Akaryakıt ve gübre zamları çiftçinin belini bükmeye devam ediyor. Çiftçi artan girdi maliyetlerinden, esnaf ise vatandaşın alım gücü düştüğü için satış yapamamaktan yakınıyor…
Cuma günü bahçemi sürdürmek ve ekim hazırlığı yapmak için Seyitgazi’nin Ayvalı Mahallesine (Köy) gittim. Bahçeme gitmek için köyün meydanından geçmek zorundayım. Meydanda yan yana iki kahvehane var…

Köylülerin söylemlerine göre kahvehanenin birisine AK Parti, diğerine ise sosyal demokrat düşünceye sahip olanlar çıkıyormuş. Pazar günü kahvehanelerin önünden geçerken birinci kahvede oturanlar “bir bardak çayımızı içmez misiniz?” diyerek davet ettiler…

Davetlerini kabul ederek kahvehaneye girdim. İçeri de 20’ye yakın kişi vardı. Kış dönemi. Yapılacak iş yok. Kimisi okey, kimisi kâğıt oynuyor, kimisi de sohbet ediyordu... 

3 yıldan beri Ayvalı Mahallesine gide gele çoğunla dost olduk. Ayvalı’ya ne zaman gitsem her iki kahveye de girerim ve çayımı yudumlarken yeni dostlarla sohbet etme fırsatı bulurum...  

Kahvehanedeki çiftçiler ve hayvan üreticileri sohbet ederken sohbetlerini bölmeden kulak misafiri olurum…
Cuma günü gittiğimde sonbaharda sattıkları hububat fiyatları ile bugün en az 3-4 TL arttığını, mazot, gübre ve ürünlerine ve ilaca gelen zamları konuşuyorlardı…

“EKİP EKMEMEKTE KARARSIZIZ“
2024’de verilen taban fiyatın geçen yılki rakamların çok çok altında kaldığından yakınan üreticiler şöyle dert yandılar:   “Mazot, gübre ve ilaç fiyatları yüzde yüz arttı. Geçen yıl 20 TL’ye aldığımız mazotun litresi bugün 47 liraya dayandı. Sadece akaryakıtı hesap etsek bile maliyet yüzde yüz arttı. Gübre, sulamada kullandığımız elektrik ve ilaçtaki artışları da hesaba kattığımızda hububat taban fiyatlarına verilen zam devede bir tüy kadar oldu. Bu nedenle bu yıl çoğumuz hububat yerine alternatif ürün ektik. Mazota, gübreye, ilaca borçlandık. Eğer bu yıl yine sattığımız üründen para kazanamazsak önümüzdeki yıl için tarlarımızı ekmeyeceğiz…”

Büyük ve küçük baş hayvan besicileri ise artan yem fiyatlarından dolayı hayvanlarına yem ve arpa almakta zorlandıklarını, kış mevsimi olmasından dolayı hayvanlarını mecburen ahırlarda beslediklerini, verilen desteklerin maliyeti karşılamadığı için bazıları kesime götürdüklerini söylediler…

“NE EKTIĞIMIZDEN NE BESLEDİĞİMİZ HAYVANLARDAN PARA KAZANAMIYORUZ”
Geçimlerini tarım ve hayvancılık ile sağlamaya çalışanlar, 'Gübreye, mazota ve elektriğe gelen zamlar nedeniyle tarım bitme noktasına geldi. Yem alamadığımız için hayvanlarımızı yok pahasına satmak zorunda kaldık' diye dert yanarak, 'Ne ektiğimizden ne beslediğimiz hayvanlardan artık para kazanamıyoruz ne yapacağımızı şaşırdık' diyorlar.
'Tarladan traktörümüzü mazot zamları nedeniyle çektik, ineği, koyunu sattık. Borçları nasıl ödeyeceğimizi kara kara düşürüyoruz' diyen çitçiler, yem ve gübre fiyatlarındaki önlenemeyen artışın, hayvancılığı da bitkisel üretimi de bitirdiğinden yakındılar.
'TRAKTÖRLER TARLADA OLMASI GEREKIRKEN EVDE PARK HALİNDE’

Bir üretici ile yeni tanıştık. Gazeteci olduğumu öğrenince “bunları yazar mısınız” diyerek şöyle dert yandı:
'Mazotun litre fiyatı 46 lirayı geçti. Mazota yapılan zam üretimi artık bitirme noktasına getirdi. Tüm dünyada arttığı söylense de bizdeki artış alım gücünü tamamıyla bitirdi. 47 liralık mazotu traktörümüze, su motorumuza ve biçerdöverin deposuna koyamıyoruz. Traktörler tarlada olması gerekirken evde park halinde. O bize bakıyor bizde traktöre. Mazot zammı ulaşımı etkiliyor, nakliyeyi arttırıyor dense de en çok üreticiyi mağdur etti. Ürünün verimini azalttı, üretimi kıstı, ürettiğimiz ürünün fiyatını artırdı. Üretim için kullandığımız mazotu bugün aldığımız fiyattan bir hafta sonra alamıyoruz. Normal bir traktör günlük 3 bin TL'lik mazot harcıyor. Her gün bu parayı bulup traktörün deposuna mazot koyamıyoruz. Tarlalarımızı sürüp ekemiyoruz...'.


ÖTV VE KDV'SİZ MAZOT VERİLSİN
Şunu da ekledi: 'En azından yetkililerden şu zor dönemde çiftçimizin üretimde kullandığı mazottan vergi alınmasın. ÇKS'de ne kadar üretim yaptığımız belli. 1 dekar tarımsal alan için 10 LT üzerinden vergisiz (ÖTV-KDV) mazot verilsin. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakanken 'yarısı sizden, yarısı bizden' sözü vermişti. O sözünü yerine getirmesini bekliyoruz. Üretmekten değil, üretememekten korkuyoruz. Şehirde bir ekmek 12,5 lira. Bir kilo buğday sattığımızda bir ekmek, bir bardak çay bile içemiyoruz. '
* * *

Üreticiler bir öneride de bulundular:  “Tarlalarımızı devlete bir yıllığına kiraya verelim. Bize de bir kira bedeli belirleyip ödesin. Ekip biçsin. Bakalım kâr mı yoksa ancak masrafını mı kurtarıyor görsünler.”

* * *
Çiftçi ürünü ekiyor ama gübre atamıyor çünkü alacak gücü yok. Tarlasını süremiyor, sulayamıyor çünkü mazot çok pahalı. Ektiği üründen para kazanmak için ister istemez tasarruf tedbirleri uyguluyor…

Tarımda olmazsa olmaz iki şey var. O da gübre ve mazot. Her ikisi de aşırı zamlandığı için ekim azalıyor dolasıyla gerek hububat gerekse sebze-meyve fiyatları uçuyor…
Devlet gübre ve mazotun fiyatını düşürürse hem eskisi gibi üretim artar hem de fiyatlar düşer.
* * *

"TÜRKİYE'NİN SİYASİ TARİHİNİN EN GÜLÜMSETEN FOTOĞRAFINI ÇEKTİRDİK"

Her ne kadar gündemde alınmış bir erken seçim kararı olmasa da CHP olası bir erken seçime hazır olmak adına cumhurbaşkanı adayını önümüzdeki günlerde tüm illerde yapılacak ön seçimle belirleyecek…

Aslında aday belli…

“Ekrem İmamoğlu ile Mahsur Yavaş’ın” adı gündemde idi…

Ancak CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İmamoğlu ve Yavaş ile yaptığı üçlü zirvede Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı aday olmayacağını deklare etti…

Son anda, “bende adayım” diye birisi çıkmaz ise ön seçim tek adayla yapılacak…

* * *

Mahnsur Yavaş, “Erken seçim kararı alınmadan yapılacak ön seçimi doğru bulmuyorum” dedi ya, hemen birileri “CHP’de ayrılık rüzgarları esmeye başladı. Yavaş, partisinden istifa edecek cumhurbaşkanı adayı olacak” yorumları yapmaya başladı... 

Bunun üzerine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş, “Partimle, genel başkanımla ve Ekrem İmamoğlu ile bir sorunum yok. Ekrem Beyi destekliyorum” demesine rağmen birileri hala öküz altında buzağı aramaya devam ediyor…

Herhalde maksatları Mansur Yavaş’a gaz vererek CHP’den koparmak…

Bunun olması mümkün değil…

Neden, Mansur Yavaş “partimden kopmam, istifa etmem söz konusu olamaz” dediği için...

Yavaş’ı yakından takip ediyorum…

Sözünün eri…

* * *

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'la birlikte yaptığı toplantıda çekilen fotoğraf karesine ilişkin konuştu. Özel, "Türkiye'nin belki de siyasi tarihinin en gülümseten fotoğrafını çektirdik. Hep birlikte anlaşarak, el ele, omuz omuza çıktık" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa'nın Salihli ilçesinde belediye ile partisinin ilçe başkanlığını ziyaret etti. CHP ilçe başkanlıklarının ülkedeki 182 bin sandığa, sandık görevlisi atadığını söyleyen Özel, seçim tatbikatı yapacaklarını belirtti.

ÖZEL: SEÇİM TATBİKATI YAPACAĞIZ

Özel şöyle devam etti: 

"Mayıs sonu gibi bir sabah 05.30'da kalkacak bütün sandık görevlileri. Seçim varmış gibi okula gidecek. Okul görevlisinin elindeki şifreyi girecek. Temsili sonuç tutanağı olacak, fotoğrafını genel merkeze yollayacak. Tam bir seçim tatbikatı yapacağız. Tatbikata katılmayan askeri, orduya katıp da büyük bir mücadele vereceğimiz seçim günü taşımayacağız. Tatbikata gelenler sandık görevlisi olacaklar, gelmeyenleri değiştireceğiz. Partinin programı hazırlanıyor."

"BEN ADAY DEĞİLİM"

Kendisinin cumhurbaşkanı adayı olmayacağını ifade eden Özel, geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'la yaptığı toplantıda çekilen fotoğrafa ilişkin de konuştu.

Özel şunları söyledi: "Ben aday değilim, partinin bir adayı olacak. Doğru adayı nereden bulacağız, anketlere bakacağız. Anketlerde çok önemli iki isim var. İkisi de kazanıyor ama oradaki kararı ben tek başıma versem 'Niye ben değil de o?' Zaten kurultayda söz vermiştim, 'cumhurbaşkanı adayını ön seçimle' belirleyeceğiz diye. Mansur Başkan 'Ben ön seçime girmeyeyim, sonucuna saygı duyarım dedi.”

"TÜRKİYE'NİN SİYASİ TARİHİNİN EN GÜLÜMSETEN FOTOĞRAFINI ÇEKTİRDİK"

Görev düşerse görev yapayım, düşmezse zaten seçim kazanılıyorsa mutlu olayım. Ben her zaman partinin emrindeyim, ne durum olursa olsun partinin kazanması için destekse destek veririz. Bana ihtiyaç olursa da hasarsız ve çalışan bir şekilde mutlaka burada bulunuruz' dedi. Ekrem Başkanımız da ona tam bunu destekleyen sözler söyledi. Ben aynı şeyi söyledim ve Türkiye'nin belki de siyasi tarihinin en gülümseten fotoğrafını çektirdik. Hep birlikte anlaşarak, el ele, omuz omuza çıktık."

* * *