Narin cinayeti gündemimizde. 20 gün geçti. Yüzlerce jandarma ve AFAD ekipleri tarama yaptı. Bir ihbarla düğüm çözüldü.

Acı haber… Cansız bedene ulaşıldı.

Türkiye’nin en temel sorunlarından biri. Çocuklarımıza sahip çıkamıyoruz. Sözde aile bakanlığımız var.

Geldiğimiz noktada çözüm odaklı özel bir proje geliştirmemişiz.

Sorunun derin sosyolojisi var. Hala çözüme kavuşturulamamış. 

Köydeki herkes bunu biliyor. Herkes birbirine akraba. Bu durumdan birçoğunun iştiraki de var. Burada birçok şey ortaya çıkabilir. Ama, duymadık, görmedik, işitmedik üç maymunu oynadılar.

Ve yüzlerce başlık. Gerçek biliniyor. Planlı bir cinayet gibi gözüküyor. Şüpheli tanıktan ilk itiraf geldi.

Yardımcı olan sulama işçisi, su işlerini yapan amcanın yanında çalışan biri. Diyor ki; Benim yanıma battaniye içerisine sarılı bir vaziyette getirdi ve bende gömdüm.

Narin’i kurtaramadık.

Diğer çocukları kurtarmalıyız.

İşte devlet burada aranır. Kayıtsız ve şartsız çocuklar ve kadınlar özel koruma altına alınmalı.

Gerisi laf.

Hani çember daralmıştı.

Geçmişteki cinayetlerin nedenlerini ve analiz raporlarını değerlendirilerek iktidarın yeni bir yol haritası belirlemesi. İstanbul sözleşmesi yeniden gözden geçirilmeli.

Zira toplumda çok büyük bir acı var. Toplum travma geçiriyor.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan; Sürecin bizzat takipçisi olacağım demiş.

YAŞA VAR OL HARBİYE..

Teğmenler mezuniyet yemin töreninde kılıçlar çekilmişmiş. Aslında bu bir gelenek. Kılıçla haziruna selam verilir..

Gencecik teğmenlerin mezuniyet töreninden sonra yapılan bir alternatif yemin töreni var..

Aslında bir ritüel.

Harbiyeli olmak.

Yıldızı omuza takmak.

Daha yaşları ne ki?

Vatan savunması için eğitim görmüşler.

Milletin bekası için canlarını feda edecekler..

Vay sen misin kılıçları çeken…

Allah Allah. Kılıçlar havada. Bu bir gelenek. Ne yapacaklardı. Çelik çomak mı oynayacaklardı..

Teğmenler, yemin törenlerinde, 99'dan 2022 dâhil 23 yıl boyunca da kılıç sallamışlar. Cumhurbaşkanı, başbakan devlet protokolü gitmiş, izlemiş… Gidenlerin başında anne ve babaları da var.  Evlatlarını hiç yalnız bırakmadılar.

Bu memleketin evladı bunlar. Bunlar savaşa git deyince, en önde cepheye gidecek, canı gönülden koşacak olan da bunlar. Gözbebeklerimiz.

Paralelcilerin, bölücülerin okullarında değil Harbiye’den mezunlar..

Tören ilk kez 1999' da yönergeye konmuş. Bu yönergeyle beraber yapılmaya başlanmış. Tam 22 yıl teğmenler mezuniyet-yemin törenlerinde kılıçla selam veriliyor. O günden den düne kadar sorun olmamışta bu gün mü sorunlaştırılıyor.

Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni sırasında Kara Harp Okulu mezunu teğmenler, dönem birincisi Ebru Eroğlu liderliğinde, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganıyla kılıçlarını çekerek yemin etti. Teğmenler, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ile ülkenin bütünlüğüne yönelik saldırılara karşı her zaman hazır olacaklarını belirterek, "Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Ne mutlu Türküm diyene!" derken suç mu işlemişler!..

Zaten daha bir kaç yıl öncesine kadar edilen bir yemin. Teğmenler aynı aplikasyonda halka açık yerde kılıçlarını çekerek, Mustafa Kemal’ in askerleriyiz demişler.

Sanki anayasayı çiğnemişler.

Sanki kanunu çiğnemişler.

Sanki darbe yapmışlar.

Sanki disiplin suçu işlemişler.

Cumhuriyete ve Atatürk’ ün ilke ve inkılaplarına sahip çıkma ne zamandan beri suç oldu..

Mustafa Kemalin askerleriyiz demek ne zamandan beri suç oldu..

15 Temmuz darbesini Mustafa Kemal’ in askerleri önlemediler mi. Ne çabuk unuttuk.

Tabii AKP ve onun yandaş basının provokatör kalemleri fitne ateşi ile körüklüyorlar.

Sanki biz safız..

Sanki biz hiç bilmiyoruz..

TSK’ nın içinde FETÖ terör örgütünün elemanları sızarken, sızdırılırken, yuvalanırken ses çıkartmayanlar, çalınan sorularla en güzel makamlara derinden getirilirken sonuçta 15 TEMMUZ darbe girişimi patlamadı mı?

Şimdi yerlerini çeşitli tarikatların önermeleri ile TSK içine ve diğer kurum ve kuruluşlara yerleştirenler hangi makamlara getirildiler?

O zaman ses çıkartmayanlar şimdi Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyenlerden bu kadar rahatsız oldular ki?

Mustafa kemalin askerleri demek ülkeye işgal etmek isteyen gayri milli hainleri bilirler.

Çünkü Mustafa Kemal’in askerleri her türlü mandacılığa karşıdırlar.

Çünkü Mustafa Kemal’in askerleri antiemperyalisttirler.

Onun için AK Parti zihniyetinin türev iş birlikçileri, Mustafa Kemal Atatürk’ü hiç sevmezler.

Onlara iki ayyaş bile dediler. Onlar 

Milletin verdiği vergilerle diyanetin süslü püslü, afralı, tafralı başkanı hutbeye çıkıp kılıçla hutbede konuşma yapmasına ses çıkartmayanlar,  peygamber ocağı olan ordusuna laf ederler.

Bana sorarsan teğmenlere soruşturma açmalarının temel nedeni de bu değil. Amaç gündem değiştirmek. AKP iktidarı ülkeyi ekonomik olarak istediği noktaya getiremedi. Ekonomik problemler patladı.

Enflasyon pahalılık, alım gücü kaybından ötürü millet inim inim inliyordu… Köylü mutsuzdu. Ürettikleri tarlada kalmış para etmiyordu. Bütün yurtta eylemler başlamıştı. Emeklilerin protestoları ilginçti. Bakanlığın önüne gidip domates attılar. Her kesimden hak hukuk adalet sesleri yükseliyordu.. Hayat pahalılığından illallah etmiş kitlesini yanında tutamadığı için biraz da böyle tahkim edebilmek adına çevresinde ve zinde tutabilmek adına her zaman yaptığı gibi gerilimi yükseltmek için teğmenlere soruşturma açmışlar.

Şu marşı hep bir ağızdan söylerdik..

Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız,
Tufanları gösteren, tarihlerin yâdıyız,
Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti,
Cehennemler kudursa, ölmez nigâhbanıyız.

Yaşa varol Harbiye, yıkılmaz satvetinle
Göklerden gelen bir ses sana ne diyor, dinle:
Türk vatanı üstünde sönmez güneşsin sen,
Kartal yuvalarında, hürdür millet seninle

a