Günümüzün hızla değişen dünyasında, gençlik ve sanayi iş birliklerinin oluşturacağı sinerji, gelecek projeksiyonlarımızda kritik bir rol oynuyor. Eskişehir Sanayi Odası'nın bu vizyonla hareket ederek, üniversite öğrencileriyle birlikte ortak projeler geliştirmesi hem bölgesel kalkınma hem de gençlerin kişisel gelişimleri açısından büyük bir adım olabilir.

Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş ve ekibine, bu alanda benim uzun yıllardır hayalini kurduğum, 30 yıl geriye gidip keşke benim öğrenciliğim zamanında olsaydı dediğim bir önerim olacak. Öğrencilere gerçek dünya deneyimleri ve çağın gerektirdiği becerileri kazandırmayı amaçlayan bir öğrenci kulübü kurma düşüncesi, bu yaklaşımımın merkezinde yer alıyor. 

Nedir bu? Bilindiği gibi Eskişehir’de artık 3 üniversite bulunuyor. Anadolu Üniversitesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi. Her biri de ülkemizde sanayi sektöründe belirli birçok iş koluna ciddi nitelikli insan yetiştiriyor. Ancak burada öğrenim gören öğrenciler ne yazık ki ülkemiz sanayisine, sanayiciliğe fersah fersah uzak bir hayat anlayışını içindeler. Sanayi ve sanayileşme denildiği zaman adeta öcü görmüş gibi oluyorlar. Oysa üniversitelerimizde “Eskişehir Sanayi Öğrenci Kulübü” kurulsa ve bu kulüp ile Sanayi Odası eş güdümlü iş birliği içine girse neler olur bir düşünsenize….

Gelelim Eskişehir Sanayi Öğrenci Kulübüne ne yapacak ve ne yapıyor sorusuna cevap vermeye… Kulüp; markalaşma, patent, faydalı model geliştirme ve yapay zekâ gibi günümüzün kritik konularında eğitimler ve atölyeler sunarak gençleri güçlendirmeyi hedefliyor.

Kulübün, her biri kendi uzmanlık alanlarında etkinlikler düzenleyecek alt komiteleri bulunacak. Akademisyenler ve sanayi liderlerinden oluşan bir danışma kurulu rehberliğinde, bu komiteler markalaşmadan patent süreçlerine kadar geniş bir yelpazede etkinlikler düzenleyerek, teoriyi pratiğe dönüştürme fırsatları sunacak.

Ayrıca, üniversitelerle iş birliği içinde Ar-Ge projeleri geliştirmek, öğrencilerin yeteneklerini gerçek dünya sorunlarına çözüm bulmaya yönlendirecek. Bu iş birlikleri, sanayi ve üniversite arasında köprüler kurarak, yenilikçi teknolojilere ve yapay zekaya odaklanan projelerin ortaya çıkmasını teşvik edecek.

Yarışmalar ve hackathonlar aracılığıyla öğrenciler, yaratıcı fikirlerini hayata geçirip problem çözme becerilerini geliştirebilecekler. Bu tür etkinlikler, onları sadece yenilikçi düşüncelerini ifade etmeye değil, aynı zamanda kendi işlerine odaklanmaya da teşvik edecek.

Mentorluk programları ve networking etkinlikleri ile kulüp, öğrencilerin sanayi profesyonelleriyle birebir etkileşimde bulunabileceği verimli bir ortam yaratacak. Bu sayede, hem kariyer rehberliği alma fırsatı bulacaklar, hem de profesyonel ağlarını genişletebilecekler.

Sonuç olarak, Eskişehir Sanayi Odası'nın bu tür bir öğrenci kulübünü desteklemesi, Eskişehir'in sanayi ve eğitimdeki öncü rolünü daha da güçlendirecektir. 

Gelin, gençlerin yenilikçi yaklaşım ve enerjilerini, sanayinin tecrübeli elleriyle birleştirerek, bu toprakların geleceğini birlikte inşa edelim. Gelin, Eskişehir Sanayi Odası ile birlikte geleceğe yürüyelim. Yenilikçi gençleri tecribeli sanayiciler ile buluşturalım ve tüm ülkeye bir Eskişehir Modeli sunalım…  

**********************************************************

ESKİŞEHİR’İN KURUYAN GELECEĞİ

Eskişehir’in su krizi, tarım sektörü için büyüyen bir tehdit haline geldi. ESOGÜ’den Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul Karaş'ın uyardığı gibi, su seviyeleri kritik düzeyde düşüyor ve çiftçiler yakında bu kaynağa ulaşamayabilir. Yeraltı sularının beslenememesi acil bir çözüm ihtiyacı doğuruyor. 

Salma sulama yasakları gibi kısmi önlemler yetersiz kalıyor. Türkiye'nin tarımda dışa bağımlılığı da bu durumu daha zor hale getiriyor. Örneğin, buğday ve mısır gibi temel ürünlerde yetersiz üretim söz konusu ve büyük ölçüde ithalata dayalı bir yapı var. 

Pamuk ve soya gibi önemli hammaddeler de yurt dışından temin ediliyor. Bu durum hem ekonomik olarak yük getiriyor hem de su kaynaklarını daha dikkatli kullanmayı zorunlu hale getiriyor. 

Sürdürülebilir tarım politikaları ve su yönetimi stratejileri geliştirilmediği sürece, Türkiye’nin tarımsal geleceği tehlikede. Artık tarımda planlı ve verimli su kullanımı için somut adımlar atmanın zamanı geldi. Çözümler hızlı ve etkin bir şekilde devreye alınmalı.