına) son veren Eskişehirspor birçok Anadolu kulübüne rol model olarak, özgüvenlerini kazanmalarında ve kendi kimliklerini bulmalarında da çok önemli ve tarihi bir işlevi yerine getirdi…
Ne var ki; büyük sermaye çevrelerinin ve futbol baronlarının güçlü lobilerini kırmak mümkün olmamış ve dönemin en klas ayaklarına sahip Abdullah Gegiç gibi bir futbol dâhisinin yönettiği Fethi Heper’li Eskişehirspor, üç kez yaklaştığı şampiyonluk yolunda ikincilikle yetinmek zorunda kalmıştı…
***
Futbol yaşamında attığı birbirinden güzel gollerin yanı sıra Avrupa arenalarında Finlandiya’nın Mikkelin Takımına attığı 4, İspanyol devi Sevilla’ya attığı 3 ve Hollanda’nın Twente Takımına attığı 2 gol bugün bile hafızalarda canlı şekilde durmaktadır…
Siyah Kırmızı formayı 300 resmi maçta giyen Fethi Heper’in liglerde 127 golü bulunuyor. Ayrıca 1969-70 ve 1971-72 sezonlarında iki kez gol kralı olan ünlü golcü, 1 kez Genç ve 3 kez A Milli takım formasını giydi…
1974 yılında bir Göztepe karşılaşmasında sakatlanan golcü, bu karşılaşmadan sonra faal futbolculuk hayatına noktayı koydu…
Futboldan koptuktan sonra akademik kariyerinin ilk adımlarını atan Heper, bu kez eğitimde büyük patlama yapan Anadolu Üniversitesi’nde yeni başarı öyküleri yazmaya başladı…
Unutulmaz gollerin ve sahalardaki büyük başarılarının yanı sıra “Servet Vergileri, Türk Vergi Sistemi, Vergi Hukuku, Vergi Uygulamaları” gibi akademik eserlerinin yanı sıra 20 civarında bilimsel makalesiyle eğitim hayatımıza da önemli katkılarda bulundu…
***
1998-2000 yılları arasında Türkiye futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği ve Ar-Ge Başkanlığı da yapan Fethi Heper, son olarak “Yıldırım Demirören” Başkanlığındaki Federasyonda da bir dönem Yönetim
Kurulu Üyeliğinde bulundu…
Ve uzun yıllar gerek futbol gerek eğitim gerekse yöneticilik alanlarında başarılarla dolu bir yaşam çizgisinin ardından bugün Fethi Heper kimdir diye sorulduğunda; daima büyük bir futbolcu ve usta bir golcü olarak hatırlanacaktır…
Eskişehirspor'un Büyük Efsanesi Fethi Heper 13 Şubat 2025’de vefat etti. Başta ailesi olmak üzere tüm Eskişehirspor camiasının başı sağ olsun. Mekanı cennet olsun. Sadece Eskişehirsporlular değil, tüm Türkiye'deki futbol tutkunları Heper'i unutmayacak ve hep saygıyla anacaktır…
* * *
Eskişehirspor’u 70-80’li yıllarda takım arkadaşlarıyla birlikte başarıdan başarıya taşıyan attığı gollerle de taçlandıran Fethi Heper, bugün BAL Ligi’nde mücadele etmesinden dolayı herhalde gözleri açık olarak yaşama gözlerini yummuştur…
Fethi Heper, profesyonel futbolculuktan profesörlüğe giden ilk ve tek Türk futbolcuydu…
Fethi Heper, sadece bir futbolcu değil, aynı zamanda bir eğitimci ve bir akademisyen olarak da Türk toplumuna önemli katkılar sağladı…
1974 yılında futbolu bırakan Heper, Eskişehirspor'un efsanevi forveti olarak anılır. Onun hızı, tekniği ve golcü yeteneği hala futbolseverler tarafından hatırlanır. Fethi Heper, sadece bir futbolcu değil, aynı zamanda bir rol model ve bir ilham kaynağı olarak Türk futbol tarihinde önemli bir yer edinir…
Fethi Heper'in hayatı, azim, başarı ve tutku ile dolu bir hayat hikayesi ile sevenlerini bir hayli üzdü. Onun futbol dünyasına kattıkları ve hatıraları, her zaman yaşayacaktır…
Türkiye'nin ilk ve tek profesör gol kralı olarak tarihe geçen Heper’in mirası anılarımızda daima yaşayacak...