Eskişehir Fatih Anadolu Lisesi (EFAL) öğrencileri Okul müdürünün destekleriyle dijital gazete çıkartarak okul faaliyetlerini duyurmaya başlamışlar…
Bu bilgi, Üniversite yıllarıma aldı götürdü beni… amatör olarak yazdığım makale ve şiirleri bazı dergilere gönderir heyecanla sonuçlarını beklerdim… Sonuçtan bağımsız mutlu olurdum…
Üniversite bültenlerine de katkı sunmak başka güzellikti…
İtiraf edeyim o dönemler geldi aklıma… Hemhal olup öğrencileri düşündüm... Ve yine ilk gün gibi heyecanlandım…
Bundan mütevellit Fatih Anadolu Lisesi müdürü Murat Akkoç Bey başta olmak üzere yayın ekibiyle istişarelerde bulunduk…
Ekip, EFAL Bülten dijital gazetesini, birinci ve ikinci dönem olmak üzere yılda iki kez çıkarmayı planlıyor…
Amaçları;
‘İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamaktır. MADDE 2’ uyarınca diye açıklıyorlar… Bu aynı zamanda Türk Milli Eğitiminin de amaçlarından…
Gazetenin yayın hayatına girmeden nelerin yapıldığına kısaca göz atalım…
- Ciddi bir ekip ile çalışmalar yapılmış…
- Tüm demokratik süreçler işletilmiş…
- Gazetenin adı ve logosu için anket yapılmış…
- Anket sonucuna göre gazetenin adının EFAL BÜLTEN olmasına karar verilmiş…
Diğer yandan, gazetenin işleyiş sürecini, ilkelerini, izlenmesi gereken yol ve yöntemleri belirlemek, yol haritası ve talimatları çıkartma işi de zümre başkanı Alaattin Günan’a delege edilmiş…
Gazetenin detaylarına göz atalım birazda;
- Gazete büyük boy, 10 sayfadan oluşuyor…
- Renkli ve baskıya hazır vaziyette…
- Gazetenin tasarımı Bilişim Öğretmeni Murat Uyar tarafından yapılıyor…
- İçerikte, öğrenci yazıları, öğretmen yazıları, söyleşiler, öğrencilerin ilgi ve yeteneğini gösteren resim, karikatür, şiir ve bulmaca gibi çalışmalar yer alıyor…
Bu çalışmalar, Türk Milli Eğitiminin amaçları doğrultusunda gazeteye koyulacak…
Örneğin, söyleşi editörlüğünde görev alan öğrenciler söyleşi yapacakları kişi seçiminde mesleki ve zihinsel gelişim için bilim, sanat veya meslek erbabından kişilerle irtibat kurarak öğrencilere iyi örnek olacağına kanaat ettikten sonra söyleşi yapmaları planlanmış…
Gazetede temel amaç, okul faaliyetlerini duyurmak…
Bu minvalde gazete haberlerini öğrencilerin yapması esas alınmış…
Öğretmenlerin ise haber yazımında öğrenciye rehberlik etemesi ve yazıların haber diliyle yazılması planlanmış…
Gazete ekibine gelince;
Öğrenci editörleri: İkranur Uçar, Ceren Çevik.
Yayın Kurulu: Esra Acar, Çiğdem Güneş.
Yazı İşleri Müdürü: Alaattin Günan.
Gazetenin Sahibi: Fatih Anadolu Lisesi adına: Murat Akkoç
Geçmişten günümüze, okullarda bu vb. yayınların olması güzel bir hayaldir… Lakin bu hayali gerçekleştiren kişi ve okullar da vardır…
Onlardan biriside bahse konu Eskişehir Fatih Anadolu Lisesi (EFAL) öğrencileri ve yukarıda yazdığımız ekip…
Talep her kimden gelirse gelsin harika bir işe koyulmuşlar…
Bu mecrada kullanılan her kelime, kelam, cümlelere bürünen kelimeler geleceğe dair atılan büyük bir adım olacaktır öğrencilerimiz için… Ve belki de gelecekte içlerinden gazeteci, TV programcısı, şair vb. fikir adamları da çıkacaktır… Ve bu günleri asla unutmayacaklar…
Ve lütfen unutmayın, ‘Kalemin izi, gönlün izidir...’ ‘Sanat bir nevi hayat meşkidir...’
Okul müdürü Murat Akkoç başta olmak üzere, mesai mefhumu gözetmeksizin ciddi zaman ayıran, tüm öğretmenlerimize ve okulun tüm öğrencilerine emeklerinden, ayrıca örnek olmalarından dolayı canı gönülden takdir ve tebrik ediyorum…
…/…
GÜVENCE/DEN…
ÇİFTÇİNİN İBRETLİK CEVABI…
En iyi buğday yarışmasına senelerdir katılan çiftçi, büyük ödülü o yılda kazanmıştı… Yarışmayı izleyen gazeteciler çiftçiden başarısının sırrını öğrenmek istediler… Çiftçi bu sırrın kendi buğday tohumlarını komşularıyla paylaşmasında yattığını söyledi…
Gazeteciler çok şaşırdılar…
‘Onlar sizin rakibiniz olarak yarışmaya katılıyorlar. Buna rağmen niye tohumlarınızı onlarla paylaşıyorsunuz?’ diye sordular…
Çiftçi şu ibretli cevabı verdi…
‘Bilmiyor musunuz? Rüzgâr olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır ve tarladan tarlaya taşır… Bu bakımdan komşuların kötü buğday yetiştirmeleri demek benim ürünümün de iyi olmaması demektir… En iyi buğdayı yetiştirmek için komşularımın da iyi buğday yetiştirmelerine yardımcı olmam gerekiyor…
.../…
BİLGENİN SEVİYESİ!
Bilge kişi, ısrarla işi yokuşa sürüyordu…
İnsanı çileden çıkaran peltek konuşması ile her defasında:
- ‘Ben sizin seviyenize inmek zorunda değilim, siz benim seviyeme çıkacaksınız’ diyordu...
Etrafındakiler, günlerce onun seviyesine çıkmak için uğraştılar…
Binlerce kitap hatmettiler...
Geceler boyu uykusuz kaldılar…
Aşılmaz sanılan dağları aştılar…
Aylarca yemekten içmekten kesilip inzivaya çekildiler…
Ve sonunda bilgenin seviyesine ulaştılar…
Fakat ne olsa beğenirsiniz…
Attıkları her adım onları yukarı yerine aşağıya götürmüyor mu?
Vardıkları yer Gurur Vadisi idi...
Neylersin...