Nebi Hatipoğlu, muhabirlerle bir araya gelmiş ve "Biz 10 yıldır yapılamayan kentsel dönüşümü hızla yapacağız. Onun dışında 1999 öncesi yapılan ne kadar bina varsa bunların güçlendirilmesi için elimizden geleni yapacağız. Kentsel dönüşüm kentimize can suyu olacak” demiş.
Söylediklerine kendisi de inanmıyor. Elimizden geleni yapacağız diyor…Neymiş elinizden gelen?
Bilelim…
Fizibiliteniz var mı? Yok… Sözlerinde TOKİ diyor. Sonra Yılmaz Hoca’yı suçluyor..
TOKİ…TOKİ…
Peki, TOKİ’nin yetkisinde olan Kocakır için ne yapmış? Süper kentiniz nerede kaldı?
Öyle elimizden gelen lafları ile bu işler olmaz.
Daha çözüm odaklı, daha rasyonel.
Hamasi nutuklarla değil…
Bir kere bu konuda hiçbir birikimi olmadığı gibi, bilgisi de yok…Geçen dönemde de Burhan Sakallı benzer şeyler söyledi…Hiç olmazsa Burhan Sakallı’nın 10 yıllık belediyecilik deneyimi var…Sistemin nasıl işlediğini biliyor..
İmar değişiklerini kastederek bu işler boyacı küpü değil ki, daldır çıkart olsun..
Bakın Bahçelievler, Güllük, Kumlubel, Tunalı, Esentepe, Sütlüce’ de, oy alma uğruna parsel bazında kat artışı oldu da ne oldu. İçine edildi..
Gidin bir dolaşın. Derman caddesi Sakarya Caddesinin haline bir bakın. Girin öbür baştan çıkın… Dolaşın, sokak sokak…
Efendim slayttan afet riskli alanları ve kentsel dönümü okuyor. Birileri hazırlamış.
2 yıldan beri arşivimize giren bunları okuyanlar bilir.
Bilinmedik şeyler değil..
Sen somut olarak ne yapacaksın. Onu anlat.
Finansmanı nasıl sağlayacaksın onu anlat.
Şunu anlatması lazım.
Yada konulara ne kadar vakıf?
Kimin görevi, kimin yetkisinde?
Ne kadar doğru biliyor.
Karşınızda belediyecilik konusunda birikimli, donanımlı bir isim var.
Ayşe Ünlüce…
HATİPOĞLUNA 3 SORU
CHP milletvekili İbrahim Arslan sorularını sıralamış. Yıllarını siyasete adamış bir adam..
Bilgi ile sınav yapsan AKP den hiç biri eline su dökemez..
Polemikçi ve demagog bir yapısı var..
Büyükşehir belediye meclis üyesi olarak deneyimlerini şimdi TBMM sine taşıyor..
Şehrin geçmişteki politik hafızalardan biri… Deyim yerindeyse siyasetin çileli dikenli yollarından geçmiş.
Hele ESKİ konusunda bütün detaylara verilere sahip. Bir m3 suyun maliyetini bilir. Suyu % 40 indireceğim dedin mi sen hapı tutarsın.
Orası bir işletme..
Önemli olan kayıp kaçak oranlarını azaltmak.
İBRAHİM ASLAN SORUYOR?
-Ölüm yolu olarak nitelenen ve genel seçim öncesi AKP milletvekilleri ve sözcüleri tarafından müjde olarak duyurulan ancak yıllardır yapılmayarak kanayan yaramız haline gelen, tahminen 4,5 milyar TL ye mal olacağı yatırım programında belirtilen, 75 km lik “Eskişehir-Seyitgazi (Kırka geçişi dahil) yolu” için 2024 yılında ödenek olarak EN AZ EMEKLİ MAAŞI olan 10 bin TL ödenek ayrılması hakkında ne düşünüyorsunuz?
2-Yapımına 2017 yılında başlanılan ve çok sayıda ölümlü ve maddi hasarlı kazaya yol açan, 45 kmlik Eskişehir-Alpu-Mihalıççık yolu’nun, yine yapımına 2020 yılında başlanacağı ifade edilen ama yılan hikâyesine döndürülen, 31 kmlik “Eskişehir-Sakarıılıca-Mihalgazi” yolunun yatırım programında yer alan bilgilere göre en iyimser tahminle 2027 yılından önce bitirilmeyecek olması hakkında ne düşünüyorsunuz?
3-AKP’ye geçmeden önce İYİ Parti milletvekili adayı olarak Eskişehir’in sorunlarını yıllarca çözmedikleri için seçim meydanlarında eleştirdiğiniz, ancak şimdi mensubu olduğunuz AKP iktidarının 21 yıldır bu sorunlarımızı çözmemesi, Eskişehir ve Eskişehirlileri cezalandırması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sorularımız devam edecek…
*****
Kitabe-i Seng-i Mezar
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar;
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah'ın adını,
Günahkâr da sayılmazdı.
Yazık oldu Süleyman Efendi’ye.
Mesele falan değildi öyle,
To be or not to be kendisi için;
Bir akşam uyudu;
Uyanmayıverdi.
Aldılar, götürdüler.
Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü.
Duysalar öldüğünü alacaklılar
Haklarını helal ederler elbet.
Alacağına gelince...
Alacağı yoktu zaten rahmetlinin.
Tüfeğini deppoya koydular,
Esvabını başkasına verdiler.
Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
Ne matarasında dudaklarının izi;
Öyle bir ruzigar ki,
Kendi gitti,
İsmi bile kalmadı yadigâr.
Yalnız şu beyit kaldı,
Kahve ocağında, el yazısıyla:
"Ölüm Allah'ın emri,
"Ayrılık olmasaydı."
Bir garip Orhan Veli