Artan hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon, alım gücünü her geçen gün hızla eritirken, KDV oranı ve vergilere yapılan zamlar ve 2025 yılında devam edecek “zamcıklar”!.

Asgari ücrete % 30 zamcığı anlata anlata bitiremiyorlar..

22.140 TL açıklandı ya. Daha işçinin eline geçmedi ki..teee şubat ayında geçecek..

Arada 30 gün varken maşallah yerli ve milli esnafımız etiketleri değiştirmeye başladı bile..

Neymiş efendim bunların canı yanacakmış. Yahu yazar kasanın başına giden vatandaş kazığı yiyiyor.

Sen kalkmışsın canları yanacak diyorsun. Bu nasıl mantık..

Deyim yerindeyse göz göre göre tavşana kaç tazıya tur..

Pamuk dikildikten sonra kapı dayama benzemiyor mu?  Asgari ücrete yapılan artışın gerçekleşen enflasyonu bile telafi etmiyor. Zammın yapılmasının ardından temel gıda ve genel temizlik ürünlerine kadar birçok üründe etiketler değişiverdi..

 Vatandaş enflasyon karşısında zorlanırken, zamlarla birlikte asgari ücrete gelen zammın da hiç bir anlamı kalmadı. 

Ama CHP 30 bin altında yokuz dedi. CHP’ li belediyeler asgari ücret 17 bin TL iken zaten 30 bin TL uyguluyordu. Hatta kadrolu işçiler TİS nedeniyle 30 bin civarında alıyorlar. Gelelim asıl meseleye.. Asgari ücret kaç çeşit? Kamuda var.  Özel sektörde var. birde kayıt dışında var..

Kamuda memur olanların zaten taban ücreti bu. Yani ilk okul mezunu memur bu rakam alıyor..

Ancak üniversite mezunu teknik eleman özel sektörde bu rakamı alamıyordu.

Şimdi gözler 2024 enflasyonunda. Ocak ayının ilk günlerinde açıklanacak TÜFE rakamları emeklinin kaderini belirleyecek.

Rivayetler dolaştırılıyor. 6 aylık TÜİK’in enflasyon farklarına göre rakam belirlenecek. Bu rakam % 17 civarında olması temenni ediliyor. Hadi diyelim olmaz ama olduğunu varsayalım..%4 lük refah payını da koyalım..15 bini geçmez..

Birde kök maaş sorunu var. Hazine tarafından üstü tamamlanacak

ASGARİ ÜCRET YANLIŞ HESAPLANIYOR...

Bu konuda onlarca araştırma var. Bunu iktidarda biliyor. Tek başına enflasyon asgari ücret için bir ölçüt olamaz. asgari ücretin doğru hesaplanmıyor..

"Birincisi enflasyonun ölçümünde ciddi sıkıntılar var. İkincisi, TÜİK ortalama bir enflasyon ölçüyor. Yani doğru olsa bile, Çünkü her ilin farklı artış oranları var. Sektörlere göre değişen bir nitelikli emek var..

 Bu ücretli enflasyonu ölçülmüyor. 

Büyümenin hesaba katılmaması. Enflasyon doğru ölçülse bile, reel olarak ücretleri korur. Ancak büyümeden pay alınamadığı için asgari ücretin payını düşürür. Çünkü asgari ücret imalat ve sanayi sektöründe önceliklidir. Millî sanayideki büyümenin ve ihracatın altında bu emek ve sermaye  vardır.

Aslında bölgenin geçim şartlarının esas alınması gerekiyor. Bir işçinin ve bakmakla yükümlü olduğu hanenin geçim şartları nasıl sağlandığına bakılması gerekli. İkincisi de kişi başı milli gelir artışıyla asgari ücretin ilişkilendirilmesi lazım," değerlendirmesini yaptı

Yoksulluk sınırı asgari ücrette ölçüt olabilir mi? Neden her geçen gün derin yoksulluk artıyor?

Türkiye’nin mevcut ölçütlerini kabul edildiği durumda bile, tek bir işçinin yaşam maliyetinin Kasım ayı itibarıyla 26. TL. yani asgari ücret geçmişin kayıplarını bile telafi etmiyor..

O zaman yeni bir sisteme geçilmesi zorunluluğu ortaya çıkıyor. Liraya ulaştığını ve asgari ücretin altında kaldığını herkes biliyor.

KALDIRIMLAR...

Necip Fazıl Kısakürek 

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;

Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.

Yolumun karanlığa saplanan noktasında,

Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;

Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.

İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;

Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor;

Sanıyorum, her köşe başını sarmış devler…

Üstüme camlarını hep simsiyah dikiyor;

Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;

Kaldırımlar, içimde yaşanmış bir insandır.

Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;

Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;

Ben bu kaldırımların emzirdiği bir çocuğum!

Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;

Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim yol gitsin;

İki yanımda aksın bir sel gibi fenerler.

Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;

Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne de sabah görüneyim;

Gündüzler sana kalsın, verin karanlıkları!

Islak bir yorgan gibi sımsıkı bürüneyim;

Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;

Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.

Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,

Ölse, kaldırımların karasevdalı eşi…

Necip Fazık Kısakürek