6 Şubat 2023 saat 04.17…. Sessiz bir geceyi yırtan bir sarsıntı, binlerce hayatı altüst etti. Derin bir karanlık ve tarifsiz bir korku... Hepimizin hafızasına silinmez bir acı olarak kazındı.
Kahramanmaraş ve çevresinde büyük yıkıma yol açan bu felaket, yalnızca binaları değil, umutları ve hayalleri de yerle bir etti. Binlerce insan, sevdiklerini bir daha görememek üzere yitirdi. Kimi annesini, kimi evladını, kimi ise tüm ailesini kaybetti. Enkaz altından yükselen feryatlar, umudun ve çaresizliğin iç içe geçtiği anlara tanıklık etti.
Bu büyük yıkımı yaşayanlar, sadece o dehşet anlarıyla değil, sonrasında gelen belirsizlikle de mücadele etmek zorunda kaldı. Dondurucu soğukta, açlık ve korkuyla bekleyen insanlar, bir umut ışığına tutunmaya çalıştı. Enkaz başında bekleyenler, kayıplarını elleriyle kazıyarak aradı. Zaman sanki durmuş gibiydi; her geçen saniye daha fazla kaybın habercisiydi. Bu felaket, bizlere hayatın ne kadar kırılgan olduğunu ve sevdiklerimizin kıymetini bir kez daha hatırlattı.
Şimdi sormamız gereken asıl soru şu: Yaşananları unutup geçmişin tozlu sayfalarına mı gömeceğiz, yoksa bu acıdan ders çıkararak daha güvenli bir gelecek mi inşa edeceğiz? Unutmak, ihmali sürdürmek ve yeni felaketlere zemin hazırlamak demektir. Bu nedenle, güvenli yapılar inşa etmek, bilinçli şehirleşme politikaları benimsemek ve üzerimize düşen sorumlulukları eksiksiz yerine getirmek zorundayız. Güvenli şehirler kurmak, sadece bir mühendislik meselesi değil, aynı zamanda toplumsal bir zorunluluktur. Devlet kurumlarından yerel yönetimlere, inşaat sektöründen bireylere kadar hepimize önemli görevler düşüyor. Artık önlem almak, sıkı denetimler yapmak ve bilinçli hareket etmek bir tercih değil, kaçınılmaz bir zorunluluktur.
Bugün, 6 Şubat'ta kaybettiğimiz binlerce canı derin bir saygıyla anıyoruz. Onları hatırlamak, sadece bir yas tutma meselesi değil, aynı zamanda gelecekte benzer acıların yaşanmaması için sorumluluk almak demektir. Her felaket, insanlığa bir uyarıdır ve bu uyarıyı dikkate almak, sadece bireysel bir bilinç değil, toplumsal bir görevdir.