Kalantorların derneği olan TÜSİAD sesini yükseltti ya basında bir anda manşet oldu.
Her kes ne demek istediğini tefsir etmeye başladı.
Söylediklerinde haklılık payı yok değil.
TÜSİAD, “sistem çöküyor” demiş.
TÜRKİYE HUKUK DEVLETİDİR.
Vay! Bunu nasıl söylersiniz diye adalet bakanı hemen bir paylaşım yapmış.
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hiçbir kurum kuruluş veya çıkar grubu Milli iradenin üzerinde değildir. Demokratik sistemimizin temel taşlarından biri kuvvetler ayrılığı ve yargının bağımsızlığıdır. Yargı süreçleri üzerinde hiçbir baskıyı kabul etmediğimiz gibi yargıyı etkilemeye yönelik her türlü girişime karşı olduğumuzu herkesin çok iyi bilmesi gerekir. Sivil toplum kuruluşlarının görüş açıklaması elbette demokratik bir hak olmakla birlikte yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabaları demokrasinin ruhuna ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır.
TÜRKİYE ESKİ TÜRKİYE DEĞİLDİR..
Türkiye eski Türkiye değildir. Ayrıcalıklı kesimleri yön verdiği Türkiye'nin artık geride kaldığını anlamayanlar şunu bilmelidir ki hiç kimse veya hiçbir kuruluş kendisini milletin iradesinin ve hukukun üstünde göremez hukuk düzenine yönelik her türlü müdahale girişimine karşı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hukuk çerçevesinde en güçlü şekilde karşılık vereceğimiz hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Adalet bakanı TÜSİAD’ cevap vermiş…
Demek istiyor ki “Ayağını denk al”..
Savcılar hemen harekete geçmiş. Vallahi ne diyeyim. Hak, hukuk adalet diye diye onu da itibarsızlaştırdık ya..
TÜSİAD’IN NE DEMEK İSTEDİĞİ ANLAŞILMAMIŞ!
Ne dediğini AKP bile anlamamış. Demek istiyor ki ey! Hükümet. Bizler bu sistemden besleniyoruz. Bozuk düzenin nimetlerinden yararlanıyoruz.
Sizde bu bozuk düzenin iktidar nimetlerinden 23 yıldan beri yararlanıyorsunuz. İktidarda böyle kalıyorsunuz? Bizlerde her seçim dönemlerinde sizleri kayıtsız şartsız destekledik. Beraber yürüdük bu yollarda. Beraber söyledik şarkılarımızı..
İftar sofralarında beraberdik.
Sağ olun bizlere verdiğiniz ucuz Eximbank kredilerle ayakta tuttunuz.
Sermayelerimiz sizlerin döneminde altın çağlarını yaşadı elhamdülillah.
Allah, sizin iktidarınız döneminde bizlere verdi verdi.
Sizlere şükran borçluyuz.
Sağ olun asgari ücretle işçi çalıştırıyoruz. Sağ olun grevler yapılmıyor artık. Bizlerin bir dediğimizi iki etmediniz. Her türlü SGK teşvikleriyle bizleri desteklediniz.
Bunları hiç unutur muyuz?
SİSTEM TIKANDI..
İşçi ücretleri artık çok önemli değil. Artık maliyetlerin içinde payları çok düştü.
Gümrüklerde de sıkıntı çekmiyoruz. Ama şu kıdem tazminatı işlerini niyet ettiniz ama çözmediniz.
Yine de sizlere şükran.
Deniz kıyılarımızı bizlere tahsis ettiniz. Biz, marinalar yaptık yatlarımız artık buralarda demirliyoruz.
Ormanlık yerlerde maden aradık, dağları deştik, altınları çıkarttık, zenginleştik. 6 yıldızlı süper lüks konaklama tesisler yaptık. Turizm sektöründen milyarlarca Dövizler kazandık. Bunları MB’ sına verdik. Cari açıkları kapattık.
Sayenizde tutuğunuz eller hep altın oldu.
Bizim gözümüz doymaz. Hep isteriz. İstemesini biliriz.
DÜNYA ESKİ DÜNYA DEĞİL.
Amma ve lakin. Artık yeni bir sermaye düzenine geçmemiz lazım. Bu MÜSİAD’ da nereden çıktı. Biz uluslararası iş yapıyoruz. İhracat yapıyoruz ama pasaportlarımız AB’ de geçmiyor.
Vize problemimiz çözülmedi. Eskisi gibi para kazanamaz olduk. Bizleri öyle alıştırdınız ki bağımlılık yaptı.
Biz alıştık yatlarla gezmeye.
Konaklarda yaşamaya. Monako da ıstakoz yemeye. Alıştık bir kere milyonluk kol saati almaya.
Lüks yaşamaya.
Allah razı olsun sizlerden. Onun için sadece size hatırlatalım dedik.
BU SİSTEM ÇÖKÜYOR DEDİK AMAN NE OLUR!
Söylediğimizi yanlış anlamayın lütfen. Çökerse bizde çökeriz. Biz çökünce sizin iktidarınız da çöker.
Aslında, TÜSİAD bu nu demek istiyor. Demek ki benden başka kimse böyle anlamamış.
Ülke olarak mutsuz. Moralimiz bozuk. Gerçekten toplum dibe vurdu. Savrulmaları görüyorum. Çürümüşlükte sınır tanımıyoruz.
Tuz koktu. Herkes farkında ama sesleri çıkmıyor. Çünkü düzenden besleniyor.
TÜSİAD aklı başına gelmiş ki itiraz seslerin yükseltiyor. Söyledikleri CEM BOYNER’ in çok ama çok yıllar öncesinin tekrarı.
Yani o günlerde ; ”sistemden beslenenler sitemi değiştiremezler” demişti.
Aslında eski bir Marksist söylemdi..
Yani düzen eleştirisini bir cümleyle yapmıştı.
DEMOKRAT OLMAYANLAR DEMOKRASİYİ BENİMSEMEZLER..
Her zaman yazar söylerim. Bir ülkenin çok güçlü bir sanayi burjuvazisi ve güçlü sendikaları ve güçlü STK’ ları olmalı..
Bunlar yoksa orada demokrasi falan olmaz. Hukuk ta olmaz..
Varmış gibi ucube bir sistemsizlik hâsıl olur. Kısır bir döngü içinde devinip dururuz.
Çünkü içinde akıl yoksa akılsız başın çilesini ayaklar çeker boşa söylemiş bir söz değildir.
Köklü yapılar değişime en çok direnen yapılardır. Oligarşik düzenin bu yapılarını oluşturan her bileşen de aynı şekilde değişime karşı direnir ve inatlaşır. Değişimden neden korkar? Çünkü yok olacağından korkar.
Fazla sorgulama veya sorgulanmak istemez.
Sisteme ayak uydurmazsanız mikro dalga fırına girmiş gibi olursunuz vallahi.
Her türlü saldırılara karşı direnirsiniz.
Çetin ALTAN’ dan alıntı fıkra;
Gemiyle yolculuğa çıkmış genç ve güzel bir kadın, özel defterine her gün olup bitenleri yazıyormuş.
Birinci gün:
Yolculuk çok iyi başladı, sevinçten uçuyorum.
İkinci gün:
Kaptanla tanıştım, yakışıklı bir adam.
Üçüncü gün:
Kaptan bana kur yapıyor, neşeli saatler yaşıyoruz.
Dördüncü gün:
Kaptan, kendisinin olmazsam gemiyi batıracağını söyledi.
Beşinci gün:
Gemiyi kurtardım, içim rahat.
Günün sözü
"Okuyun diyor, okuyun. Çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor
Ali Şeriatı.