Türk Ordusunun, Cumhuriyet’in kurulmasında ve bağımsızlık mücadelesinde oynadığı kritik role dikkat çeken ADD Şube Başkanı Cihan Taşar, dernek binası önünde yaptığı açıklamada, subayların yemin törenlerinde Atatürk’e bağlılıklarını dile getirmelerinin suç olmadığını, aksine alkışlanması gereken bir davranış olduğunu ifade etti. Dernek binası önünde toplanan dernek üyeleri “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganlarıyla destek verdi.
Taşar, teğmenlerin ihraç edilme kararının düşünce ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu dile getirerek, “Ettikleri “Subay Yemini” ile Laik Cumhuriyetimize, vatanımızın ve milletimizin bölünmez bütünlüğüne canları pahasına sahip çıkacaklarını haykırarak “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diyen 5 teğmen evladımızın ve sıralı amirleri 3 değerli komutanımızın Türk Ordusu’ndan ihraç edilmeleri kararından tarifsiz üzüntü ve derin endişe duyduk. Türkiye Cumhuriyeti, aziz milletimizin kadını, erkeği ve çocuğu ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yoktan var ettiği Türk Ordusunun Antiemperyalist Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nı zafere ulaştırması ile hayat bulmuş, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak yapılandırılmış ve bu temel felsefe ile 102 yıldır dünyanın en netameli coğrafyasında çağdaşlaşmayı, barış içinde yaşamayı, kalkınmayı ve bütün kalmayı başarmış bir kutsal emanettir” diye konuştu.
CEZANLADIRILMALAR HAKSIZLIK
Sıralı amirleri olan 3 komutanın da cezalandırılmasının haksızlık olduğunu vurgulayan Taşar, “Türk Silahlı Kuvvetleri saflarına katıldıkları yaşamlarının en anlamlı gününde teğmenlerimizin devletimizin temel değerlerine ve ebedi başkomutanlarına bağlılıklarını dile getirmeleri cezalandırılacak değil, tersine alkışlanacak bir davranış olarak değerlendirilmeli ve Anayasanın 26. maddesi ile güvence altına alınmış olan düşünce ve kanaatlerini ifade özgürlüklerini kullandıkları görülerek herhangi bir suç işlemedikleri kabul edilmeliydi. Yapılması gereken bu değerlendirmeyi 9 YDK üyesinden 5’inin hangi saik ve etkilerle yapamadıkları kuşkusuz sır değildir. Kaldı ki, her yıl Atatürk’ün apolet numarası 1283 okunduğunda bütün öğrencilerin “İçimizde” diye haykırdıkları Harbiye gibi bir askeri eğitim kurumunda illa bir disiplin suçu ve ihraç gerekçesi aranacak idiyse, herhalde teğmenlerimizin kılıç çatmalarında, “Subay Yemini” etmelerinde ve “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” demelerinde değil, 10. Yıl Marşı’nın, İzmir Marşı’nın ve Atatürk adının geçtiği yürüyüş kararlarının yasaklanması gafletinde aranması çok daha doğru olurdu” ifadelerini kullandı.