FALİH RIFKI ATAYI ‘ı bilir misiniz? Belki de adını duymuşsunuzdur. Yeni nesil nereden bilsin..

Sözde Cumhuriyetçi geçinenlerin bile bildiğini zannetmiyorum..

Atatürk cumhuriyetinin ne anlama geldiğini anlayabilmek için Osmanlıyı iyi bilmek lazım..

Siyasal tarihte neler olmuş?

Bilmeden nasıl bir analiz yapacaksınız. Tabii mısır püsküllü tarihçilerinin masallarla doldurmuş hikayelerinden tarih öğrenilmez..

Tarihsel diyalektiği öğrenebilmek için felsefeyi bileceksiniz.

Mantık bileceksiniz.

Tarihsel akış süreçlerinin neden ve sonuçlarını iyi bileceksiniz..

Yetmez.

Rus imparatorluğunu, hanedanlarını ve Rus edebiyatından en azından birkaç eser okumanız gerekiyor.

Alman siyasi tarihi…

Fransız devrimini…

Sonra en önemlisi İngiliz tarihini sular seller gibi okuyup irdeleyeceksiniz..

Öyle klişe sözlerle, Mustafa kemal devrimcisi olunmuyor. Osmanlının ve hanedan yönetim ilişkileri çok önemlidir.

Tarih 15 ARALIK 1917..

Tümgeneral Mustafa Kemal Paşa orduyu temsilen Veliaht Vahdettin ile Almanya'ya gider.

Mustafa Kemal’in Almanya’da kaldığı süreç var. Mustafa Kemal kolay olunmuyor..

Boş zamanlarınızda az da olsa bunları okumak Mustafa Kemal’i daha iyi kavramınıza ve Cumhuriyetin çok kolay kurulmadığını anlayacaksınız..

Umutların tükendiği anda toprağına bir damla su, insanlara hürriyet nefesini  veren Cumhuriyet kolay kurulmadı..

Türkiye Cumhuriyeti 101 yaşında… Halâ onu orasından burasından

yıpratmaya çalışanlar var.. Anayasa tartışmaları da buna dâhil. ikide bir her cepheden sadece temel ilkeler tartışma konusu yapılmaya çalışılıyor.

Cumhuriyetimizin kuruluşu o kadar kolay olmamıştı. 

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde daha yeni kurulmuş çok sert tartışmalar vardı.  cumhuriyetin kurulmasını istemeyen ciddi bir muhalif grup da vardı ki bunlar Kurtuluş Savaşı'nı birlikte vermiş insanlardı..

Cumhuriyetin kurulduğu gün bir gün öncesinde ve o gün 28 ve 29 Ekim'de meclis Kulisi nasıldı?

Cumhuriyet tartışmalarının arka planı perde arkasında neler oluyordu?

İşte tüm bunlar Falih Rıfkı Atay’ın kaleminden  Çankaya kitabında satır satır yazılmış.. İş bankasının kültür hizmeti.. Bir belgesel eser..

28 Ekim eski rejimin yani hanedan yönetiminin son günüydü…

Bunu bilenler az, bilmeyenler çoktu. Bilenler kaygılı bir rahat içindeydiler. 

Çünkü mesele, kökünden kesilip atılacaktı.

Çünkü kim bilir kaç yıl için sadece Mustafa Kemal'in ömrüne bağlı bir yabancı rejime giriyorduk halkı bu rejime nasıl bakacaktı?

Halk bunu bilmiyordu ki?

https://i.tmgrup.com.tr/fikriyat/album/2018/10/28/1540716466326.jpg

29 Ekim 1923 Pazartesi günü Halk Fırkası Grup idare heyeti başkanı Ali

Fethi Bey'in başkanlığında saat 10'da toplanmış. Yeni kabine üzerinde gene çetin tartışmalar başlamıştı idare heyeti bir adaylar listesi hazırlamıştı listede İktisat vekilliğine aday gösterilen Celal Bey söz almış.

 Bu listede görülenler çekilenler daha kuvvetli değildir. mecliste ben kendimi İktisat vekilliğine layık görmüyorum diyor..

Öğleden sonra tartışmalar çok sertleşmişti sonra Kemalettin Sami

Paşa'nın verdiği Takrir Oy’ a konmuştu bu takrire göre umumi Reis Mustafa Kemal Paşa çıkan buhrana çare bulması için davet edilmeliydi… 

Bir kriz var mecliste. Mustafa Kemal Paşa'yı çağıralım diyorlar.  Mustafa Kemal Çankaya'da bu kararı bekliyordu. O gün de dişi sancıyor. Toplantı salonuna girip hemen kürsüye çıkmış bana bir saat müsaade ediniz bulacağım hal tarzını arz ederim demişti…

Reis odasına çekilerek orada meclis arkadaşlarıyla son görüşmelerini yaptı ve yeniden toplantı salonuna girerek kısa bir nutuktaki meselesini bırakalım.

 Önce hükümet işini halledelim veya biz teşkilat-ı Esasiye kanununu tadil edebilir miyiz gibi geciktirici tedbirler üzerinde tartışma açılmasına çalıştılar.

 Tarihçi Abdurrahman Şeref Bey doğan çocuğun adını koymaktan başka ne yapıyoruz diyordu 23 Nisan 1920’den beri memleketi sadece adı konmayan Cumhuriyet rejimi ile idare etmiyor muyduk? Fırka toplantısındaki görüşmeler hayli uzun sürdü. Akşama doğru grup toplantısı meclis toplantısına çevrilerek Millet Meclisi'nin milletvekilleri saat 8.30'da teşkilat-ı esasiye kanunundaki tadilleri değişiklikleri kabul ettiler ve Gazi Mustafa Kemal'i Türkiye'nin ilk cumhur reisi seçtiler.

Cumhuriyet ilan olunuyor. Bu tartışmalar içinde Cumhuriyet teklifi Oy’ a sunulurken yanımda bulunan rahmetli ve eski valilerden Osmanlı dahiliye nazırı Hazım Bey'i hatırlıyorum.. 

Maddeyi kabul edenler İki elini kaldırıyor ve yarı sesle Aman Allah! Diyordu iki defa tekrarlaması üzerine beyefendi Niçin?  Aman Allah diye sordum?

MİN KÜLL-İL VÜCUH, MİN KÜLL-İL VÜCUH DEMİŞTİ...  Verdiği oy sanki yüreğinin içinden tırnakla sökülüyordu.. O gece Cumhuriyet ilan edilmiş.

++++

Mustafa Kemal'in ne kadar tehlikeli bir mesuliyet yüklenmiş olduğunu gözlerimle görüyordum. Eğer bütün müesseseleri ve bizi batıdan ayıran gelenekleriyle eski düzeni yıkmaz bütün müesseseleri ve bizi doğudan ayıran gelenekleriyle yeni düzeni kurmazsak, devrimci Mustafa Kemal

Tarihi vazifesini yapmazsa hiçbir şey kazanmış olamazdık…

 O günkü şartları devam ettikçe her şey Mustafa Kemal'e bağlıydı…

Cumhuriyet Türklerin sürüp giden medeniyet ve kültür Savaşıydı..

Tarihe karşı sorumlukları yüklenmişti. Falih Rıfkı 

ATAY’ ın eseri olan  Çankaya kitabını okuyun….

Meclisteki temel değişkenler neydi, Tanzimat’ı bile kavrayaymış mebuslar nasıl ikna dildiler..

Politik riskler nelerdi?

O zaman NUTKU daha iyi kavrarsınız..

Elbette hiç birimiz tarihçi değiliz. Ancak tarihimizi bilmek ve doğru öğrenmek bizim beka sorunumuzdur..

Cumhuriyet kolay kurulmadı. Çünkü Cumhuriyet erdemlilik demektir.

Faziletli olmak demektir.

Ahlaklı olmak demektir.

Mustafa Kemal hem bu vazifesini yapmalı hem de eserini savunabilecek yeni Nizam kadrosu yetiştirecek kadar yaşamalıydı..

Cumhuriyete diyecek bir şey yok, fakat ilan tarzına bayıldık oyun pek mahirane tertip edilmiş ve Millet Meclisi azasının çoğundan saklanmıştır. Doğrusu hâkimiyeti Milliye prensibinin cari olduğunu her vesileyle tekrar ettiğimiz bir devirde devlet şeklinin tespit edilmesi gibi bir meselenin böyle yapılıvermesi kolaylıkla hazmedilecek değildir…

Falih Rıfkı Atay’ ın Çankaya isimli eserinden anlıyoruz bunları. Buradan anlıyoruz ki cumhuriyetin kuruluşu da çok kolay olmadı. Yani cumhuriyetin kuruluşu için Büyük Millet Meclisi'nde ülkeyi düşman işgalinden kurtaran sadece işgalcilerden değil, işgalcilerle işbirliği içindeki Osmanlı hanedanından kurtaran kadrolar, Kurtuluş Savaşı kadrolarının tamamı da Cumhuriyet yanlısı değildi.

 Cumhuriyetin ilanından yana değildi ama Mustafa Kemal’in  liderliğinin burada ne kadar önemli bir rol oynadığını görüyoruz..

Bir oldubitti midir? Elbette bütün devrimler zaten bir oldubitti değil midir?

Cumhuriyet bir devrim değil midir? eğer orada tereddütte kalınsa her şey tekrar eski düzene devam edecekti?

Oysa Cumhuriyet gerçek anlamda bir devrimdir ve cumhuriyetin yaşamasını sağlayan da işte Mustafa Kemal Atatürk'ün o devrimci

Ruhudur.

Bu yazımda dönemin arka planını yazmaya çalıştım kısa kısa…

101 Yıl önceden Büyük Millet Meclisi’nin zamanki meclis kulisinden cumhuriyetin kuruluşu öncesi ve sırasındaki perde gerisi gelişmeleri sizlerle Falih Rıfkı Atay’ın Çankaya isimli eserinden bir kısmını paylaşmış olduk…

Türkiye cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır

Cumhuriyete ve devrimlerine sahip çıkmak bizim beka sorunumuzdur…