Nasıl oldu bilemiyorum herkes, her şeyden şikâyet eder oldu.

Şikâyetçi olmadığımız bir şey kalmadı desek yalan olmaz.

Aile, akraba ve komşuluk ilişkilerimizde, arkadaşlıklarımızda, işyerlerimizde, trafikte, çarşıda pazarda kısacası günlük hayatta pek şikâyetçiyiz.

Anlaşılmamaktan şikâyet ediyoruz sürekli.

Birlikte yaşayamamaktan rahatsız olup da bu problemi çözmemekten şikâyet etmeyen yok gibime geliyor.

Olduğundan başka türlü görünenlerden hepimiz şikâyetçiyiz.

Yalnızlıktan hep şikâyet ediyoruz.

Dikenin içindeki güle şükretmek yerine gülün yanındaki dikenden şikâyet ediyoruz.

‘Şikâyet etmediğimiz konu var mı?’ diye kendime sorduğumda hemen ‘aklımızdan şikâyetçi olmadığımız’ geliyor.

Herkesin aklı kendine güzel.

Herkesin aklı kendine …

Hepimiz aklımızı ve davranışlarımızı çevremizde başkasından üstün görürüz. Bu benlik duygusu, aslında zayıflıktır. 

Gerçekte akıl, akıldan üstündür. 

Bu konuda aşağıdaki atasözlerimize hayranlığımı hiç saklamam. Uygun her ortamda vurgularım:

‘Akılları pazara çıkarmışlar herkes, yine kendi aklını beğenmiş.’, 

‘Akıllar gelin olmuş, herkes kendininkini beğenmiş.’, 

‘Herkes, kendi aklını beğenir.’

Hâl böyle işte. 

Hâl böyle olunca hepimiz aklımızdan niye şikâyet edelim ki!

Dünyada en adaletli dağıtılan şey sanırım akıl. Kimse ‘Bana az gelmiş.’ diye şikâyet etmiyor.

İyi ki aklımızdan şikayetçi değiliz. 

Ya bir de ondan şikayetçi olsaydık. Böyle olsaydık başımıza neler gelebileceğini az da olsa hepimiz tahmin ediyoruz. 

Evet, hayat çekilmez olurdu o zaman.

Aklımızdan şikâyetçi olduğumuzda aklımızla iletişimimizde sıkıntılar yaşarız. Ruh halimizde dalgalanmalar olur. 

Aklımızın işlevinden şikâyetçi olduğumuzda algılarımız tuhaflaşır. 

Aklımız kendi içinde bir tartışma başlatır ve her kararda kendimize danışmak yerine kendimizle mücadele ederiz.

Hayatımıza dair her küçük detay, şüphe ve kaygı konusu haline gelebilir. Sürekli bir tereddüt ve geleceğe dair güvensizlik içinde kalabiliriz.

Aklımız bize geniş bir düşünme alanı suar. Onunla ne kadar sağlıklı bir ilişki kurarsak, hayatı o kadar dengeli yaşayabiliriz.

Aklımızdan hep şikâyet etsek, tek çözümün aklımızda olduğu gerçeğini unutsak hâlimiz nasıl olur ki!

Aklımızdan şikâyet etmeyelim.

Bizi bir şekilde birilerine, bir yerlere şikâyet edenlere kulak verelim aman.

Sizi/bizi Allah’a şikâyet etmesinler; Allah’a emanet etsinler aman!

Aman ha aman!