İl Müftü Yardımcısı İsrafil İğde'nin yazısı...

Allah (c.c.), insana 'Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık…'(Hucûrat 49/13) ayetiyle insanın yaratılışı hakkındaki bilgiyi açıkladı ve onu kendi başına yapayalnız bırakmadı. Hayatını sürdürebilmesi için ihtiyacı olan nimetlerle donattı(İbrahim 14/34). Bilmediğini ve kalemle yazmayı öğretti (Alak 96/4-5). İstemeyi (Bakara 2/186), seçmeyi(Bakara2/286), yönelmeyi, sevgiyi, şefkati, merhameti, karar vermeyi, onaylamayı öğretti. Sonra varlık içerisinde en değerli olmaderecesini de, 'Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır'(Hucurat 49/13) ayetiyle hedef olarak gösterdi.

İnsanın ayette belirlenen 'Allah katında en değerli olma' hedefine ulaşabilmesi için ne yapması gerekir?
Allah'ın kitabı Kur'an'ı Kerimde ve onun müfessiri sünnet-i seniyyedeanlatılan İslam dinini bilmek ve onu uygulamak gerekir. İslam dininin tüm meselelerini bilmek, büyük bir fabrikanın makinelerinin çarklarının arızasız ve düzenli bir şekilde çalışmasına benzer. Her çarkın kırılmadan, bozulmadan doğru bir şekilde çalışması ile, nasıl ki fabrikadaki üretim ve işleyiş devam eder ve böylece içindeki insanlar rızıklarını temin ederse, İslamiyet'in bütün meselelerinin de doğru bir şekilde öğrenilmesi ve az da olsa devamlı surette uygulanmasıyla insan 'en değerli olma' sıfatına namzet olur.

Allah'ın gönderdiği ve uygulanmasını istediği İslam dini bir bütündür. Allah'a iman etmek, eşi, ortağı ve benzerinin olmadığına inanmak, Hz Adem (a.s.)'den Hz. Muhammed (sav)'e kadar gönderilen tüm peygamberlerin Allah'ın kulu ve peygamberi olduğuna iman etmek, Allah'ın kitaplarına, meleklerine, kaza ve kadere, hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna iman ederek Allah'a ibadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, haccetmek, zekat vermek, Kur'an'ı Kerim'deki yapılması istenilen emirleri yerine getirmek, yapılmaması istenilen yasaklara uymak İslam dininin temel esaslarındandır.

Bu temel meselelerden bir tanesi de yardım/yardımlaşma konusudur. Türk Dil Kurumu yardım kelimesini şu ifadelerle açıklamaktadır: 1.Kendi gücünü ve imkanlarını başka birinin iyiliği için kullanmak, 2. Bir ülkeye bağış veya ödünç olarak verilen para ve ihtiyaç maddeleridir. Türkçe'de isim olarak kullanılan yardım ve yardımcı kelimeleri ile fiil olarak kullanılan yardım etmek, yardımda bulunmak, yardımlaşmak, yardıma koşmak,arka çıkmak, destek olmakkelimelerine ilaveten, dilimize ve kültürümüze Arapçadan geçen ve kullanılan tesanüd(dayanmak, yaslanmak), teavün(yardımlaşma),tezahür(sırt sırta verme),tenasur(yardımlaşma),tedamün(birine destek verme),tealüf(kaynaşma),teahî(kardeşlik bağı oluşturma),tevasül(birbiriyle ilişki kurma), tekafül(dayanışma) gibi yakın anlamlı kelimeler kullanılmaktadır.
'Yardım' ve yakın anlamları ifade edilen bu kelimelerin ifade ettiği mana iki yönlüdür. Birincisi ihtiyaç içerisinde olan tarafı gösterir ki, bu her şeye muhtaç olan, aciz, zayıf, fakir ve muhtaç olan insandır. İkincisi ise hiçbir şeye muhtaç olmayan, her muhtaç olanın ihtiyacını karşılayan Müstean olan Allah'tır.

Allah kendisinden yardım beklenendir, Müstean'dır; yardımına başvurulan, kendisinden yardım istenendir (Yusuf 12/18, Enbiya 21/ 112). Allah Samed'dir, hiçbir şeye muhtaç değildir, herkes O'na muhtaçtır (İhlas 112/2). Allah rahmetiyle kulunun ihtiyacını bilir. Kainattaki yarattığı her bir çeşit varlığını insanın yardımına koşturur. Her varlık O'nun emriyle insana yardım eder, hizmet eder. Her şey O'nun lütfuyla birbirine yardım eder. Allah, hem zor zamanda hem de rahat zamanda insanların isteklerine, ihtiyaçlarına göre yardımını gönderir.

Yüce Allah,mükemmel fizik ve özellikleriyle yarattığı insana,hayat şartlarının zorluğu esnasında, onu bulunduğu mükemmel konumundan geriye düşürmemek,kemal noktaya ulaştırmak için, her konuda olduğu gibi, yardım görevini yerine getirirken de rehberlik etmektedir. İnsana, Allah'ın kainattaki ve kendi üzerindeki yardımını görerek, O'na şükrederek, hem zor zamanında hem de darlık vaktinde kendi türünden olan kimselere yardım etmesinin yolunu göstermektedir. İnsandan sadece kendi zatından yardım istemeyi de isteyen AllahTeala, insanların birbirine yapacağı yardımı da kendi emrine uygun olarak yapmasını öğütler. Örneğin Allah insana zekat ibadetini emrederken, zekat için vereceği maddi değerin insanın mülkünden değil, Allah'ın ona rızık olarak verdiği mülkten (Bakara 2/3) verdiğini bilmesini ister. Verirken başa kakmayı eziyet (Bakara 2/262) olarak açıklamıştır.

İnsan,yardımı ve yardımlaşmayı sadece Allah için yapmalıdır. Allah katında değerli olan budur.Yardım edebilmek, yardım etme gücüne sahip olabilmek ancak mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah katından olduğu için, insan yardım etmeyi kendinden saymamalıdır. Zira yardım Allah'tandır, yardımı emreden Allah'tır. Yardıma konu olan mülk Allah'tandır. İnsan yardım yapmak vesilesiyle, Allah'ın emrini dinlemiş, Allah'a itaat etmiş olur. İnsana yardım edip bir sıkıntısını gideren, hayvana sevgi besleyip ihtiyacını gideren, çevreyi koruyup gelişmesine yardım eden ve tüm bu eylemlerini Allah'ın rızasını kazanmak maksadıyla yapan kimse 'Allah katında en değerli olma' derecesine ulaşmak için dünya imtihanındaki sorulardan birini geçmiş olur.