29 Ekim 1923 Kurtuluş Savaşı'ndan çok daha önce, Cumhuriyet fikrine sahip olan Mustafa Kemal Atatürk'ün kurtuluşun ardından kuruluş mücadelesini başlattığı tarih.

29 Ekim 1923 Kurtuluş Savaşı'ndan çok daha önce, Cumhuriyet fikrine sahip olan Mustafa Kemal Atatürk'ün kurtuluşun ardından kuruluş mücadelesini başlattığı tarih.

Atatürk daha Amasya Genelgesi'nde Ulus'un bağımsızlığını yine ulusun Azim kararı kurtaracaktır demişti.

Erzurum kongresinde, Milli iradeyi Egemen kılmak esastır diyerek ve 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni toplayarak, cumhuriyetin adını vermese de hedefini ortaya koymuştu…

1921 anayasasında egemenliğin kayıtsız ve şartsız millete ait olduğu yazılmıştı.

Ancak, Kurtuluş Savaşı sonrası hala Saltanat ya da halifelik rüyası görenler vardı. Oysa Mustafa KEMAL, Erzurum'da 7-8 Temmuz 1919 gecesi sabaha karşı Mazhar MÜFİTE, hükümet biçimi zamanı gelince Cumhuriyet olacaktır demiş ve gizli kalması kaydıyla anı defterine yazdırmıştı.

Nitekim, İsmet Paşa'da hatıralarında şöyle der; İstanbul'daki Saltanat idaresinin karşısında, Büyük Millet Meclisi İdaresi kurulmuştur. Harpten sonra bu idareye son verip memleketi tekrar hükümdarın eline teslim etmek aklını almayacağı bir iş. Hiçbir zaman böyle bir şeyi aklımızdan geçirmemişizdir.

Cumhuriyet fikri mütareke esnasında hanedan mensuplarının düştükleri seviye bakımından, zaruri bir netice şeklinde tamamıyla malınız olmuştur. Nitekim biz Atatürk'le mahrem konuştuğumuz zaman, hep Cumhuriyet esası üzerinde dururduk. Fakat içinde bulunduğumuz şartlar bu fikrin açığa vurulmasına imkân vermiyordu.

MECLİS HÜKÜMETİNİN GETİRDİĞİ ZORLUKLAR..

Gerçi devam eden sistem Cumhuriyetten başka bir mana ifade etmiyordu.  Ama bunun farkında olmayanlar vardı bu hayat tarzının

Cumhuriyet tarzı olduğunu yalnız ilan etmek açığa vurmak kalıyordu mevcut sistemde, hükümetin her Bakanı Meclis tarafından seçildiğinden uyumsuz kişilerin bir araya geldiği hükümetler oluşuyordu.

Ayrıca her bir bakanlık için uzun süren tartışmalar yaşanıyordu.  Böyle bir krizin yaşandığı 23 Ekim'de mecliste başlayan tartışmalara müdahale eden Mustafa Kemal, 27 Ekimde hükümetin istifasını istedi. Yeni Hükümet kurulmasının bunalıma dönüşmesini Cumhuriyetin ilanı için fırsat olarak gören Mustafa Kemal 28 Ekim akşamı Çankaya köşkünde topladığı arkadaşlarına, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz dedi.

Aslında 29 Ekimde Mustafa Kemal Cumhuriyet ilan ederken şöyle diyordu. Biz yeni bir şey yapmıyoruz Biz doğan çocuğa isim veriyoruz.

 

 

Mustafa Kemal o gece İsmet İnönü ile 1921 anayasasının bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırladı ve meclis 29 Ekim 1923 Pazartesi günü saat 18'de İsmet İnönü başkanlığında toplandı. Anayasa Komisyonu tarafından sunulan ve anayasa değişikliği içeren teklif acilen görüşülmesi için gündeme alındı. Anayasaya Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milli işlerin fiili idarenin yönetim şekli halka dayanmaktadır. Türkiye Devleti bir cumhuriyettir ifadesi eklenmesi teklif edildi. Mecliste yapılan konuşmaların ardından tasarı, saat 20.30'da oturuma katılan 158 üyenin tamamının oyuyla kabul edildi.

YAŞASIN CUMHURİYET..

Cumhuriyetin ilanı yaşasın Cumhuriyet sesleri ve alkışlarla karşılandı.

İlanının ardından Cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi ve yapılan gizli oylamada, 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Yeni Türk devletinin ilk Cumhurbaşkanı seçildi

 

Mustafa Kemal Paşa Cumhurbaşkanı unvanı ile kürsüye çıktı ve ilk konuşmasını yaptı.

 

Efendiler, asırlardan beri doğuda haksızlığa ve zulme uğramış olan milletimiz Türk milleti, gerçekte soydan sahip bulunduğu yüksek kabiliyetlerden yoksun zannediliyordu. Son yıllarda milletimizin fiili olarak gösterdiği kabiliyet, İstidat ve kavrayış kendi hakkında kötü düşünenlerin ne kadar Gafil ve ne kadar gerçeği görmekten uzak görünüşe aldanan insanlar olduğunu pek güzel ispat etti. Milletimiz kendisinde var olan vasıfları ve değeri hükümetin yeni adıyla, medeniyet dünyasına çok daha kolaylıkla gösterebilecektir.

Türkiye Cumhuriyeti Dünya Devletleri arasında tuttuğu yere layık olduğunu eserleriyle ispat edecektir. Arkadaşlar.. Bu yüksek rejimi yaratan Türk milletinin son 4 yıl içinde kazandığı Zafer, bundan sonra da birkaç misli olmak üzere kendini gösterecektir.

Bendeniz kazandığım güven ve itimada layık olmak için pek önemli gördüğüm bir noktadaki ihtiyacı arz etmek mecburiyetindeyim. O ihtiyaç Yüce heyetimizin şahsıma gösterdiği Sevgi, güven ve desteğin devamıdır.

Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Mesut muvaffak ve muzaffer olacaktır…

 Gerçekleştirilen birinci mucizenin ardından, Atatürk cumhuriyetin ilanıyla, tüm dünyaya esin kaynağı olan yeni bir mucize daha hayata geçirdi. Eğitim, kültür, sanat, ekonomi, sanayide kalkınma, kadın hakları, seçme  ve seçilme hakları, medeni kanun, dil devrimi, hukuk alanında atılan  adımlar, bunları başarmak için sayısız devrimler.. Bu adımlarla temeli atılan ve gençliğe emanet edilen Cumhuriyet Elbette ilelebet Payidar kalacaktır.

BİR CUMHURİYET İLAN EDECEKSİNDE?

İbn-i Haldun mukaddime eserinde, Coğrafya kaderdir der. Ama bizim kahramanlarımız böyle demeyenlerdi.

Onlar, tek çarığıyla cepheye koşup, ben tek başıma ne yapabilirim ki

Demeyenlerdi.

Çanakkale geçilmez dediler.

Bizim kahramanlarımız demokrasiye, özgürlüğe kendine inanan, böyle gelmiş, böyle gider demeyenlerdi.

Bütün ümidim gençliktedir diyen Atasına ben mi kurtaracağım memleketi demeyenlerdi.

Coğrafya kaderdir demeyenler, Bir ülkenin kaderini Cumhuriyetle değiştirdiler.

Ama biz biliyoruz ki, Cumhuriyete sahip olmak yetmez

Cumhuriyet, cumhuriyet gibi yaşanmak ister…

CUMHURİYETİMİZE SAHİP ÇIKMAZ İSEK NE OLABİLİR DÜŞÜNÜN?

Bizim Cumhuriyetimiz var. 100 yıldır açık alınla yola çıkanların geleceğe güneş gibi doğanların, Cumhuriyeti toprağın bereketine sahip çıkanların el ele verince tüm zorlukları aşanların Cumhuriyeti burası. Birlikte olunca çok güzel olanların milyonların kalbindeki mutluluğun

Cumhuriyeti… Cumhuriyetimiz 100 yaşında. İngiliz savaş gemilerin İstanbul’ Dolmabahçe’ye demir attığında” geldikleri gibi giderler” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün ruhunu kavrayan, idrak edenlerin Cumhuriyetidir.

Geldikleri gibi giderler derken, neydi aklından geçen bilinmezlikler dolu karanlık bir denizde nasıl düşersin yollara!…

Samsundan, Anadolu’yu karış karış dolaşmak bir bağımsızlık meşalesini yakmak Ateş olmayı gerektirmez mi?

Sivas'ta sana inanan bir avuç insanla, memleketin derdini sırtlanacak kadar güçlümünsün. Ankara'da bir mücadele başlatsın da fikirlerinden başka neyin var elinde.

Cumhuriyetin 100 yıllık bir öyküsüdür..1923’ den 2023’ e

Cumhuriyet demek VATAN demektir.

Bayrağın dalgalanması demektir

En değerli karanlıkta akan bir yıldızdır Atatürk…

Laikliktir.

Özgürlüktür.

*****

Peki, Cumhuriyetimizin temeli olan özgürlükçü “laiklik” var mı ülkemizde?

Gerçek Demokrasi var mı?

Hukuk var mı?

Yok…

O halde;

Bir demokratik Cumhuriyet inşa edeceksin…

Görevimiz laik, demokratik bir Cumhuriyeti yaşatmak… Cumhuriyeti yaşatmak ilimle ile fen ile olur.

Akıl ile olur…

Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı bu çağdaşlaşma yolunda sen ve geleceği inşa eden Cumhuriyetin çocuklarıyla, Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun…