Güzel kavramı, sözlüklerde genel anlamda şöyle kullanılıyor: “göze ve kulağa hoş gelen, görülmesi, duyulması insana zevk veren”, “taşıdığı üstün nitelikler veya isteğe uygun olması sebebiyle insanda iyi etki bırakan, takdir uyandıran”, “insanda hoşa giden bir etki ve estetik duygu uyandıran şeyin niteliği”, “iyi, hoş, âlâ” 

Güzellik, genel anlamda ‘bir varlığın, durumun, düşüncenin ya da olayın insanda hayranlık, hoşlanma ve estetik bir beğeni uyandıran niteliklerini’ ifade eder. 

Güzellik hem maddi hem de manevi boyutları kapsar.

Güzelliği ‘Fiziksel güzellik, duygusal güzellik, manevi güzellik, sanatsal güzellik’ … olarak sınıflandırmak da mümkündür.

Güzellik algısı kişiden kişiye değişebildiği gibi belli durumlarda evrensel bir estetik uyum içerir.

Felsefi açıdan güzellik, özellikle estetik disiplininde ele alınır. 

‘Güzellik, hem dünyayı daha anlamlı ve keyifli kılan bir algı biçimi hem de insana derin bir hayranlık hissettiren özel bir durumdur.’

Güzel iş yapmak, güzel düşünmek, güzel davranmak … diye güzellikleri zihnimde sıralamaya başlayınca aklıma pek çok şey geliyor.

Tabiattaki güzellikleri (manzaralar, çiçekler, hayvanlar) hatırlıyorum.

İnsanla ilgili güzellikler (fiziksel güzellikleri, ruh güzelliği); zihnimde canlanıyor.

Güzel sanatlar (resim, heykel, mimari, edebiyat, müzik, tiyatro, Sinema, dans, fotoğrafçılık, grafik tasarım ve dijital sanat vb.)daki güzellikler içime doğuyor.

Hayatın içindeki hatıralarla, sosyal ilişkilerle, toplumun ahlak anlayışı ve değer hükümleri ile ilgili güzellikler zihnime şekilleniyor.

Doğrulukla, iyilikle, inançla ilgili manevi güzellikler birbirini takip ediyor.

Güzelliğin sadece gördüklerimizde değil hissettiklerimizde ve düşündüklerimizde de gizli olduğunu unutamıyorum hiç.

Unutamıyorum ve sıralıyorum aklıma gelen güzellikleri:

ahlakta güzellik, çalışmada güzellik, davranışta güzellik, dostluk arkadaşlıkta güzellik, harcama da güzellik, hısım akrabaya yapılan iyilikte güzellik, işte güzellik, karar vermede güzellik, kazançta güzellik, konuşmada güzellik, misafire ikramda güzellik, oturup kalkmada güzellik, selamlaşmada güzellik, söylenen her sözde yapılan her işte güzellik, söz söylemede güzellik, susmada güzellik, üretmede güzellik, kendimizde barışık olmak, ailemizle konu komşuyla eş dost arkadaşla toplumun bütünüyle ilişkilerde iyi güzel ve doğrudan ayrılmamak, söz dinleyip onun güzelliğine güzel uymak …

Ekleyip çıkaracaklarınız var elbette.…

Bunlara genel anlamda ‘hayatın güzelliği’ demek mümkün…

Hayatın güzelliğini büyük ve görkemli şeylerde değil sıradan detaylarda da görebilmek gerekiyor.

Hayatın güzelliğini bilmek, yaşadıklarının farkında olabilmeyi gerektiriyor. 

Hayatın güzelliğini yaşamak ve bu güzellikleri görmek için kimi zaman yavaşlamak, aceleden sıyrılmak ve anın tadını çıkarmak gerekiyor. 

Hayatın güzelliğini kavramak, hayatımıza anlam ve değer katma çabalarımızı bilerek yaşamaktan geçiyor.

Hayatın güzelliğini kavrayan, güzel iş yapacaktır. Güzel iş yapan da daha da güzel işlerle karşılaşacaktır.

Hayatımızın güzelliğini fark ettikçe güzeli daha çok severiz, güzel düşünürüz.

Güzel düşündükçe daha güzel şeyler yaparız. Herkes daha güzel şey yapınca her yer daha da güzel olur.

Güzeli hatırlamak, güzel gir duygudur. 

Hayatımız, güzel şeyleri sonraya bırakacak kadar uzun değil. Güzel izler bırakıp güzel hatırlanmak, daha da güzeldir.

Güzel olan her ne varsa gönlümüzden, ömrümüzden eksik olmaz inşallah!

Güzelliklerle güzel bir vatanda yaşayalım inşallah.

Her coğrafyada her zaman, vatan güzelliği başta geliyor değil mi!

Etrafımız hep güzelliklerle çevrili olur her zaman inşallah.

Herkeste göremesek de güzelliklerin en güzeli, gönül güzelliği değil mi sizce de!