Cumhuriyet Halk partisi' Türkiye'nin ana muhalefetine yönelik siyasi operasyonlar belediye başkanlarının Tutuklanması el -nino fırtınası gibi esiyor.

Niye esmesin ki? Kopyala yapıştır iddianameler. Sözde gizlilik içeren dosyalar nedense çarşaf çarşaf trol ve yandaş gazetelerin manşetlerinde de yer alıp köşebent kalemler de ayrıntıları ile birlikte yazıyor.

Bunları gerçekmiş gibi sunumunu yapıyorlar.

Hele yolsuzlukları başta olmak üzere şimdide kent uzlaşısı soruşturmaları başlatılmış?

Yaaa. Hadi bakalım kolay gelsin.

Halkın gerçek gündemi ne?

Yoksulluk.

Yolsuzluk ve yasaklar. 

AK Parti kendi düzenin yolsuzluklarının üzerleri örtülmeye çalışılıyor. 

Yolsuzluk dosyaları nasıl açılacak? AKP’ nin yaptığı tek şey, CHP’nin üzerine yargı marifetiyle gitmek.

Elbette yasa dışı bir şeyler varsa gidilecek? Ama AKP kendi dönemlerdeki belediyelerde de aynı hassasiyetini gösterseydiler.

Belli ki Cumhuriyet Halk Partisi'ne yönelik seçim öncesi bir adeta nefessiz bırakma, siyaseten boğma operasyonu olduğunu söyleyebiliriz. Yani, turpun büyüğü heybede derken demek ki, işte genel başkan Özgür Özel’ inde dediği gibi bilinen şeyler var ama bunu Cumhuriyet Halk Partisi yani oturup kime aitse bilmiyorlar. Yani şu an onların bilgisi dâhilinde değil.

CHP DEN BEKLENTİLER ARTIYOR..

Belli ki bu operasyonların daha da artarak süreceğinin mesajı veriliyor. Bundan sonrada durmak yok tutuklamalara devam. Buradan bunu anlıyoruz. Bu duruma karşı da tabii Cumhuriyet Halk Partisi'nin çok ciddi tedbirler alması gerekiyor. Buradaki şöyle bir sıkıntıda var. Cumhuriyet Halk partisi' beklentiler de artıyor. Yani seçmeni, aynı zamanda parti tabanı ve örgütü seçmeni bir yandan hani ona karşı uygulanan bu antidemokratik uygulamalara ve baskı ortamına karşı daha farklı ses getirecek yöntemlerle, siyaset yapmasını bekliyor. Bu konuda çok fazla teori var.

Böyle bir hap gibi ya da reçete gibi yazılabilecek bir şey değil.

Benim kastettiğim beklenti artıyor ve dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi aslında İki taraftan da sıkışıyor. Yani bir yandan iktidarın üzerindeki baskı bir yandan da, kendi tabanından gelen farklı bir şey yapın baskısı. Bu konuda ortak akılı geliştirme süreçleri devam ediyor. Gördüğümüz kadarıyla Cumhuriyet Halk Partisi'nde bunun bir eylemlilik olmayacağını yani bir eylem protestosu olmayacak.

Özgür Özel siyaset yapış biçiminde bir farklılık olacağından bahsediyor… Bu konuda o siyaset yapış biçimindeki farklılık bir kere ilk başta kullanılan dil ve üslupla da ilgilidir diye düşünüyoruz. Çünkü bir normalleşme üzerinden Özgür Özel’ in tarzı ve üslubu çok farklıydı yakın zamana kadar. 

Fakat şimdi, CHP'nin içine girdiği iklim içerisinde başka bir yola geçeceği başka bir siyasi linke geçeceği görünüyor.  

AKP genel başkanı Sayın Erdoğan’ın tavrındaki üslup değişikliği neden oluyor.

BİRLİK BERABERLİK OLMAZSA?

Bunun yol ve yöntemi konusunda ben iki meseleye önem veriyorum. Öncelikle, CHP içi birlik ve beraberliğin bir an evvel sağlanması.

Birlik çok önemli. Daha büyük bir toplumsal dayanışmayı sağlamak için birleşik muhalefet bloğunun içerisinde bir birlik bütünlüğün sağlanması. Bu iki mesele çok önemli

Çünkü aynı zamanda, Cumhuriyet Halk Partisi muhalefette yalnızlaştırıyor.

CUMHURBAŞKANININ STRATEJİSİ BU.

İktidar kimi muhalefetten seçilen milletvekillerinin transferleri yapıyor. Arkası gelecek. Kulislerde bazı görüşmeler olduğunu duyuyoruz

İşte Gelecek, Deva gibi partilerden diğer taraftan da DEM’ le görüşmelerini sürdürüyor. Bunlar hep muhalefet içerisinde yer alan bloklar yavaş yavaş siyasi mutasyona uğruyorlar.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin yaşadığı bu süreçlerdeki antidemokratik uygulamalara karşı sadece CHP tabanının ve kitlesinin değil, büyük muhalefetin de aynı dayanışmayı ve duyguyu paylaşması. Burada iki türlü tehlike var.

Partinin içinden gelen görüş ayrılıkları, bir yandan da iktidarın bütün muhalefeti taktiksel olarak yıpratarak, algılar üzerinden dağıtma stratejisi de var.

CHP’ NİN SORUMLULUĞU BÜYÜK.

Cumhuriyet Halk Partisi de tabii unutmamak lazım. Kim ne derse desin Türkiye’nin birinci Partisi çıktı yerel seçimlerde.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin en büyük gücü de halktan aldığı destek.

İktidar alternatifi olarak görünen isimlerin kişilerin de, Cumhuriyet

Halk Partisi’nde siyaset yapması partinin bünyesinde olması en büyük gücünü oluşturuyor.

Bütün mesele CHP’nin toplam kapasitesini sonuna kadar kullanarak somut bir iddiayı o ortaya koyabilmesidir.

Bu güne kadar koyabilmiş midir?

Elbette, hayır. Kapasitesi belli olan Kılıçdaroğlu ’nu yıllarca CHP’liler hep sırtında taşıdı.

AKP hep iktidar oldu.

Neden? 

Erdoğan gibi bir ustaya karşı, bir terminatöre karşı ne yapacağını bilmiyordu!

Sonra bay bay Kemal oldu. Şimdide CHP’nin içini “şömüşçü başı” olarak karıştırıyor.

Bu da AKP genel başkanı Sayın Erdoğan’ın öyle hoşuna gidiyor ki! 

Kaşı göbeğini kaşı. 

https://i.pinimg.com/736x/a2/af/96/a2af962a3e94498463aef69bced5d300.jpg