Bu gün 23 Nisan.
Türk ulusunun kaderinin çizildiği tarihi bir gün.
Tam 105 yıl önce.
Mustafa Kemal'in önderliğinde, TBMM'nin açılışı gerçekleştirildi.
O, yurtseverdi, Milliciydi.
O, antiemperyalistti.
Şimdikiler gibi 'imitasyon' milliyetçi değildi.
Her şey vatan içindi. Gerisi teferruattı.
Millete inanıyordu.
Milli iradeye inanıyordu.
Güveniyordu.
Osmanlı hanedanı çoktan ömrünü tamamlamıştı..
Türkleri esir eden SEVR’ e imza atmıştı..
Mustafa Kemal ve arkadaşları ile birlikte hanedanın batırdığı imparatorluğun son parçasını kurtarmak için yola çıkmıştı.
19 Mayıs 1919 Samsun.
Hanedan çoktan teslim olmuştu İngilizlere.
Bu gün 23 Nisan.
23 Nisan 1920'de, Hacıbayram Camisi'nde cuma namazı kılınıp, kurbanlar kesildikten sonra, ilk TBMM, İttihat ve Terakki Kulübü olarak yapılan binada açıldı.
Cumhuriyete giden yolda büyük adımlar atılmasını sağlayacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin 105 yıl önce 23 Nisan'da açılması, Türkiye Cumhuriyetinin kurtuluş mücadelesinin en önemli safhalarından birisi oldu.
TBMM, açıldığından bu yana milli iradenin yansımasının simgesi oldu. TBMM'nin ilk Başkanı Mustafa Kemal Atatürk, 1 Mart 1920 tarihinde Meclisin 4. toplantı yılının açılışında da bunun önemine dikkati çekti.
Atatürk'ün sözleri tutanaklara şöyle yansıdı:
"Hep birlikte bakışlarımızı, vicdanımızın merkezi olan millete dikelim. Orada erdemin, vefa ve içten bağlılığın, yenileme arzusunun, egemenlik aşkının ve geleceğin sönmeyen ateşi yanmaktadır. Bu kutsal ateş, kendi içindeki bilgisizlik ve karanlığı yakacak ve bağımsızlığımızın önüne dikilecek olan bütün engelleri yıkacaktır. Efendiler, millet önünde, onun hak ettiği bağımsızlığın önünde, onun layık olduğu gelişme ve yenileme arzusu önünde, her kuvvet ancak milletin irade ve amaçlarına uymak şartıyla yaşayabilir. Milletin irade ve amaçlarına uymayanların talihi hüsrandır, çökmedir.
Egemenliğin 'hanedan' dan kayıtsız, şartsız Millete geçtiği gün.
Tam 105 yıl önce.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
O günden bu güne.
Milletin başına neler geçirilmedi ki?
Ne! Vesayetler gördü.
Askerlerin başına çuval bile geçirildi.
Ama her seferinde, Türk milleti Cumhuriyet değerlerine sahip çıktı.
Demokrasisine sahip çıktı.
Hukukuna sahip çıktı.
+++++
Ne! Darbeler gördü.
Ne! Apoletlileri gördü.
Ne siyasal İslamcıları gördü.
Ne tarikatçıları gördü
Onlar o zamanlar çok güçlüydüler.
Onlarında postalları, Tankları, tüfekleri, uçakları, helikopterleri, savcıları, yargıç cüppeleri, polisleri, vardı.
Şimdi, isimlerini hatırlayan bile yok…
Hatırlananlar da, şimdi cuntacı Faşist olarak anılıyor.
Bir zamanların en güçlü adamları.
Tarihin çöp sepetlerine çoktan gittiler.
Onların mideleri haramlarla doluydu. Milletin haklarını, hukuklarını gasp ettiler.
Külli toprağın altında.
İnsan haklarını çiğneyen şerefsizler, 'Mahşerde' hesap verecekler!
Ne kadar acı.
MUSTAFA KEMAL’İN ADINI TARİHTEN SİLMEK İSTEDİLER.
Bu utanmazlar her türlü iftirayı attılar. Ne yaptılarsa TÜRK milletinin gönlünden silemediler. Gazi Mustafa Kemal gönüllerde.
23 Nisanlar hep olacak.
Çocuklarımız, demokrasiye, HUKUK DEVLETİNE, hakka, adalete sahip çıkacaklar.
Onlar, elbette gerçeği bir gün öğrenecekler.
Tarihin tozlu sayfalarında kalmayacak.
Şimdi çocuklarımız, geleceğimiz.
23 Nisan koltuklarına oturacaklar.
Demokrasi diyecekler.
Hak diyecekler, hukuk diyecekler.
Hukukun, vicdanın yok olduğu günümüzde, adalet diyecekler.
En acısı, yargı koltuğunda oturanlar ne diyecek?
EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MLLETİNDİR.
Çocuklarımız, geleceğimiz.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyecekler.
ATAM’ ızın bizlere emanetidir diyecekler.
Bu bayram bizlere hediye edilmiştir diyecekler.
Diyecekler de!.
Sesleri kısılmaz ise. Kodeslere tıkılmaz iseler.
Özgürleştirilmiş günlerde gelecek, içeri atanlarda bir gün hesap verecekler..
Neden? Suçsuz, masum çocukları, gençlerimizi içeriye attınız diye!
Kim cevap verecek?.
Egemenlik Milletin değil artık.
Seçtikleri hukuk dışı işlemlerle, uyduruk suç isnatları ile, iddiaları ile tutuklanıyor.
Milletin 'Egemenlik hakkı' elinden alınmak istenmekte. Bunu Milletimiz görüyor..
Artık, 1923 şartlarından çok daha gerilerdeyiz.
TBMM'nin hemen hiçbir işlevi kalmadı.
Yasama faaliyetleri çoktan unutuldu bile.
Örtülü OHAL devam ediyor.
Mebuslar sadece rozetlerini parlatır oldular. Halkın sorunlarını dile getiremiyorlar.
Parlamento kâğıt üzerinde işlevsizleştirilmiş konumda.
Kendilerini milletvekili olduğunu zannediyorlar.
Mebuslar torba yasalara el kaldırıyorlar.
Milletvekili olmanın da hiçbir anlamı kalmadı.
Darbelere numaradan karşı çıkanlar, şimdi TBMM' sini devre dışı baraktılar.
Yasama organı zaten torba yasalarla çoktan devre dışı kaldı. Muhalefetin getirdiği her öneri veya yasa teklifi otomatikman ret ediliyor.
Bu gün 23 Nisan değil mi. Devlet erkânı ekranlarda olacak. Klasik nutuklar atılacak. Egemenlik hakkının millette olduğu söylenecek. Egemenlik haftası kutlanacak.
TBMM ‘si başkanı kutlamaları kabul edecek.
Anayasa mahkemesin kararına rağmen Hatay milletvekili Can Atalay hala hapishanede tutulacak.
TBMM’ si başkan vekili Gülizar Biçer Karaca anayasa mahkemesinin CAN Atalay kararını mecliste okutmuştu.
Şimdi Meclis bunun gereğini yapmak zorunda. Zira anayasa mahkemesi kararı bütün kurumları bağlayıcıdır.
Ama biliyorum ki CAN ATALAY’ ı bırakmayacaklar. Çünkü siyasal iktidar milletin iradesinden korkuyor.
Sandıktan korkuyor..
Ya iktidardan gidersem halim nice olur diye.
Zira sandık sonuçlarından sonra neler neler çıkacak!.
İşte o zaman seyredin siz kavazeleri?