Can Atalay kim? Günlerdir, haftalardır gezi davası sanığı, işte mahkûm oldu 18 yıl falan. Can Atalay'ın avukat olarak hukukçu olarak bugüne kadar yaptığı çok iş var ve hep mağdur edilen acı çektirilen adaletsizliğe uğrayan insanların yanında..
Nerede madencilerin yanında..
Soma'da can veren 301 madencinin ailelerinin yanında. Ermenek’teki maden kazasının yanında..
Adana öğrenci yurdunda çıkan 11 çocuğun can verdiği yerde pek çok yerde onu görürsünüz..
8 Temmuz 2018 tarihinde meydana gelen Çorlu tren kazası ile ilgili davada hayatını yitirenlerin yakınlarını Adalet arayışlarında yalnız bırakmadı… 2020'de 7 işçinin ölümü 127 işçinin yaralanmasına neden olan Hendek havai fişek fabrikası patlamasında işçi ailelerinin avukatlığını üstlendi.
Mimarlar Odası'nın avukatı olarak İstanbul'da validebağı konusundaki yapılaşmayla mücadele eden gönüllülerini destekledi.
CAN ATALAY, hep mağdurun hakkını arayan, yoksulun yanında olan bir hukukçu avukat.
Kendi düzenlerine çomak sokuyor. Sakıncalı gördükleri için hukuk dışı cezalar veriliyor. Onlarda biliyor. Onun için içeride tutsak ediliyor…
*****
Dün TBMM sinde olay vardı... Bekir Bozdağ yönetiyordu.. Can Atalay’ın milletvekilliği AKP+MHP’ in oylarıyla düşürülmüş oldu. Yargı üzerinden yapılan darbenin etkileri sürüyor..
Can Atalay adı etrafında gelişen, işte milletvekili olur, olamaz tartışmaları arasında hakkında verilen Anayasa Mahkemesinin verdiği “hak ihlali” kararları uygulanmıyor.
Hem de iki kez.
Yargıda bir düzen kurulmuş… Uygulanıyor, uygulanmıyor tartışmaları gündem oluşturdu.
Bütün bunlar, dünden bu yana yaşanan en önemli siyasi olay aslında. Tabii devletin kurumsal çatırdaması demek olan bu uygulama yargıya güvenin azalmasına her geçen azalıyor..
*****
Muhafazakâr-mütedeyyinlerin siyasal İslam’ın temsilcisi olarak da milletten ben oy aldım, kazandım. Anayasada neymiş kaldıralım.. Bu adımlar atılıyor.
Anayasayı kim uygulayacak, kim koruyacak?
Elbette anayasa mahkemesi…
*****
Sonra TBMM üyeleri..
MTV için daha önce verilen iptal kararı deprem nedeniyle 2. Kez uygundur karar verende anayasa mahkemesi…
Anayasa mahkemesinin geçmişte verdiği birçok çelişkili kararlar olmadı mı?
Oldu?
O zaman bizim devletimizin kurgusunda ciddi kurumsal hatalar var…Nasıl olurda yargı kurumları birbirleri arasında güç çatışmasına girerler.. Devletin kurumsal tüzel kişiliği zarar gördüğünün farkında değiller..
*****
Hangi noktaya getirildik? Benim yani anayasayı uygulamazsa uygulamam durumuna kadar geldik. Anayasa fiilen askıya alınmış durumda. Yürütmeyi denetleyemiyor. Parlamento asli görevini yapamıyor, milletvekiline sahip çıkamıyor. Hiçbir suçu olmayanlar uyduruk iddialarla, sosyal medya yalanları ile hukuk dışı yargılanıp içeri tıkılıyor..
Pek çok siyasi isim bu konuya değindi. Can Atalay ile ilgili meclisteki o anları bir kere daha bakalım ve sürecin nasıl olduğunu bir kere daha görelim.
Konun özünün anlaşılması önemli..
Durumun ne olduğunu henüz anlamamış olanlar için yararlı olur düşüncesindeyim..
*****
Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik Yargıtay kararı
Genel kurulunda okundu. Kararın okunmasıyla birlikte TBMM’ sinde tansiyon yükseldi ve Atalay'ın vekilliği resmen düşürülmüş oldu, pankartlarla protesto edildi..
Eski adalet bakanı Bekir Bozdağ’ a anayasa kitapçığı fırlatıldı.
Anayasa mahkemesinin hakkında iki kere hak ihlali kararı vermesine rağmen Atalay'ın milletvekilinin düşürülmesiyle birçok ilde eylemler düzenlendi.
Halkının iradesini hiçe saymanın bedelini, elbet bu zihniyetin havarileri elbet hukuk önünde ödeyeceksiniz.
Can Atalay er, ya da geç o sıkıştırdığınız 4 duvarın arasından çıkacak.
O zaman şunu söyleyecekler…Aldatıldık..
*****
İstanbul'da başta CHP ve Türkiye İşçi Partisi olmak üzere pek çok siyasi partide karara tepki gösterdi..
Mesele, esir düşmekte değil mesele teslim olmamaktadır. Biz teslim olmuyoruz, bundan sonra da olmayacağız bizi korkutacak yıldıramayacaksınız…
TİP genel başkanı Erkan Baş’ın TBMM’ sindeki konuşması ders niteliğindeydi.. Terörist görmek istiyorsanız ona bakacaksınız. Daha önce de söyledik. Birileri bize terörist diyecek diye, biz bildiğimiz yoldan yürümekten de verdiğimiz mücadeleden de vazgeçmeyiz. Bu karar hem meclis tarihine, hem de siyasi tarihimize kara leke olarak geçecek bir olaydır.
Tıpkı geçmiştekiler gibi..
