“Nerede o eski bayramlar!”
Bu cümle, gazetemizin dünkü sayısının da manşet başlığıydı…
Her ne kadar bir özlem sözü de olsa içinde bir sitem, bir serzeniş ve bir tepki var!
Haberde bu sözü söyleyenler şehrin küçük esnafı olsa da;
Toplumun geneliyle de ilişkilendirebiliriz!
+++
Bir bayram daha geride kaldı…
Kaldı ama pek çok kesimden yükselen ses ortak oldu…
“Bayram yapamadık” diyen çok fazla kişi gördük…
En başta emekli kesimi!
Büyük bir çoğunluk eski bayramlardaki gibi kurban kesip, izzet ikramda bulunacak bir imkân bulamadı…
Bırakın kurban kesmeyi, maalesef ki torununa hak ettiği kadar bir bayram harçlığı dahi veremedi.
+++
Esnaf aynı şekilde…
Yıl boyunca kapıda müşteri bekleyen esnafın bayram umutları da sükûtu hayale uğradı.
Şunu söylüyor Eskişehir esnafı;
“İşyerimize gelenler, ürünlerimizi almaktan daha çok vitrinlere bakıp gitmeyi tercih etti!”
+++
Orta ve dar gelirliyi söylemeye gerek yok!
Tamamı ülkenin üretim gücünde çalışıyor ve bayramları işlerin yoğunluğundan bir mola gibi görüyor...
Bu nedenle de bayramlar en azından ülkenin bir köşesine gidilerek dinlenilecek zaman olarak tercih ediliyordu.
Gelin görün ki, bu kesim de bırakın şehir dışına çıkmayı, kendi mahallesinin bile dışına çıkacak durumdan çok uzaklaştı.
Ne tatile verecek parası kaldı ne de dinlence etkinliklerine ayıracak zamanı…
+++
Kısacası…
Geçmişte kalan bayram gelenek ve görenekleri için kullanılan “Nerede o eski bayramlar sözü” günümüzde çok farklı anlamda kullanılmaya başlandı…
Zira toplum ananelerini yaşatmak istese de artık bunu hayata geçirecek ne ekonomik gücü ne de imkanı var!
Bu yüzden de…
Galiba “Nerede o eski bayramlar sözü” ilk kez bu kadar anlam kazanan bir bayramı geride bıraktık…
Gerçekten çok üzücü…
****************
ESES RUHU DA LAZIM!
1995 senesiydi…
Uzun süren bugünkü adıyla Süper Lig hasreti şehri iyiden iyiye sarmıştı.
İyi bir kadro kurulmuş, sezonun son maçında İstanbulspor gelmişti.
Maçı kazansak hasret bitecekti ama yenemedik İstanbul’u…
İş, Konya’daki Play Off’lara kalmıştı.
+++
Eskişehir adeta çıkarma yaptı Konya’ya…
On binlerce insan yollara düştü.
Stada girenlerden daha çok stada giremeyenler vardı.
Final maçında Aydınspor’a karşı son dakikada Metin Arvas’ın golüyle şampiyon oluyorduk.
Golün radyodan anonsu ile birlikte şehir hayatı adeta durmuştu…
Pazarcı tezgâhındaki, esnaf vitrinindeki ürünü bedavaya vermeye başlamıştı.
Sevinç, şehrin kılcal damarlarına kadar işlemişti.
+++
Kuruluş yıllarından 2000’li yılların ortalarına varana dek, Eskişehirspor bu kentin adeta ruhuydu.
Eskişehirspor ile nefes alıp veriyordu koskoca şehir.
Çünkü o yıllarda amatör ruh vardı, samimiyet vardı, inanç vardı, herkesin birbirine güveni vardı!
Üç kuruş, beş kuruş kimin gücü ne kadar yetiyorsa bir şekilde Eskişehirspor ayakta tutuluyordu.
Gelin görün ki…
Ne zaman ki endüstriyel futbol ortaya çıktı, o yıllardaki ruh da kayboldu!
Samimiyet yerini, çıkar dünyasına bıraktı!
“Önce birbirimize olan güveni kaybettik.”
Sonra başarılı yıllar gitti elimizden.
Kulüp ekonomisini batırdık ardından.
Üst ligleri, prestijimizi, gelecek nesilleri yitirdik.
Ve hepsinin bir bütünü olarak o yılların ruhundan olduk!
+++
Kulüp tarihinin en zor yıllarını yaşıyoruz.
Dileğimiz sadece sportif başarının geri geldiği yıllara yeniden erişmek değil…
Kurulalı 59 yıl olmuş kulübün özlediğimiz yıllardaki şehre hayat veren enerjisine de, bizi birbirimize bağlayan gücüne de ulaşmak…
Zira Eskişehirspor’un bizi birbirine bağlayan felsefesi olmadıkça şehrin de hiç tadı tuzu olmuyor…
**************
SOSYAL MEDYA BÖYLE BİR YER!
2 gündür sosyal medyada Eskişehir’de yaşandığı öne sürülen bir olay paylaşılıyor…
İddiaya göre Eskişehir’deki bir eğlence merkezinde çalışan kadına 4 kişi aşık oluyor.
O 4 kişi arasında yaşanan kavgada da 1 kişi ölüyor.
Sonrası da var ama bu kadarını yazalım…
+++
Yaşandığı varsayılan olay, Eskişehir Emniyeti ve diğer organlar tarafından da duyurulan bir şey değil.
Kolluk kuvvetlerinin bile haberdar olmadığı bir olay, nasıl olur da bunca paylaşılıyor diye merak ediyorduk.
Merakımızı yine Eskişehir Emniyeti giderdi.
Söz konusu iddiaların tamamının asılsız olduğu açıklandı.
Dahası bu paylaşımı yapan hesap hakkında da gerekli soruşturmanın başlatıldığı duyuruldu.
Anlayacağınız;
Sosyal medya maalesef ki büyük dezenformasyonların yaşandığı, bilgi kirliliğinin en üst safhaya çıktığı mecra haline geldi…
Daha kötüsü de bu yalanlara itibar eden milyonların da bir araya geldiği bir platforma dönüştü.
İşte tam da bu noktada işini profesyonelce yapan, kanuna bağlı olarak çalışan gazeteler ve gazeteciler de daha da bir önem kazandı…