Kader sana gülmüyorsa, 

İstediğin olmuyorsa 

Hayatın da kayıyorsa

Bos ver abi dalgana bak

Çak o zaman çak çak çak çak..

Bu hale gelmişiz…

Hayret bir şey pes ettin sen

Olmaz böyle şey dedinse Yani kafayı yedinse

Boş ver manyak dalgana bak

Çak o zaman çak çak çak çak

Türkiye’de hayat bir çakıyor ki, öyle çakıyorken? Kime çakıyor. Tabiki fakire, garibe, emekliye, işsize çakıyor…

2000’ li yıllarda vizyona giren film.  “Abuzer Kadayıf” filmini hatırlayanlar çoktur. Büyük pazarlama ile vizyona girmiş, epey izlenmişti. Film eleştirilere neden olmuştu.

Abuzer kadayıf Metin Akpınar oynamıştı..

Hem de iki rol birden..

Bozuk ve komik Türkçesiyle çeşitli konularda ahkâm kesen Abuzer kimi zaman çiğköfte yoğururken, kimi zaman kadınlara sulanırken çıkar karşımıza. 

Gerçekte Abuzer ise, sosyoloji profesörü Ersin Balkan dan başkası değildir. Ersin Balkan, bu çifte kimlik durumuna saygın bir iş için katlanmaktadır.

Filmde esprilerin seviyesinin çok düşük olduğu, yersiz açık sahnelerin olduğuyla alakalı çok ağır konuşulmuştu. 

Film İbrahim Tatlıses’i anımsatıyor diye oldukça eleştiriler almıştı. Hatta Tatlıses yapımcıları mahkemeye bile vermişti.

O günlerde magazin sayfalarında yer almış olan film popüler olmuş, Abuzer kadayıf müziği olan “boş ve abi dalgana bak çak çak” dillere pelesenk olmuştu.

Ben de filmi sinemada izlemiş, rahatsız olduğum, yersiz ve abartılı olduğunu düşündüğüm sahnelerin olduğunu düşündüğümde olmuştu…

24 yıl evvel çekilmiş bu filmde bu günün sosyal-ekonomik ve kültürel yapısına adeta ışık tutuyor. 

Demek ki, popüler kültür, medya, toplum siyaset,  üzerine anlatılanların bugün de ciddiyetle birbirleriyle örtüştüğünü, ana fikri kafamıza sokabilmek için filmin kendisinin de popüler kültür ögeleri içerdiğini o zaman fark edeceksiniz.

++++.

Toplumsal yanılgılar ve kavramlar karmaşasındaki çalkantılar bu günde sürüp gidiyor. Ne oluyor o zaman? Her şey tepe taklak oluyor?

Yalanlar, dolanlar toplumu işgal etmişse, doğruyu nasıl yapacaksın. Hangi inanç, hangi din buna engel olacak?

Kader mi? Değil mi?     

 

Saygı duyulacak kimler? Etik kavramlar bir bir devriliyor.  İlgi duyulan kimler? 

Eskiden ikiyüzlü insanlar vardı ve toplumda bunlar pek makbul değildiler.

Eskiden özü, sözü doğru olan dobra insanlar makbuldü… Şimdi tam tersi oldu.

Ne kadar oryantalist olursanız, o kadar makbul olursunuz!

Kadını da, erkeği de değişmiyor..

Günümüzde yeni trend, güzel yalan söyleyen, liyakatsiz dalga dubaracı insanlar toplumda hızla yükseliyor.

Bu kavramlar toplumda ön plana çıkmıyor mu? Çıkıyor..

O halde boş ver abi dalgana bak, çak çak, çak…

++++++

Tam burada bilginin önemi ortaya çıkıyor. Tabii bizler bilgiye, bilime önem vermediğimiz için şalgam suyuna ödediğimizin KDV ve ÖTV’nin farkına bile varmadık.

Halkın yediği kazıklar buradan SİRÜS’ e  yol olur..

+++++

2024 yılı emekliler yılıydı. Emeklinin kök maaşı çok çabuk unutulduk. Düşünün maaşlar sözde TÜİK’ e göre hep artıyor ama maaş hep aynı kalıyor.

2025 de enflasyon farkı da %20 den fazla olmayacak..

Boş ver abi dalgana bak!

Çürüme böyle böyle başladı. Böyle alıştırdılar. Ağız dolu küfürler eden Vandallar, çeteler, her yerdeler. Devletin ihalelerinde köşe başlarını çoktan tutmuşlar.

Söyledikleri şu. Sen okudun da ne mokum oldun? Bu memlekette ağzınla F- 35’i yakalasan  hava cıva.. Bakış açıları bu.

Çok haklılar!

Boş ver abi dalgana bak!…

“Zaten toplumbilimcilerin 18. Yüzyıldan beri söyledikleri, böyle bir olgunun hem bireyin yaşamıyla, hem de ülkenin toplumsal gelişmişlik düzeyiyle bağlantılı olduğunu kanıtlıyor. 

Bizim gibi geri bırakılmış ülkelerde, para her şey olunca saygınlık anlayışı da nasıl değişti? 

Onun için parayla imanın kimde olduğu bilinmez derler.. Ey! iman sahipleri anladınız mı?

Soru şu. 

Neye iman, kime iman?

+++++

Zengin neden zengindir? Onu ASIM abiye sorun. Çok güzel açıklıyor. 

Öyle değil mi ASIM abi. Yoksa Asım abiyi bilmiyor musunuz?

Çok ayıp çok…

Fakir neden fakirdiri cevaplayan tek halk felsefecisidir. Bilmiyordunuz değil mi.

Din, iman gerisi yalan, dolan. Boş ver abi dalgana bak çak, çak, çak!

Neyse kadayıfın altı kızardı, üstünde manda kaymağı… Yiyenler şifa bulurmuş!

Yanında kestane balı.

Parmaklar babam parmakla. İnşallah çok şükür elhamdülillah!

Oh be! Rahatladım. Sansürlenmekten bıkmıştım..

Uzaktan, yakından içinde politik parfüm kokusu olmayan kendimi sansürlediğim, soğuk algınlığı sürecinde sansürlenmeyecek bir yazı yazdım yaaa!..

Şifa niyetine hapşuuuu!

İleri demokrasi gösterimi olan Abuzer kadayıf filmine hoş geldiniz.

Kestik. Stop.

Rejisör seslendi uzaktan montajda hallederiz!

Hey Özgürlük!…

*****

Temiz giysilerin bile yakışmadığı insanlar vardır.

Dostoyevski