Aşk ve âşıklık konusu ile ilgili olarak kaynaklarımdan ulaşabildiğim atasözlerimiz şöyle:
Aç esner, âşık /tok gerinir. Herkes, durumuna uygun davranış gösterir.
Açlık kapıdan girince aşk, zavraktan çıkarmış. Açlık tatmin edilmedikçe hiçbir şeyin anlamı ve değeri olmaz.
Âşığa niçin ağlarsın demişler, gülmemek için demiş. Âşık, aşk derdiyle her dem hoştur.
Âşığa nişan, dervişe burhan. Âşığın nişana, dervişin burhana ihtiyacı yoktur.
Âşığa öğüt faydasız. Gözü gönlü dışarıya kapalı olduğundan âşık, nasihat dinlemez.
Aşığın gözü, kördür /kör olur. Âşık, sevdiğinin kusurlarını göremediği için kör gibidir; çevresine de hep ilgisiz davranır.
Âşığın hâli kaalinden bellidir. Âşığın hâli, sözüyle belli olur. Âşık kendini sözüyle belli eder.
Âşığınki Hayy’dan, mollanınki vaydan. Âşığın başına gelen Allah’tandır, mollanın başına gelenler de onun pişmanlıklarındandır.
Âşık âlemi kör, dört yanını duvar sanır. Sevenin gözünde perde olur. Aşığın çevresiyle ilişkileri zayıf, sözleri ve davranışları tutarsızdır. Hareketlerini kimse görmüyor, sözlerini kimse duymuyor zanneder.
Âşık dünyayı, maşukasının aynası sanır. Âşığın gördüğü her şeyde sevgilisi, vardır.
Âşık ile aşık atılmaz. Âşık ile oyun olmaz.
Âşık nişanı, sevgili kuşamı sever. Sevgili giyimi, âşık da belirtiyi sever.
Âşık sazla, maşuk nazla avunur. Hemen herkesin teselli olduğu bir şey vardır. Aşığınki saz, sevgilininki naz.
Âşıkta ar olmaz. Âşıkta utanma duygusu olmaz.
Aşk ağlatır; dert söyletir. Âşığın yüreği yaralı olduğundan çok acı çeker. Dert sahibi de derdini önüne gelene anlatarak avunmaya çalışır.
Aşk ateşi yanmayınca yakmaz imiş. Aşk ateşi yanmaya başlamazsa âşıklık olmaz.
Aşk başa gelirse akıl, baştan çıkar. Aşkın gücü, aklı yener. Aşka düşen kişi düşünceden uzaklaşır.
Aşk başta karar etse akıl baştan firar eder! Âşık mantıklı düşünemez.
Aşk olmayınca meşk olmaz. İşini sevmeyen, o işi başaramaz. Sevgisiz ve gönülsüz yapılan işlerden hayır gelmez.
Aşkla mülk, ortak kabul etmez. Mülke sahip olan taraflar arasında anlaşmazlıklar çıkar. Aynı kişiyi seven âşıklar sevdiklerini paylaşamaz. Âşıklık da mülk de özeldir.
At ayağı külük olur, âşık dili yüğrük olur. At ayağı hızlı; âşık dili de çevik, güçlü olur.
Çerçi kızı, boncuğa âşıktır. 1. Kişi ne ile uğraşıyorsa, çocuğu o şeyi çok sever. 2. Ticaret adamları, sattıkları eşyadan evdekileri mahrum bırakır. Çoluk çocuk bu eşyanın özlemini çeker.
Çok naz âşık usandırır. Yaptığımız iş ne olursa olsun fazla nazlanmak, karşı tarafı rahatsız eder. Kendine gösterilen sevgi ve bağlılığa güvenerek yerli yersiz naz yapan, sonunda, çevresinden ilgi göremez olur. Her şeyde olduğu gibi nazlanmada da aşırılığa kaçmamalıdır.
El âşığı arsız sanır, âşık eli gözsüz sanır. Âşığın hâlinden anlayan olmaz. Âşık da çevreden kimse onu görmüyor zanneder.
Eşek küle, gül bülbüle âşıktır. Herkes, sürekli sevdiğine meyillidir. Külü eşeğin, bülbülü gülün rahatlattığı gibi herkesi rahatlatan bir yer/kişi vardır.
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Kendimize yakın olan, sık aranır. Uzaktakiyle görüşme imkânı pek olmadığından o, yavaş yavaş unutulur. Âşıklar birbirinden uzaksa sevgileri de azalır.
Hastayı buza yolla, âşığı söze. Hasta buzdan, âşık sözden hoşlanır.
Karganın gaklaması, bülbülü aşka getirir. Kötülerin varlığı, onların çabası; iyileri gayrete getirir.
Naz maşukun, niyaz âşığın harcıdır. Bir dileğin yerine getirilmesi için yalvarma, yakarma, rica âşığa yaraşır. Aslında istediği halde isteksiz gibi görünmek, naz ederek yalvartmak, nazlanma de sevilene yaraşır.
zavrak: Işıklık, camsız pencere
burhan: Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda inandırıcı belge
nişan: Bir olayın ya da durumun varlığını gösteren, onu doğal olarak içeren ve onun anlaşılmasına yardım eden, anlaşılmasını sağlayan şey
kal: Söz, laf
molla: 1. Büyük kadı 2. Medrese öğrencisi 3. Büyük bilgin 4. (mecaz) Dinî yönü ağır basan kimse
Hayy: Allah
maşuka: (kadın) Sevgili
mâşuk: Aşkla sevilen, âşık olunan erkek
aşık atmak: Bir kimseyle çeşitli konularda yarışa girmek; ondan aşağı kalmamak