Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir kent dokusu, kent kimliği ve kentlilik üzerine ortaya koyduğu projeler gelecek nesillere gururla aktaracağı büyük bir miras olarak görülüyor. 31 Mart seçimlerinden sonra Eskişehirlilerin Büyükerşen’in işaret ettiği ve beraber çalıştığı Ayşe Ünlüce’yi göreve getirmesinden bu oldukça net anlaşılıyor.

               Yılmaz Büyükerşen’in orta halli, vaşak bir Anadolu kentini parklarıyla, şehir içi toplu taşıma sistemiyle, imar politikasıyla, yeşil alanlarıyla modern bir kente dönüştürdüğünü biliyoruz, yaşadık ve bunu yaşıyoruz. Yılmaz Hoca, neredeyse tüm düşündüklerini hayata geçirdi. Ancak bir nokta var ki bu hala Büyükerşen’in isteyip de hayata geçiremediği proje olarak hafızalarımızdaki yerini koruyor. Buyurun anlatayım;

Eskişehir'de turizm dediğimiz zaman ilk aklımıza gelen unsurların başında termal turizm gelir. Haksız da değilizdir. Eskişehir'in altında yatan termal kaynağın ünü taa Roma dönemine kadar gider. Tarihi kaynaklara göre Eskişehir çok sayıdaki ünlü hamamları ve sıcak mineral suları ile bilinen bir bölgedir. Tarihi çok eskiye dayanan bu sıcak sularda zamanın en ünlü hükümdarlarının yıkandığı bilinir. Bunlar arasında Bizans İmparatoru Justinian, Eskişehir ve Anadolu'da tarihe yeni bir sayfa açan Osman Bey bu isimlerden sadece ikisidir.

Özellikle Osman Bey döneminde Eskişehir, mineral suları ve hamamlarıyla tanınan, önemli bir yerleşim merkezi ve Anadolu kasabası haline gelmişti. Ancak günümüzde maalesef yeteri kadar yatırım yapılamaması, çağa uygun hareket edilememesi ve bazı güçlerin ayak diretmesi nedeniyle Eskişehir, sıcak sularından yeteri kadar yararlanamadı.

ÖZAL PROJEYİ BEĞENMİŞ

Büyükerşen'in taa rektörlük döneminde Rahmetli Cumhurbaşkanlarımızdan Turgut Özal ile birlikte hazırladığı ancak hayata geçiremediği bir proje vardı. Neydi bu kısaca hatırlatayım… Yılmaz Hoca, Eskişehir'de sıcak su kaynaklarının yeteri kadar kullanılamadığına inandığı için Anadolu Üniversitesi Rektörüyken Eskişehir'de bir proje hazırlıyor. O zamanki Cumhurbaşkanı da Turgut Özal. Proje, Özal'a gidiyor ve kabul görüyor. Daha sonra proje zamanın Eskişehir Belediye Başkanına sunuluyor. Başkan da projeyi beğeniyor ama bir sıkıntı var… Proje kabaca Hamamyolu'nda faaliyet gösteren hamamların birleşmesini öngörüyor ve proje ne yazık ki bu aşamada hamamcılara takılıyor. Ve hayata geçemiyor.

Kim bilir hayata geçse bugün Hamamyolu, belki de Türkiye'nin en önemli termal merkezlerinden biri olarak faaliyet gösteriyor olacaktı.

HAMAMCILAR PROJEYE MESAFELİ KALMIŞ

Projenin hayata geçmemesini Büyükerşen, bana yaptığı bir açıklamada “Oya dayalı hizmet götürülen yerde hizmet etmek çok zor” olarak açıklamıştı.

Hoca demişti ki,

'Eskişehir sıcak sular şehri. Afyon, sıcak suyu bizden gördü, öyle hayata geçirdi. Bu bölgenin her yerinde sıcak su var. Ama bizim hamamcılar bu şifalı suları, su olarak satmayı seviyor. Afyon bunu hidroterapi merkezine dönüştürdü ve sattı. Bizim hamamcılar hala bunu yapmıyor. Prag'da bunun en güzel örnekleri vardır. Ama bizim hamamcılar hala hamam olarak para kazanmayı bekliyor. Ama birleşip hidroterapi merkezi olmaları lazım. Çamurlar bile gazlı beze batırıp satabilirsin. Bizim sularımızın tedavi edici radyoaktivitesi vardır. Bunun Eskişehir'e çok büyük kazancı olması lazım. Buraların hidroterapi olarak geliştirilmesi lazım. Hamam olarak değil. Eskişehir kaplıca olarak çok zengin. Buralara çok iyi tesislerin yapılması lazım.'

               Evet, Hocanın yapmayı isteyip de hayata geçiremediği neredeyse 30-35 senelik ciddi bir proje fikri vardı. Kim bilir, belki bir gün hayata geçer…