Bir defasında Hz. Peygamber (s.a.v) ashabıyla otururken yere bir çizgi çizer. Akabinde bu çizginin sağına ve soluna ikişer çizgi daha ekler. Daha sonra mübarek elini ortadaki çizginin üzerine koyarak “İşte bu Allah’ın yoludur” diyerek şu ayeti okur...

Bir defasında Hz. Peygamber (s.a.v) ashabıyla otururken yere bir çizgi çizer. Akabinde bu çizginin sağına ve soluna ikişer çizgi daha ekler. Daha sonra mübarek elini ortadaki çizginin üzerine koyarak “İşte bu Allah’ın yoludur” diyerek şu ayeti okur: “İşte bu, benim dosdoğru yolumdur, ona uyunuz; başka yollara uymayınız, onlar sizi Allah’ın yolundan ayırır… (En’am 6/153).

Sözlükte “doğruluk, dürüstlük, adalet, itidal, itaat, sadakat ve dürüstçe yaşama” anlamlarına gelen istikamet kelimesi, kaynaklarımızda genellikle “dinî ve ahlâkî hükümlere uygun bir hayat sürme, her türlü aşırılıktan sakınma, Allah’a itaat edip Hz. Muhammed’in sünnetine uyma” şeklinde özetlenir.  Bu bağlamda istikamet, kişiden beklenen dinî ve ahlâkî tutumların tümünü içine alan kapsamlı bir kavramdır. Nitekim kendisinden nasihat isteyen birisine Hz. Peygamber’in, “Allah’a iman ettim dedikten sonra dosdoğru (istikamet sahibi) ol!” (Müslim, İman, 62) şeklindeki cevabı, istikamet kavramının kapsamını belirleme açısından önemlidir.

İTİKATTA İSTİKAMET

İslam düşüncesinde istikamet denildiğinde, öncelikle doğru ve sağlam bir itikada sahip olmak anlaşılır. Doğal olarak istikamet ilk önce itikatta olmalıdır. İstikametin öncelikle itikatta yani tevhit inancında olması gerektiğine Rasulullahın peygamberliğinin ilk yıllarında yaşadığı şu örnekte açıkça şahit olmaktayız: Tevhit yolunda sadece Allah’a güvenen Peygamberimiz, dininden dönmesini isteyen amcasına şu tarihî cevabı verdi: “Ey amca! Allah’a yemin ederim ki bu dini terk etmem için sağ elime güneşi, sol elime ayı verseler, Allah onu üstün kılana ya da ben bu uğurda helak olana kadar bu dinden vazgeçmeyeceğim” (İbn Hişâm, 1, 266).

Allah Rasulünün yegâne hedefi, önce Allah ile kulları arasında tevhidi yerleştirmek, sonra da inananlar arasında vahdeti yani birliği gerçekleştirmekti. Bu noktada itikatta istikameti kaçırmamak, inancımızı sağlam temeller üzerine bina etmekle mümkün hale gelecektir. “Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz” prensibinden hareketle, kulluk yolculuğumuzda savrulmalar yaşamak istemiyorsak, imanımıza halel getirecek her türlü yaklaşımdan uzak durmalıyız.

AMELDE İSTİKAMET

İstikamet öyle bir hâldir ki hayatın her parçası onunla ilişkilidir. Öyle bir kelimedir ki bütün kavramlar onunla bağlantılıdır. İstikamet sabır ister, ceht ister, azim ister, doğruluk ister, adalet ister, merhamet ister, anlayış ister, kâfirlere karşı bir tavır ister. İstikamet bedel ister. Rahatını kaybetmeyi göze alamayan istikamet sahibi olamaz. Eylemlerde ortaya çıkmayan istikamet, gerçek istikamet değildir. Söylemlerin eylemle desteklenmediği istikamet, istikamet değildir. 

“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol…” (Hûd 11/112) ilahî emri gereğince, hedefinden sapmayan ok gibi bütün davranışlarına itidal ve dengeyi koymaktır istikamet. Dünya- ahiret dengesini kaçırmadan, bitmez tükenmez arzuların esiri olmadan, menfaatin peşin veya acil karşılığına kanmadan dengeyi korumaktır istikamet. Bir yandan şeytanın, öbür yandan nefsimizin bizi günaha götüren yollarına Hz. Peygamber’in, “Nerede olursan ol, Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde ol! Kötülüğün peşinden bir iyilik yap ki onu yok etsin” (Tirmizî, Birr, 55) şuuruyla mukabelede bulunmaktır istikamet.

AHLAKTA İSTİKAMET

Ahlakta istikamet, “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” (İbn Hanbel, 2, 381) buyuran Rasul-i Ekrem’in örnek ahlakını rehber edinmektir. Ülfet ve muhabbeti, nezaket ve zarafeti kendimize, ailemize ve hayatımıza hâkim kılmaktır. Yalan ve hileye, zulüm ve haksızlığa asla tevessül etmemektir. Kul ve kamu hakkını ihlal eden davranışlardan kaçınmaktır. Elimizden, dilimizden, evimizden, işimizden, hâsılı hayatımızın her alanından haram ve günah olan her şeyi uzak tutmaktır. Müminlerin iman bakımından en olgun olanları, ahlâkı en iyi olanlardır” (Ebû Dâvûd, Sünnet, 15) hadisince ahlakı, imanın kemal belirtisi ve zirve alameti bilmektir.

İstikametli bir hayat umuduyla

Enes FİDAN

İl Vaizi