Size biraz nostalji yaptıracağım. 90’ yıllar.
Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Erdal İnönü, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Doğu Perinçek yuvarlak masada bir aradalar. Türkiye’nin genel sorunlarını tartışıyorlar. Sıra enflasyona geliyor.
Demirel başlıyor anlatmaya; “Doğrudur. Türkiye'nin birinci sorunudur enflasyon. Hakikaten bugün enflasyon dediğimiz halk günlük yaşar. Halkın birinci sorunu geçim sıkıntısıdır. Esasen enflasyon Devletleri yıkan bir olaydır. Milletlerin içini de bozan bir olaydır enflasyon. Sadece sağlık olayı da değildir.
Ahlakı bozar. Borcu olan borcunu ödemez. Alacağı alacağını alamaz ve
Hırsızlıktan, soygundan, fuhuş’a kadar hemen hemen bütün yolları açar. Batılılar enflasyon için bir numaralı halk düşmanı derler ve tek kollu canavar derler. Batı enflasyondan fevkalade çekinir”…
Tespitlerine katılmamak mümkün değil.
ENFLASYONA KARŞI ŞERBETLİYİZ..
Düşünün bir memleketi. Neredeyse 60 yılı aşkın enflasyonla yaşamış. Yani enflasyona karşı şerbetlenmiş.
Enflasyon bilinçaltımızda kodlanmış. Demirel güzel anlatıyordu. Seçim meydanlarında ulufe dağıtır gibi vaatler verdiğini unutmuş. Ne verdiyse ben 5 fazlasını vereceğim.
Geçmişin yanlışlarının faturalarını hala ödüyoruz. Alacakaranlığın içinde kaldık. Bir türlü aydınlığa çıkamıyor.
Seçimi kazanmak adına ülkenin geleceğini ipotek altına alan kararlara imza atmışlardı.
Yani enflasyon aynı zamanda bir politik tercihtir. Şu da var. Akademik lisanla anlatmaya kalksam öfff öfff! Yeni nesil gencecik çocuklar ne anlayacaklar? Zaman içinde yaşayacaklar. Hayat onları öyle eğip bükecek ki, öyle kazıklar atacak ki?!
Sayın liderimiz, en az üç çocuk diyordu ya.
Fakir ne yapacak? Kendi midesini doyuramıyor. Bunlara inanıp 3 çocuk yapanların vay haline!. Bırakın durumları çok iyi olanlar bile yapmıyor. Kimisi, yurt dışına kaydırmış yaşamlarını. Çocuklarına iyi bir eğitim ve gelecek vermek için.
Peki, parası turası olmayanlar? Onlar iş bulabilirse, asgari ücretli olarak çalışıyor. Hem de, İstanbul’da büyükşehirlerde. Çocukları, daha yeni okula başladı. Kayıt parası, üst baş, kitap defter derken zaten hapı yutmuş.
Birde, sabah kahvaltı bile yapmadan okula gitmek var. Kantinlerde tost ayran 70 TL den başlıyor.
Onlara, sabırlar tavsiye ediyoruz.
Nasıl olsa! Ömürlerindeki zaman sürecinde daha çok inşallah, maşallah diyecekler.
Böyle bir sosyal gerçekte var.
Başka bir sosyal gerçekte cahilliği seven bir zihniyet politik yansılarını görürsünüz.
Bakın onlar ne diyor.
Bülent ARI.
Prof. Dr. YÖK üyesi. Rektör yardımcısı.
“Ben daha çok okumamış, cahil kesimin ferasetine güveniyorum. Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ülkeyi okumamış olanlara güveniyorum” demiş.”
İlkokulu bitirenler zihinleri en berrak olanlarmış. Üniversite eğitimi olanlar sürekli tehdit oluşturuyormuş.
Taner Yıldız:
“Eğitim seviyesi arttıkça AKP'nin hitap ettiği alanın daraldığını görüyoruz” demiş.
Mehmet Öz Haseki; “Bu devletin aleyhine çalışan insanların çoğu üniversite mezunudur” demiş.
Yaaa!…
En çok imitasyonlu diplomalar bu kesimden çıkıyor.
Aydın insanlardan ve aydın düşüncelerden korkuyorlar. Bilgi sahibi olan toplumla, bilgi sahibi olmayan toplum arasındaki fark şu.
Rant uğruna her şeyi yapan, kokuşmuş bir toplum var. Toplumda bir problem var.
AKP’ de aynı zamanda bu kesimin feraset kokan garanti oyları aldığı için sürekli iktidarda kalabiliyor. Bu sosyal tabanını yardımlarla pekiştiriyor.
İnşallah her şey düzelecek. Biraz daha sıkın dişinizi.
Eh! Diyanet te gençler neden evlenmiyorlar diye hayıflanıyor? Vay! Benim din işlerini bürokratik olarak yürütmekte olan, bütçeden hatırı sayılı paralar alan, yetmediğinde ek bütçe isteyen lüks otellerde kalan, lüksü seven muhterem hoca efendiler topluluğu...
Milletin sırtından saltanat sürdürüyorsunuz. İslami bu zihniyetten kurtulması lazım. Ne yerseniz, ne içersiniz, için iki cihanda hesaba çekileceksiniz. Bunu asla unutmayın.
O zaman Vay halinize!
Size desem ki; sizin söylediklerinizle, yaptıklarınız farklı. Hani güzel bir laf vardır. Hoca verir talkımı, kendisi yer salkımı.
O kadar enflasyon insin diye edilen dualar kabul olmuyor? Neden? Etiketleri her gün değiştiren esnafın duası nasıl kabul olacak.
AKP genel başkanı ve sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan; “Türkiye yüzyılını 2024‘te başlatıyoruz” demişti.
Hani “nas” ı mız vardı.. Yoksulluk, adaletsizlik, yasaklar, yolsuzluklar yılını yaşadık.
Çünkü en önemli insanlık değeri olan ahlaki değerleri unuttuk!
Demek ki meselemiz enflasyon değilmiş?
Mesele iktidarda kalabilmektir.
Nokta.