Bir adım atarız, sonra bir diğerini. Bazen yıllarca aynı kaldırımlarda yürürüz, bazen ise bizi hiç tanımadığımız patikalara çağıran yollarda. Ancak yürüyüşün sadece bir yerden diğerine ulaşma çabası olmadığını bir düşünmenizi isterim. Ya her adım aslında bir düşüncenin, bir duygunun, bir farkındalığın peşinden gidiyorsa?
Tarih boyunca yürüyüş, sadece bedensel bir etkinlikten çok daha fazlası olmuş, derin bir felsefi anlam kazanmıştır. Antik Yunan'da Aristoteles'in peripatetik okulunda öğrencilerine derslerini yürüyerek vermesi, bize yürüyüşün düşünme ve öğrenme özgürlüğünü simgelediğini göstermiştir. Jean-Jacques Rousseau ise doğada yaptığı uzun yürüyüşlerin, en yaratıcı düşüncelerine ilham verdiğini belirtmiştir. Görülen o ki yürüyüş, düşüncenin özgür kaldığı bir alan yaratır; zihnimizin ritmini, adımlarımızın ritmiyle buluşturur.
Günümüzde ise yürüyüşün anlamı biraz değişmiş olabilir. Modern şehir hayatı, insanın adımlarının çoğunlukla bir yerden diğerine ulaşma telaşıyla sınırlanmasına neden olmuştur. Ancak yürüyüş, bu mekanik rutinden kurtulmanın en sade ve etkili yollarından biridir. Yolda olmak, fark etmek, düşünmek ve kendini yeniden bulmak için bir çağrıdır.
Yürüyüş, zihni dinginleştiren, düşüncelerimize mesafe kazandıran ve çoğu kez sorunlarımıza beklenmedik çözümler sunan, bir nevi zihnimizi düzenleyen bir meditasyon biçimidir.
Doğada yürüyüş yapmak, ağaçların hışırtısını, kuşların ötüşünü duymak, rüzgarın tenimize dokunuşunu hissetmek, şehir gürültüsünden uzaklaşmak… Her adım, adeta bize evrenin ve bütünün bir parçası olduğumuzu hatırlatır.
Yürüyüşü bir felsefeye dönüştürmek ise, yola bilinçle çıkmaktan geçer. Bazen bir dostun eşlik ettiği, bazen ise yalnızca düşüncelerinizle yürüdüğünüz bu yolculuklarda, amaç bir yere varmaktan çok yolda olmaktır. Belki de asıl varış noktalarımız, vardığımız yerlerde değil, yolda aldığımız nefeslerde gizlidir.
Yürümek, sadece bedeni değil, aynı zamanda ruhu da besler. İçsel dengeyi bulmak ve düşüncelerimizi yeniden düzenlemek için en basit ama en derin yöntemlerden biridir. Yola çıkın, her adımda farkına varın, düşüncelerinizi takip edin ve yolculuğun tadını çıkarın.
“Eğer moralin bozuksa yürüyüşe çık. Hâlâ kötüysen başka bir yürüyüşe çık.”