Hasan Polatkan kültür merkezinde bu yıl 3. sü düzenlendi...
Doğan Avcıoğlu Ödülleri’nde birinci eser Çağdaş Sümer’in “Düzenini Arayan Osmanlı”, ikinci eser Tolga Şirin’in “Meclis Hükümeti - Rousseau’dan, Marx’a Lenin’den Atatürk’e Bir Ortak Kesen”, üçüncü eser ise, Hatice Duygu Bankoğlu’nun “Rusya’da ve Türkiye’de Planlamanın Değişimi” oldu. Bu yılın onur ödülüne ise Feroz Ahmad layık görüldü. Ödül alan tüm isimleri yürekten kutluyor, değerli jürimize de teşekkür ediyorum dedi..
Kazım Kurt ödül töreninde; “Doğan Avcıoğlu kendisini aşmış, 1960’larda yazdıklarını bugün bile yazmaya cesaret edemeyen aydınları bir tarafa bırakmış. Türkiye’ye gerçekten yön vermiş insanların başında gelir. Onu hep birlikte yaşatalım, yeni yeni Doğan Avcıoğlulları yaratalım”.
MUTLAKA OKUMALISINIZ
Türkiye’de bizim kuşaktan sol’ a merhaba diyenlerin tamamı Doğan Avcıoğlu’nun kitaplarından geçmiştir diye düşünüyorum. Ve Doğan Avcıoğlu’nun unutulmaması gerektiğini, unutturulmaması gerektiğini vurgulayanlardanım. Düşüncelerine katılırsınız katılmazsınız o işin ayrı tarafıdır. Doğan Avcıoğlu’nun eserlerini mutlaka okumalısınız. Onu eserleriyle Türkiye’yi tanıyanlar, Türkiye’nin daha demokratik, daha laik, daha çağdaş, daha bağımsız ve daha özgürlükçü bir hukuk devletinde yaşamak gerektiğine inananlardır. Doğal olarak sonuçta öyle bir düzene yönelenlerdir, gidenlerdir” dedi.
Çok doğru. Bizim jenerasyon yön dergisini ve Doğan Avcıoğlu’nu iyi bilirdi.. Doğan Avcıoğlu, bizim kuşağın ideoloğuydu. Tarihsel/sınıfsal diyalektiği belki ondan öğrenmişizdir.
Neden sonuç ilişkisi..
Emre Kongar’ın söylemi ile etki( tepki meselesi..
Orta Asya tipi üretim tarzı ile başlar ve devam eder. Türkçü geçinenler bile pek bilmez...
Cumhuriyet devriminin idealisti aydınlarından.
Fransa ve İngiltere de önemli çalışmalar yapmıştı.
İyi bir eğitim almıştı.
Kopyala yapıştır Kemalist Devrimci değildi.
Yazılarını, notlarını kalemle yazardı.
O zamanlarda bilgisayar mı vardı?
Nerede?
Düşünün.
18 yaşında, hemen hemen bütün kitaplarını devirmiştik. Tartışıyorduk. Hepsinin altı çizili… Yanlarında kısa notlar.
Kemalist devrimci.
Katıksız bir antiemperyalist.
Türkiye üzerine önemli sosyal / ekonomik tezleri vardı. Başka bir antiemperyalist düşünce ve eylem adamı daha vardı. Mihri Belli.. Ve tezi ise milli demokratik devrim.
1960’ lı yıllar ve TİP’İN kurulması. Genel Başkanı Mehmet ALİ AYBAR.. O da tezlerinde Milli sosyalist düşünceyi savunuyordu.
Milli demokratik devrim.
YÖN İlk çıkarttığı önemli bir dergidir.
O zamanın çok önemli yazarları, düşünürleri aydınları, bu dergide yazardı.
Bizlere yön verirdi.
Bizim nesil çok okurdu.
Kimler yoktu ki yazar gurubunun içinde.
Bülent ECEVİT' in ve Altan Öymen'inde dostu. Birlikte çalışmışlar.
1961 anayasanın çalışmalarına katılmış kurucu meclis üyesi. Yeteri kadar sosyal devlet olamadığı için anayasaya hayır oyu vermiş bir yürekli aydın.
12 Mart’ta ilk tutuklananlardan. Sonra salınıyor. İşte böyle.
Memduh TAĞMAÇ genelkurmay başkanı. En tehlikeli askerlerden biriydi. Faşist bir cuntacıydı. Solcular yerine tarikat/dinci, gerici bütün insanların önünü askeriyede önünü açmıştı..
12 Marta giden yolda sizlere bir şeyler hatırlatıyor mu? Mahir kaynak’ da unutmayalım..9 martı cuntaya haber veren kripto istihbaratçı…peki o zamanlar genel kurmay karargâhında kimler vardı?
Bakın yakın tarihe. Rahmetli Ecevit şöyle açıklamıştı. Genelkurmayda CIA ajanları kaynıyordu? Yani derin devleti oluşturan GLADYO..
Yani kontr gerilla. 12 Eylüle giden yolların taşlarını döşemişti. Anarşinin kol gezmesinin ve siyasi silahlı çatışmalarının yoğunlaştırılmasında Kontr gerillanın parmak izleri vardır. Karanlık sayfalarında her cümlesinde eli kanlı tetikçiler, caniler hep vardır..
GLADYO
Doğan Avcıoğlu; devrim dergisi çıkartılmıştı. 9 Mart ve 12 Mart'a giden yolda,1969'da Devrim gazetesi yayımlanmaya başlanır ve bu gazete çıkmadan, Doğan Avcıoğlu verdiği bir röportajda, Yön' ün bir arayış olduğunu, ancak Yön' ün artık belli olduğunu söyleyecektir. Bu YÖN artık her şeyiyle Devrim gazetesinde kendini belli eder. Peki devrim gazetesinin genel yayın yönetmeni kimdi? Hasan Cemal. Cumhuriyeti çok sevmiştim kitabında ,o zamanki amaçlarının “ulusalcı subayları ikna ederek onlarla birlikte “milli demokratik Devrim’i” yapmak olduğunu yazmıştır..
Düzenin siyasi ve sermaye sınıfının oligarkları, elitistleri düşünen insanları, solcuları, sosyalistleri hemen içeri tıkarlar.
Çünkü toplumun aydınlanmasını istemezler. Yazılarına Karartma uygularlar. İtibar suikastı yaparlar.
Aydınları içeri tıkanlarda, NATO' cu askerler.
12 Martta bütün Atatürkçüleri, devrimcileri, solcularını içeri tıkmışlardır.
Sizler bu filmi gömüşsünüzdür.
Bozuk düzenin apoletli koruyucuları..
CHP' yi deneme üssü olarak kullanmak isteyenlere karşı bir başkaldırış gibi devrimci bir geleneğin temsilcisi olan KURT, her kalıba girenlerin siyaset sınıfından değil. İşin oportünist tarafında değil. Gerçek bir Atatürk devrimcisi gibi kültürel yaşama destekler veriyor.
Sadece bunun için Odunpazarı gezilir..
İlk okuduklarımız Türkiye'nin düzeni..1 ve 2.Türklerin tarihi herkes en azından bu kitapları okumalı. O dönemin siyasi şifrelerini şimdilerde daha iyi anlayabiliyoruz. Ciddi çalışmaları göreceksiniz
KURT’ UN VERDİĞİ MESAJ ANLAMLIDIR..
Ne diyor; Bu bile bu düzene karşı bir direniştir, başkaldırıdır. Bu nedenlerle salonu dolduran dostlarımızdan şunu özellikle rica ediyorum. Doğan Avcıoğlu’nu tartışmaktan kimse korkmasın. Doğan Avcıoğlu kendisini aşmış, 1960’larda yazdıklarını bugün bile yazmaya cesaret edemeyen aydınları çoktan bir tarafa bırakmış. Dolayısıyla da Türkiye’ye gerçekten yön vermiş insanların başında gelir. Onu hep birlikte yaşatalım. Ve yeni yeni Doğan Avcıoğlu’ luları yaratalım. Aksi takdirde Türkiye eğitimini belli yerlerden alan bilim adamlarının belli konularda aynı şeyleri söylediği bir demokrasi haline gelir. Bu da çok makbul bir şey olmaz diye düşünüyorum” dedi..
Kültürlü olmak başka bir şeydir, “aydın” olmak başka bir şeydir.
Aydın olmak korkmamaktır.