Seçimlere çok az kaldı.

Bu nedenle bugüne kadar yapılan tüm hazırlıklara bir nokta koyma süreci de kapıya dayandı.

Politik salvolar, söylemler, girişimler, görüşmeler artık bitiyor.

Bundan sonrası karar vericilerin elinde.

Örneğin;

CHP’nin kararı nasıl olacak?

CHP, İYİ Parti’nin kapılarını tamamen kapatması nedeniyle tek başına gireceği bir seçim yaşayacak.

Daha önceki seçimlerde olduğu gibi iki kutuplu bir seçim olmayacak.

En azından Eskişehir’de durum eski seçimlere hiç benzemeyecek.

Hesaplar, planlamalar buna göre yapılacak.

Şu bir gerçek ki, CHP’nin böylesi bir siyasi zeminde, değişim adı altında siyasi şov yapma lüksü hiç kalmamış görünüyor.

Bu noktada Yılmaz Hoca’nın tavrı çok önemli!

Bırakın Yılmaz Hoca’nın olduğu bir şehirde anket işlerine falan kalkışmayı;

Mevcut üç başkanı yeniden seçime sokmak için partinin elinden gelen her koşulu zorlaması gerek.

Hoca’nın “Aday olmayabilirim” sözlerini bile şimdiden bitirip, partiyi seçime hazırlamaları gerekiyor.

Farklı hamleler CHP’nin başına çok iş açar!

AK Parti kanadı da artık son rötuşlarını yapma sürecine girdi.

Bu kez önlerinde Eskişehir’i kazanmak adına önemli bir fırsat duruyor.

Üstelik fırsatı değerlendirip değerlendirmeme kararı bile kendi ellerinde.

Diğer seçimlere göre çok farklı bir yerde duruyor AK Parti bu kez.

Kazanacak adayı mı bulacaklar, yoksa yine parti içindeki güçlerin işaret ettiği isimlere yönelerek yeniden kaybedecekleri bir maceranın içine girecekler?

Dediğim gibi bunun kararını verme noktasında duruyorlar.

Ve belki de ilk kez Eskişehir’de “CHP kazanmadı, AK Parti kaybetti” diyeceğimiz bir sonuç çıkabilir.

Tam aksine;

Belirleyecekleri adayla; “CHP kaybetmedi AK Parti kazandı” yorumlarını yapabiliriz seçim sonrası.

O nedenle en büyük merakımız AK Parti’nin çok kısa zaman sonra alacağı kararlara dair olacak.

İYİ Parti’de bir kriz var.

Ama bu kriz genel merkez kaynaklı.

Vekillerini kaybetmeye yüz tutan ve ne yapacağı bilemeyen bir parti görüntüsü ortaya çıktı.

“Giden gitsen” mantığında yürüyen siyasetle yol alıp;

“İçimizdeki herkes temizlendi, biz buradayız” diyerek seçmene inecekler.

Bu söylem, seçmende ne kadar karşılık bulur bilinmez, o yüzden yereldeki adaylar çok daha öne çıkacak.

Hem Melih Aydın hem de Emine Edizgil’in saha çalışmaları partiyi dinç tutacak belki de en iyi oyu almayı sağlayacak.

Elbette bunun içine hem Aydın hem de Edizgil kadar güçlü bir Tepebaşı adayını da dahil etmeleri şartıyla…

Yaparlarsa, genel merkezde olan bitenlerin şehir siyasetine etki edeceğini sanmıyorum.

Hele hele Hatipoğlu’nun gidişiyle daha da hırslanmış bir Eskişehirli İYİ Parti seçmeni varken…

Son olarak MHP’ye göz atalım.

Her zamanki tanıdık siyasetlerine devam ediyorlar.

Yakın geçmişte adaylar konusunda yaptıkları çıkışlar o günlerde kaldı.

Yeniden aday çıkarmayacak olan partinin beklediği isimlerin aday yapılıp yapılmayacağı, MHP ve seçmeninin yerel seçimdeki tavrını da etkileyecek.

AK Parti, beklenen isimleri açıklamazsa ittifak kanadında neler olacağı, neler yaşanacağı şu son dönemecin en çok merak edilen tarafı olmayı sürdürüyor.

Sonuç olarak…

Sadece partilerin, aday adaylarının veyahut aday olacakların değil;

Eskişehir’in de önümüzdeki 5 yıldaki kaderini belirleyecek en kritik süreci yaşıyoruz.

En geç 30 gün içinde günlerdir konuşup üzerine yorum yaptığımız, kafa patlattığımız her şey belirlenecek.

Sonrasında ise söz adaylarda olacak.

Bakalım ne diyecekler, neler vaat edecekler?

Kırılacak siyasi potlar olacak mı, kazanıldı denilen seçimler son düzlükte yapılan hatalarla kaybedilecek mi?

Bu seçim her gelişmeye gebe!

Hepsini göreceğiz ve elbette sohbetlerimize devam edeceğiz.