Geçtiğimiz Cumartesi günü, Eskişehir Köprübaşı Edebiyat Dergisi’nin 3. kuruluş yıl dönümü anısına düzenlenen Genç Ressamlar Sergisi ve Şiir Dinletisi’ne davetliydim. Kıymetli kardeşim Rukiye’nin günler öncesinden yaptığı daveti geri çevirmek olmazdı.

Edebiyat, yazı, şair ve şiir denildiğinde içimde kıpırdanan heyecan, bu tür etkinliklere beni adeta koşarak götürüyor. Eskişehir’de, özellikle hafta sonları, metrekareye birçok kültürel ve sanatsal etkinliğin düştüğünü rahatlıkla söyleyebilirim.

Cumartesi günü, güneşin tatlı bir sıcaklık sunduğu öğleden sonra, İzmir’den gelen misafirlerimizle birlikte ailece Taşbaşı Kültür Merkezi Kırmızı Salon’un yolunu tuttuk. Salona girdiğimizde, bizi kalabalık ve sanat dolu bir atmosfer karşıladı. 

Eskişehir’den Haber sitemizde yazan birçok köşe yazarı dostlarımız da oradaydı. Necibe Hanım, Ahmet Bey, Şerife Hanım, Sevda Hanım, Fikret Bey, Aydın Bey, İbrahim Bey… Daha birçok dostumuz bu anlamlı etkinlik için bir araya gelmişti.

Sohbetler ayaküstü devam ederken gözüm, şövalyeler üzerinde sergilenen resimlere takıldı. Müthiş görünüyorlardı! Hoş beş faslının ardından, eşimle birlikte yanımıza gelen Rukiye Hanım, genç ressamları bizlerle tanıştırınca resimlere olan ilgim daha da arttı.

Bu yetenekli ressamların yaşları henüz 9-10 arasında değişiyordu. Ancak ortaya koydukları eserler, birer usta ressamın elinden çıkmış gibi etkileyiciydi. Özellikle kara kalem çalışmaları, sanata gönül vermiş bir sanatçının yıllar süren emeğini andırıyordu. 

Gerçekten yetenek bambaşka bir şey! Önlerinde uzun bir sanat yolculuğu var, yolları açık olsun!

Program başlamak üzereydi. Hazırlıklar tamamlanmış, artık kurdele kesimine geçilmişti. Davetlilere hoş geldiniz diyerek söze başlayan değerli üstat, Köprübaşı Edebiyat Dergisi ve Eskişehir’den Haber sitemizde enfes yazılarıyla birlikte köşe yazarlığı yaptığımız Ahmet Urfalı ağabeyim, şu anlamlı sözleri dile getirdi:

“Genç ressam adayı çocuklarımızın yaptığı resimleri burada sergilemekten büyük mutluluk duyuyoruz. Katip Çelebi’nin çok meşhur bir sözü vardır. Biz edebiyatçılar bunu dilimize pelesenk etmişizdir. Der ki: ‘Denizin altındaki inciyi suyun üzerine çıkarmadıktan sonra onun incilik vasfı yoktur.’

Biz de bu anlayışla, genç yetenekleri su yüzüne çıkarmaya çalışıyoruz. Çünkü yıllar sonra bu çocuklar, ‘Biz şu yaşımızda sergi açtık, büyüklerimiz geldi ve bizi takdir etti’ diye hatırlayacaklar. O yüzden onların sesini duyurmaya, yeteneklerini ortaya koymaları için fırsatlar sunmaya önem veriyoruz. Köprübaşı Edebiyat Dergisi olarak, sanat ve edebiyat adına güzel etkinliklere imza atmaya devam edeceğiz.”

Bu sözler, günün sanatla, edebiyatla ve şiirle dolu dolu geçeceğinin adeta habercisiydi. Ve gerçekten öyle oldu.

Yaklaşık iki saat süren Genç Ressamlar Sergisi ve Şiir Dinletisi, edebiyat ve görsel sanatları bir araya getirerek Eskişehir’in kültürel hayatına anlamlı bir katkı sundu.

Üç yıl önce Köprübaşı Edebiyat Dergisi’ni kurarken büyük fedakârlıklar gösteren, adeta ikinci evladı gibi sahiplenen Genel Yayın Yönetmeni Rukiye Özdemir, yine her zamanki gibi güler yüzüyle konuklarını karşıladı. 

Ama bu kez gözlerinde daha farklı bir heyecan vardı. Üç yaşına basan dergisinin, nice zorlukları aşarak bugünlere gelişine tanıklık ettiğim için bu heyecanını en iyi anlayanlardan biriyim.

Bu zamanda bağımsız bir edebiyat dergisi çıkarmanın ne kadar zor olduğunu bilenler bilir. Sayısız engele rağmen bu noktaya gelmek kolay olmadı. Nice yaşlara Köprübaşı Edebiyat Dergisi!

Rukiye Hanım’ı, değerli üstat Ahmet Urfalı ağabeyim sayesinde tanıdım. Sahibi olduğu Defne Yayınevi’nden çıkan üç kitabımda emeği büyüktür. Hep derim, işini kuyumcu titizliğiyle yapan bir yayıncıdır.

Bu arada, şiir dinletisi bitene kadar sahnenin arka fonunda yayınevinin bastığı kitapların kapaklarının slayt olarak yansıtılması, salona ayrı bir anlam kattı. Ve benim için özel bir detay vardı: Slaytta üç kitabımın kapaklarının yer alması.

İlk kitabımın kapağında annemin, ikincisinde babamın fotoğraflarını görünce gözlerim istemsizce doldu. Mekânları cennet olsun.

Kırmızı salonda usta şairlerin ve yazarların seslendirdiği, derin anlamlar taşıyan şiirlerini dikkatle dinlerken, hepimiz adeta zaman tünelinde kaybolduk.

Programın sonunda birçok köşe yazarı meslektaşımıza katılım belgelerini takdim etmek bizlere de nasip oldu.

Neticede…

Sanatın ve edebiyatın iç içe geçtiği, gönül telimize dokunan genç yeteneklere ışık tutan bu anlamlı organizasyon için emeği geçen herkese en içten teşekkürlerimi sunuyorum.