Kaderimizde onların elinde. Ocak ayı enflasyon rakamları TÜİK tarafından açıklanınca tablo ortaya çıktı.

Onca yazdık, çizdik konuştuk.

Memur ve emekliye enflasyon farkını vermemek için ocak ayına sarkıttılar rakamları.

Oyun içinde oyun.

Emekli sokaklarda sürünüyoruz diye bağırıp duruyor. Sesimizi duyan yok mu diye?

Yaparsa AK parti yapar mottosu ekonomiyi batırdı. Faiz sebep enflasyon sonuçtur savı da çöktü.

Heteredoks ekonomi politikasını öne sürenler nedense hiç çıtları çıkmıyor.

Siyasette ise her gün bir ileri, bir geri,  gel gitler yaşıyoruz.

İnsanlar umutsuz. Yüzler gülmüyor.

Ne yapacaklarını bilmez haldeler.

Zenginler daha da zenginleştiler. Benim zenginim işini bilir. Şimdi gözleri ülkenin madenlere dikitler.

Fırsat bu fırsat talan edelim. Moğol imparatoru Cengiz han böyle talan etmişti. Sonra talana uğradı.

İKTİDAR SÜREKLİ PARMAK SALLIYOR

Heybedeki turpları söylüyor. Bir algı dalgalanması var. CHP’ li belediyelerinin üstüne müfettiş ordusu yağdırılıyor.

Bu süreçte yaşananları kabul etmek mümkün değil. Erdoğan burada eline geçirmiş olduğu gücü parmak sallayarak siyaseti Dizayn etmek için toplumu yönlendirmek için kullanıyor.

MUKTEDİR OLMAK

Bugüne kadar yargı nasıl siyasallaştı ise ve siyasetin emrinde olduysa bugün artık daha güçlü bir şekilde Erdoğan'ın kontrolünde ve bunu kullanarak siyaseti yönetmeye çalışıyor.

Bunda da başarılı oluyor.

Tek adam yönetim dediğimiz böyle bir şey.

CHP'li Belediye işte ne yapar terörle işbirliği yapar. CHP'li Belediye yolsuzluk yapar. CHP'li Belediye İhaleye fesat karıştırır vs. Bu algıyı güçlendirmek için bu yöntem sürekli yapılıyor.

Erdoğan'ın siyasi yol haritasında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçildiği dönemde de, belediyeler üzerinden ve belediyelerdeki o dönemde yaşananlar üzerinden siyasetin nasıl yönlendirildiğini ve siyasetin şekillendirildiği hatırlayın…

Dolayısıyla belediye hizmetleri ile ilgili Erdoğan'ın gönül dünyasında siyasi aklında çok derin bir iz var.

Merkezi hükümette bu ceberut yapının hâkim bir gücü var. Belediye seçimlerinde millet dedi ki hayır ben sana bir ders veriyorum sana güvenmiyorum ve ben sana siyasal olarak bir sarı kart gösteriyorum dedi.

Seçimlerde milletin sağduyusu böyle tecelli etti. Şimdi, Erdoğan bunu bir türlü hazmedemiyor, kabullenemiyor.

Çünkü demokratik bir olgunluk yok, bir tahammül kültürü yok.

Milletin vermiş olduğu mesajı doğru okuma anlayışı yok. 

Ben diyor, çünkü her şeye ben karar veririm. Ben olmazsam bu iş olmaz diyor. Onun için belediyeler üzerinden bir algı yönetme sürecini başlattı. 

Erdoğan elinde inanılmaz bir medya gücü var, devlet gücü var. Demokratik kurumların üzerinde devlet kurumlarının üzerinde ve hukukun üzerinde Erdoğan'ın net bir baskısı ve hâkimiyeti var. 

Şimdi torba kanunda Devlet denetleme kurumuna çok özel yetkiler de verildi.

Kulağından tuttuğu gibi memurluktan atıverirler alimallah.

Belli ki o dönemden çok iyi ders almışlar veya öğrenmişler Fetö' cülerden. O dönemde yürütülen psikolojik operasyonları algı yönetimini ve yapılacak operasyonların ve baskıların toplum üzerinde nasıl bir iz bırakacağını çok iyi anlamışlar ve öğrenmişler

HİÇ BİR ŞEY YAPMAMIŞ OLSAN BİLE BİR ŞEYLER YAPMIŞSINDIR

Böyle bir mantıkla kaşı karşıyayız.

Yargı kararıyla suçu tespit olmamış, sabit olmamış birisi için siz,  suçlu diyemezsiniz. Bırakın olması gerektiği gibi süreç çalışsın. Ama her şey bu ülkede artık ayaklar altına alındı ve devlet kurumları ne yazık ki

Erdoğan'ın kontrolünde savruluyor ve yönetilmiyor. Ekranlara çıkartılan sözde hukukçularda çoktan kendilerini yargı yerine koyarak infaz görevlisi gibi davranıyorlar.

Kalk ayağa. Sen suçlusun! 

Mantık şu. Hiç bir şey yapmamış olsan bile bir şeyler yapmışsındır. Anlayışı herkese bulaşmış durumda...

Başka kurumlar, devletin, toplumun ve siyasetin rotasını belirlerse, demokrasimiz büyük yara alır. Özetle sivil siyaset, gündemi belirlenen değil, gündem belirleyen olmalıdır.

AK Parti, askeri vesayeti/müesses nizamı çatışma siyasetiyle alt etti. Doğru yaptı. Yıllarca iktidar olduğu halde muktedir değildi, kazandığı bu güç oyununda en büyük motivasyonu milletin güçlü iradesiydi. 

Bugün, hem iktidar hem muktedir. Atatürk sonrası yılların en güçlü siyasi varlığı. 

Artık, anti demokratik ortamdaki çatışma stratejisinin, milli iradenin egemen olduğu ortamda raf ömrünün dolduğu kanaatindeyim. Zira başlangıçta doğru sonuç üreten strateji, yeni şartlarda aynı sonucu doğurmaz. Bu bağlamda toplumsal ve siyasi tansiyonun düşürülmesinde kanımca fayda vardır. Ayrıca, siyaset gündemindeki belirleyici rol, siyaset kurumuna ait olmalıdır.

Pek CHP ne yapıyor. Kırmızı kart çıkarttı. Sürpriz buymuş.

Kısacası 2025 yılında İllâda seçim diyor. Bunun nedenlerini anlatıyor. Yeni bir Türkiye hedefinde hak, hukuk, adalet, demokrasi var.

Ya seçim olmazsa!

Bunun cevabı ne olacak? 

Kısa fıkra

SAAT

Temel aldığı bir daktiloyu bozuk diye geri götürdü.

Satıcı;                                                                                                                     - Neresi bozuk, dün aldığında sağlamdı.

Temel:                                                                                                                    - İki tane "a" yok, saat yazamıyorum demiş.

Günün sözü

Çocuklarınızı kuzu gibi büyütmeyiniz ki, ilerde kuzu gibi güdülmesinler.                                                                                                Sadi Şirazi