Bütün mesele bu. Tarihimizi çok iyi öğrenmek zorundayız. Yoksa Türkiye cumhuriyetini kavrayamayız, kavratamayız. Atatürk’ü hiç  anlayamayız..

Bütün mesele bu.

Tarihimizi çok iyi öğrenmek zorundayız. Yoksa Türkiye cumhuriyetini kavrayamayız, kavratamayız.

Atatürk’ü hiç  anlayamayız..

Zira Cumhuriyet öyle bir gecede ilan edilmedi… Öncesi var. Balkan savaşlarını bilmeden anlayamayız.

Mustafa Reşit paşayı bilmeden anlayamayız..2.Mahmud’u okumadan anlayamayız.

Tanzimat’ı bilmeden anlayamayız..

Jön Türkleri bilmeden anlayamayız..

Saltanat rejiminin ne olduğunu bilmeden anlayamayız.

Çanakkale’yi bilmeden anlayamayız.

1.dünya savaşını özellikle bilmek zorundayız. İstiklal harbini çok iyi öğrenmek zorundayız.

Amasya tamimini, Erzurum ve Sivas kongrelerini iyice bellemeden nasıl anlayacaksınız?

Sakaryayı,1.ve 2.İnönü savaşlarını,30 Ağustos 1922 büyük taarruzu bilmeden nasıl anlayacaksınız..

Gazi meclisini 23 Nisan 1920 de Büyük millet meclisinin kurulup hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir, duvarlarına neden yazıldığını bilmeden nasıl anlayacaksınız?

Lozan T.C tapusudur…..

Atatürk devrimlerini iyi kavramak zorundayız.

Yoksa Cumhuriyetimizi anlayamayız.

Çünkü Cumhuriyeti anlamak istemeyenler hala saltanat ve halifelik özlemi ile doludurlar. Onun için Cumhuriyet için 100 yıllık reklam arası diye konuşuyorlar…

Utanmazlar, keşke Yunan galip gelseydi diyebiliyorlar. Daha ileri giden yobazlarda yok değil.

Hatta andımız kaldırıldı… T.C, bazı bakanlıklardan kaldırıldı…

Bunu görüyoruz…

İnsan hakları konusunda sürekli küme düşüyoruz?

Tüm bunlar neden oluyor?

Çünkü Cumhuriyetimiz bizlere öğretilmedi… Çünkü ABD emperyalizminin ve onların uç beyleri olan yerli devşirmeleri siyasal ve ekonomik bazı mevzileri ele geçirdi.

Emperyalizmin oyunları kapımıza kadar dayandı.. T.C ve halkımız bütün olumsuzluklara rağmen ayaktayız…

Bu vatanı ve Cumhuriyetimizi bizlere emanet eden Atatürk ve silah arkadaşlarına bu gün saygı göstermeyeceğiz de ne zaman göstereceğiz?

NE OLUR BİRAZ DÜŞÜNÜN…

Elinizi vicdanınızın üzerine koyunuz. Atatürk’ ü ve Türkiye Cumhuriyetini bu bölgeden çıkarın bakalım. Ne göreceksiniz?

Ben söyleyeyim..

Kan, gözyaşı ve harap bir ülke görürsünüz..

Avrupa’nın ortasında, dökülen kanlara bakın. Eski Yugoslavya’nın hali… Bu gün bile fokurduyor…

Atatürk’ü daha iyi anlarsınız o zaman..

Nasıl parçalandılar. Orta doğunun hali… Paramparça…

Emperyalizm böyle bir şey…

Gece gündüz gözünüz açık olacak. Sınırlarınızı iyi koruyacaksınız…

Hudut namustur..

*****

Siz Mustafa Kemal Atatürk’ü ne hale getirdiniz? Onu betonlaştırdınız. Onu resepsiyon kutlamalarına indirgediniz..

Atatürk’ü belki de hiç anlamak istemediniz.

Bize akıl ve mantıkla davranın diyen, hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir diyen Devrimciyi dogmalaştırdık…

Hurafeler uydurduk..

Hâlbuki şunu hiç düşünmedik… Daha doğrusu düşündürmek istemediler. Aradan yüz yıl geçmiş…

Neden CUMHURİYET istiyoruz  çünkü CUMHURİYET bizim yaşam biçimimiz..

Peki, nasıl bir CUMHURİYET?

Demokratik bir Cumhuriyet…

*****

Yüzyıl önce kurulan Cumhuriyet kuldan, ümmetten, tebaadan bir halk yarattı. Halkın el koyduğu toprak vatana dönüştü.

Mülkün vatana, monarşinin Cumhuriyete dönüşmesinin kaynağında halkın, çürümüş bir düzene karşı ayağa kalkması var. 

Bu gün nasıl bir durumla karşı karşıyayız. Siyasal düzen ele geçirdiği iktidarı ile düzenin aparatları ile karşı devrim süreci yaşıyoruz.

Düşünen ve sorgulayan insanları çeşitli uyduruk gerekçeler bulunarak, hapishanelere gönderiyorlar...

Ahmet Taner Kışlalı 40 yıl önce yazdığı bir makalesinde Cumhuriyetin nereye gittiğine ilişkin “ Atatürk’ün Cumhuriyeti kaldı mı ki nereye gittiğini tartışıyoruz? Asıl, onu nasıl yeniden kurabileceğimizi tartışmalıyız.” Diyordu.

Bu güne samimi bir tartışma yapamadık. Öz eleştiri yapmadık ve yüzleşemedik.. Çünkü şekilci Atatürkçüler, 12 Martta,12 Eylülde askeri darbe yaparak aydınları bir bir yok ettiler..

Hem de Atatürk şapkası takarak..

Cumhuriyeti yıktılar, laiklik azaldı, ülke, Emevi anlayışının bir kolu olan siyasal dinci bir ablukaya alındı.

Son 20 yıldır gördük, yaşadık… Ancak; son dönemde başta ana muhalefet olmak üzere sözüm ona Cumhuriyetçiler, bazı unsurlar dışında, bu ekonomik-sosyal ve siyasal yıkıma seyirci kaldılar, hatta batının projesine payanda oldular…

Neydi o?

Türkiye’ yi parçalanma projesi..

Oysa bu sürece karşı çıkan, aydınlar, yıllarca sürekli uyarmıştı. Uğur Mumcu örneğin, yeşil kuşak ılımlı İslam projesi ile eğitimdeki gerici yapılanmaya dikkat çekerken bir gün en tepeden, aşağıya, orduda, bürokraside, yargıda imamların egemen olacağına, iktidarı ele geçireceğine dikkat çekmişti.

Atatürk’ün partisiyiz diye öğünen CHP,  üst yönetimleri de, “izinde”, kurultay derdiyle 100. yılda seyirci kalıp, çoğunlukla “ göstermelik” kutlamalar yapıyorlar….Kendileri koltuk derdinde.“ vazifelerini” sergiliyorlar.

Türkiye’nin 100.yılında vah vah!…halimize bakın!…

Vah! Vah….