Aralarında 2 yaş fark olan iki kız çocuğu annesiyim…
Kızlarımın her anını (doğumunu, ilk adımları, ilk yemekleri, ağlamaları, kavgaları), yani her anımızı kayda aldım…
'Uygun yaşa geldiklerinde onlara cep telefonu aldık ve sosyal medya hesabı açmalarına izin verdik… İlk defa o zaman onları takip edebilmek için İnstagram hesabı açtım… İkisi de milli sporcular olmasına rağmen hesabımda tek resimlerini paylaşmadım.'
Karşımıza alıp konuştuk; 'resimlerini paylaşmamızı istemediklerini,' söylediler… Başarılarını paylaşmamın onlara bir şey katmayacağını, zaten hep yanlarında olduğumuzu bildiklerini söylediler… Bizde onların bu kararına saygı duyduk…'
'Eşim de benim fotoğraflarımı çeker ama o da aynı çocuklarım gibi sosyal medyadan gönderilen sevgi cümlelerini sahte bulur… Sadece anı olarak saklar… Yani paylaşmaz!'
…/…
PAYLAŞMAMA!
Aile olarak aldığımız 'PAYLAŞMAMA' kararına saygı duyup uygularken dışarıdan gelen sesler çok tuhaf!
'Evli değil misiniz?
Çocuklarını hiç sevmiyor!
Ay eşiyle sorunlu galiba…'
'Dört dörtlük olduğumuzu iddia etmiyorum. Elbette kusurlarımız vardır… Ama hangi haklara sahip olduklarını öğretmeye çalıştığımız çocuklarımızın haklarına önce biz saygı duyduk…'
Tamamen gezip gördüğüm yerleri paylaşma, severek takip ettiğim kişilerin düşüncelerin okuma fırsatı olarak gördüğüm sosyal medyada ilk defa sizin sayfanızda bu düşüncelerimi paylaşıyorum…
'Unutmayalım; yeni nesli biz şekillendiriyoruz…'
…/…
SADECE PAYLAŞMIYORLAR!
Şu koca hesapta fesat birileri yok biliyorum… Yine de söyleyeyim, mesajı yayınlamak için bu anneyi çok zor ikna ettim… Kendini beğenmiş gibi görünmek, başka aileleri kötülüyormuş gibi görünmek istemediğini söyledi… 'Vebali benim olsun dedim.'
Aile olmak böyle işte…
Bir olmak sımsıkı kenetlenmek, birbirini sevmek, kararlarına saygı duymak, ortak hareket etmek, birbirine karşı adil olabilmek… 'PAYLAŞMAYALIM!' demişler, 'PAYLAŞMAMIŞLAR'
Araları bozuk değil, çocuklarını sevmiyor değiller, sorunlu hiç değiller! Aksine birbirlerini seviyorlar ve mutlular…
'SADECE PAYLAŞMIYORLAR'
Bugün sımsıcak bir yaşam kesiti paylaşmak istedim sizlerle.
Onlar böyle karar almışlar. Paylaşmayalım demişler…
…/…
Geçmişte bizimde fütursuzca paylaşımlarımız olmuştur, kabul…
Özellikle son yıllarda gezip gördüğümüz güzellikleri, ES TV programlarını, köşe, araştırma ve fikir yazılarımı, doğduğum ve dahi doyduğum memlekete borcum olan sorumluluklarımı, severek takip ettiğim kişilerin düşüncelerini okuma, içselleştirme vb. fırsat olarak görürü, bilirim sosyal medyayı…
Bir annenin saygı duyulası paylaşımını da böyle bir araştırma sonucunda Orhan Toker Bey'in sayfasında rast geldim…
Bu yazıda önce kendime telkin zaten!
(fütursuzca: Önemsemeyerek, aldırmayarak)
…/…
HAYATIN SIRRINI ÇÖZENLER!
Anı kendimize saklamalıyız diye düşünenlerden ve mümkün mertebe uygulamaya çalışanlardanım…
Hayatın sırrını çözenlerden gördüğüm bu!
Diğer yandan, paylaşılan her mutluluk gerçek mutluluk mu sorgulanmalı!
Birde şu pencereden bakalım, dikkat buyurun lütfen;
İnsanoğlu çoğu zaman çirkini, kötüyü, kusurluyu saklar içinde, yansıtmaz… Ve bence her güzel olan, yolunda giden şeylerde paylaşılmamalı, saklanmalı… Giz olarak kalmalı…
'Hiç olmadı, etrafınızda bulunan ve dahi bunların yoksunluğunu çeken insanlar üzülmesin diye.' Bile paylaşılmamalı yediğimiz, içtiğimiz, özelimiz vb…
…/…
YUNUS GÖNLÜYLE SEVMİŞ!
Sondan bir önceki cümlemizde şu olsun;
Gerçek manada beşeri sermayesini artırmış, iç, dış dünyasında belirli bir olgunluğa ulaşmış, iç, dış hesaplaşmasını yapmış ve dahi herkesi Yunus gönlüyle sevmiş, dünyalık makamı, mevkii tabure, minder görmüş, kini, hırsı, ihtirası, yalanı, dolanı elinin tersiyle bir kenara itmiş olanlar mutluluğunu göstermek zorunda hissetmiyor efendim!
Bakın etrafınıza, görmeniz inanın zor olmayacak böylelerini…
Bir şekilde sınırsız rekabet duygusu zerk edilmiş her birimize, çoğumuz farkına bile varamadan göçüp gidiyoruz dünyadan!
Sevgisizlik almış başını gitmiş, saygısızlığın ötesine geçmiş…
Nezaket, zarafet kelimeleri terk etmiş beyinleri!
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN…
Etrafımız gölgede kalanlarla, 'bak ben buyum' diyemeyenlerle dolmuş taşmış…
Bundan mütevellit kendini anlatmaya çalışanlar istila etmiş sosyal medyayı… (Bu tanıma uyanlardır kastımız)
Ve hatta başkalarının paylaşımları üzerinden 'bakın, bende aynen böyle düşünüyorum' diyen masumane beşerden geçilmiyor ortalık…
Eğitim sistemi deyin, bastırılmış duygular deyin, adını ne koyarsanız koyun gerçek bu /maalesef!
Ve maalesef birde bu tür insanları istismar eden yığın, irin istilası yadsınamaz bir gerçek!
Oldukları gibi değil de, sosyal medya paylaşımları ile maske takanlara çok ama çok dikkat edin efendim… Çamur, irin bulaştırmayın üzerinize…
…/…
Bu mevzuu uzar gider, başta da ifade ettim, yineleyeyim;
Elbette ki dört dörtlük değiliz!
Elbette kusurlarımız da var!
Geçmişte birçok anımızı paylaştık, paylaşanlarda olmuştur, kabul ediyoruz… Zararın neresinden döner beşer bilinmez!
Bu yazıyı aktarmak;
Düşüncelerimizi ilave edip kaleme almak, her anını paylaşanları kınamak, kendimizi beğenmiş gibi görünmek anlamını taşımasın…
Ki Rabbim cc şahit böyle bir niyetimiz asla yok, olmaz…
Çünkü Bilgisayar, sosyal medya, TV'ler yokken nasıl bir hayat yaşanıyordu bilenlerdeniz ve dahi zor da olsa yine yaşayabiliriz…
En azından kurallar koyabiliriz /kendimize!
Önce kendimizi, çevremizi, sonra Kent'imizi ve memleketimizi yaşanabilir kılmak için kocaman bir adım atabilir, dünyamızı güzelleştirebiliriz…
…/…
KALABALIK MISINIZ, YALNIZLIK ABİDESİ Mİ?
Herkesin elinde avucunda olanı, doğruluğu tartışılır bilgileri, videoları paylaşmak değil de, neden kendi ürettiğimiz şeyleri, okuduklarımızı, tecrübelerimizi, merhametimizi, letafetimizi, zarafetimizi, saygı ve sevgimizi paylaşmıyoruz?
Katılırsınız, katılmazsınız, eksik bulursunuz, fazla dersiniz saygı duyarım!
Hiç olmazsa bir düşünün, hep birlikte düşünelim derim…
Lütfen, hemen açın ve sosyal medya hesaplarınıza bir göz atın!
Ve dahi sorun kendinize;
Arkadaş listem kadar kalabalık mıyım?
Yoksa maskeler takmış, sahte mutlulukların arasında yalnızlık abidesi miyim? Diye'
Lütfen düşüncelerinizi bir cümlede olsa yazabilir misiniz?
Saygılarımla
Ves'selam