Allah Teâlâ (c.c.) insanı ve yaşayacağı dünyayı yaratmış, onun nasıl yaşayacağına da ilahî kitaplar ve Peygamberler vasıtasıyla rehberlik etmiştir. Yani yarattığı insanın hayatına, ilahî bir ölçü koymuştur. İşte bu ölçüye uyup uymamak da insanın imtihanı olmuştur.

Rabbimiz bizlere bu gerçeği şöyle anlatır: “İşte bubenim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O’nun yolundan ayırır. İşte size bunları Allah sakınasınız diye emretti” (En’âm 6/153).

İşte bu yol ve ölçülerden birisi de tesettür ve mahremiyettir.

Tesettür ve mahremiyet neden gereklidir?

Tesettür ve mahremiyet, Allah’ın emri olduğu için gereklidir ve önemlidir.

Allah’ın emri karşısında kula düşen, “İşittik ve itaat ettik” demektir.

Yüce Rabbimiz bu gerçeği şöyle anlatır: “Allah ve Rasûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mümin erkek ve hiçbir mümin kadın için, kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Rasûlüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır” (Ahzâb 33/36).

O zaman Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’in, Allah’ın emri olan tesettür ayetlerine bakalım:
“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, (toplum içine çıkacakları vakit) dış giysilerini üzerlerine bürünsünler. Bu, onların (saygıdeğer ve iffetli bir kadın olarak) tanınmaları ve (böylece, ahlaksız insanlar tarafından sözlü veya fiilî tacize uğrayıp) incitilmemeleri için en uygun olanıdır. (Bununla birlikte, hiç kimse elinde olmadan işlediği bir günah yüzünden veya İslam’dan önce yaptıklarından dolayı sorumlu tutulmayacaktır. Çünkü) Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir” (Ahzâb 33/59).

“Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini (saçları, kulakları, boynu, gerdanı ve göğsü örtecek biçimde) yakalarının üzerinden bağlasınlar... Gizledikleri zînetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar.
Ey müminler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!” (Nûr 24/31).

“Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise verdik. Takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır. Bu (giysiler), Allah’ın rahmetinin alametlerindendir. Belki öğüt alırlar (diye onları insanlara verdik). Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır” (A’râf 7/26-27).

Rasûlullah (s.a.v.) bir gün, içini gösteren ince bir elbise giymiş olan baldızı Esma’ya hitaben şöyle buyurmuştur: “Esma, bir kız ergenlik çağına gelince onun (ellerini ve yüzünü göstererek) şuralarından başka yerlerinin görülmesi câiz değildir” (Ebû Dâvûd, “Libâs”31)...

Aşır TOPRAK

Vaiz