Geçtiğimiz haftaya damgasını vurmuştu… Sol bir jargon. Çok şükür artık mütedeyyin muhafazakârların dilene de düşmüş.

Komprador burjuvazi.

Bazıları yerinde, bazıları anlam dışı kullanıyor. Kelime kökü itibarıyla başkalarına maddi çıkarları için karşılığı hizmetkârlık eden işbirlikçidir.

Acentelik yaparlar.

Komprador burjuvazide; yabancıların çıkarlarını gözeterek işbirliği yapan ve ulusal ekonominin gelişmesiyle hiç ilgilenmeyen toplumsal sınıftır. Kendi çıkarlarına bakar.

SOL BİR TERMİNOLOJİK KELİME…

Solun neredeyse unuttuğu kelimeyi Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan hatırlatmış oldu… Aslında, TÜSİAD’ üyelerine söylenmiş bir sözdü.

Erdoğan bunu ilk defa söylemlerinde kullanınca tekrar, gündeme geldi.

Peki, nedir bu komprador?

Doğru mu kullanıyor?

Uzak doğu ülkelerinde yabancı ortaklar hesabına iş sözleşmesini yapan yerli aracıya verilen ad... Halk dilinde ise ensesi kalın, çok zengin insan...

Özeti; Ulusal ekonominin geliştirilmesi konusunda herhangi bir kaygı taşımayan, yabancı sermayenin çıkarlarını koruyacak tarzda yabancılarla işbirliği yapan toplumsal kesim. 

TÜSİAD KOMPRODOR BURJUVAZİMİ?

Sayın; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan TÜSİAD’ ı KOMPRODAR burjuvazi olarak değerlendiriyor. Sık sık, yerli ve millilikten bahsederek, MÜSİAD’ ı işaret ediyor. Elbette güçlü bir millî sermayenin olması, güçlü bir milli sanayinin olması bir ülkenin BEKASI’ dır.

ZENGİNLER KULÜBÜ KENDİSİNE YÖNELİK BU ELEŞTİRİLERİ DE ALIP DEĞERLENDİRMESİ GEREKMİYOR MU?

 Bu güne kadar hep işçilerin yüzü güldü, bundan sonra bizim yüzümüz gülecek diyenler kimlerdi?

Marksist teoride emperyalistlerle işbirliği yapan yerli kapitalist olarak yazar... Portekizce comprador “satın alıcı, Çin'deki Portekiz ticari kolonilerinde üreticilerden mal toplayan yerli aracı” sözcüğünden alıntıdır.

Yani,  bir nevi ticaret yapan anlamındadır.

Yatırım, ticaret veya ekonomi ya da siyasi sömürü yapan yabancı kuruluşlar için aracı olarak hareket eden kişidir. Aynı zamanda "kompradore" sözcüğü, İspanyol sömürgecilerinin sömürgelerde kendilerinden yana iş yapmayı kabul etmiş yerlilere verdikleri ad’ dır.

Yani para babasıdır. Kompradorlar olmaz ise, ne ticaret sınıfı, ne de acentecilik gelişir. Ne siyaset gelişir. Çünkü siyasetin yapısını sınıflar oluşturur. Eğer gelişmiş bir sanayi ve ticaret burjuvazisi ile örgütlenmiş bir işçi sınıfı varsa demokraside kendi doğal koşullarında gelişir.

DEMOKRASİMİZDE TOKSİK VAR.

Bunlar yoksa toksik demokrasi olur. Toksik demokraside niteliksiz ve liyakatsiz insanlar karar mekanizmalarında yer alırsa demokrasilerde komplikasyonlar ortaya çıkar ve dejenerasyon süreci başlar. Bu da, genellikle az gelişmiş toplumlarda otoriter rejimlerde olur. 

ERDOĞAN;  'KOMPRADOR BURJUVAZİ' DEDİ! Birden gündeme geliverdi.

Nasılda gündem değişiverdi..

Kompradora. 

PEKİ, AKP'NİN 23 YILLIK SERMAYE İLİŞKİSİ NE GÖSTERİYOR?


AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Erdoğan, TÜSİAD' a yönelik başlatılan soruşturma hakkında yaptığı açıklamada, “Milletin kaynaklarını kerameti kendinden menkul komprador burjuvazinin zenginleşmesi için değil tüm kesimleriyle milletin huzuru, refahı, kalkınması için kullandık” demişti.

Erdoğan, TÜSİAD' ın açıklamasını ise "haddini aşan bir durum" olarak nitelendirerek TÜSİAD' ın 2002 öncesinde Türkiye'deki siyasi ve ekonomik yapıya işaret ettiğini iddia etti. Ancak Erdoğan’ın bu eleştirileri, iktidarının, 23 yılı boyunca büyüttüğü sermaye çevrelerine dönük politikalarını akıllara getirdi.

Her türlü teşvikler, vergi muafiyetleri...

Şimdi, AKP iktidarında 23 yıl boyunca büyütülen sermaye çevrelerinin siyasete olan etkisi sorgulanıyor.

YAKIN SİYASİ TARİHİN İÇİNDEN, ÖZAL'LI YILLAR * “Ben zengini severim” * Bir  Zengin Olsaydım! | Cumhuriyetimiz İçin

Özal ne demişti. Ben zenginleri severim!