Depremin ne zaman ve hangi saatte olacağını bilmek mümkün değil. Eskişehir’de 2. Derece deprem bölgesinde. 1999 öncesi inşa edilmiş çok sayıda bina var…

Zemin yapısı göz önünde bulundurularak öncelikli incelenmesi öngörülen ilk etap ile çevresindeki mahalleleri kapsayan ikinci etap kapsamında Odunpazarı ve Tepebaşı ilçelerimizde 52 mahallede toplam 51 bin 801 yapı TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası ekiplerince incelendi…

İncelemeler sonucunda edinilen tespitler, coğrafi bilgi sistemleri yazılımları marifetiyle derlenerek Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Odunpazarı Belediyesi ve Tepebaşı Belediyesi ortak çalışması ile hazırlanacak olan Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi ve Eskişehir Valiliği İl Afet Acil Durum Müdürlüğünce yürütülen İl Afet Risk Azaltma Planında (İRAP) kullanılacak…

Hani birileri “Eskişehir’de belediyeler olası depreme karşı hiçbir çalışma yapmıyorlar” diyor ya, 52 mahallede 51 bin 801 yapının incelenerek yapı stokları hakkında veriler toplandı…

Şimdi o toplanan veriler sonunda sıra yapılacak çalışmada…

Depreme dayanıksız oldukları belirlenen binalar yıkılacak mı?

Yıkılan binaların yenileri mevcut arsaların üzerine mi yapılacak?

Arsa problemli ise nereye kaydırılacak bunlar üzerinde belediyeler ile Valiliği İl Afet Acil Durum ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerinde çalışmalar yapılacak…

Bu çalışmalar mümkün olan en kısa zamanda tamamlanmalı…

Yoksa deprem olduğunda bu binalar yıkılırsa sorumluların hiç mi vicdanları sızlamayacak?

AFET RİSKLİ ALANLARDA YETKİ BAKANLIKTA

6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’un uygulamaları ve yerel yönetimlerin yetki sınırları üzerine değerlendirmelerde bulunan Saadet Partisi İl Başkanı ve Yüksek İnşaat Mühendisi Fesih Bingöl, kentsel dönüşüm konusunda iktidar temsilcileri ile belediye arasında yaşanan yetki tartışmasına ilişkin  şunları söyledi:

“Kanun gereği afet riskli alanların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından belirlendiği ve bu alanlardaki dönüşüm bakanlık tarafından yapılmak zorunda. Gündoğdu Mahallesi’nde 27 hektar, kent merkezindeki sekiz mahallede (Mustafa Kemal Paşa, İhsaniye, Hacıalibey, Yeni, Işıklar, Mamure, Deliklitaş ve Kurtuluş) 56 hektar, Gündoğdu, Emek, Yenidoğan ve Erenköy Mahallelerinde (Küçük Sanayi Sitesi)  ise 66 hektarlık alanın bakanlık tarafından afet riskli alan ilan edildi. Belediyelerin bu alanlarla ilgili yetki devri talep etmedikleri sürece herhangi bir yetki kullanamazlar.”

“2013’TE BELEDİYEYE YETKİ DEVRİ YAPILDI, DÖNÜŞÜM GERÇEKLEŞMEDİ”

Bakanlık tarafından afet riskli alan ilan edilen 8 mahallenin dönüşümü için 2013 yılında Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin yetki devri talep ettiğini ve bu yetkinin belediyeye verildiğini de hatırlatan Bingöl, “Ancak, 56 hektarlık alanda bir vatandaş, kendi parseliyle ilgili yürütmeyi durdurma talebinde bulundu. İdare Mahkemesi, vatandaşın bu talebini uygun bularak, söz konusu parselle ilgili yürütmeyi durdurdu. 56 hektarlık alanda sadece bir parsel afet riskli alan dışına çıkarıldı. Şu anda, afet riskli alan statüsünde olmasına rağmen yeni binaların inşa edilmesine devam ediliyor ve belediye de bu duruma göz yumuyor” dedi.

“BELEDİYE BAŞKANLARI YAN GELİP YATSA BİLE BAKANLIK ÜZERINE DÜŞENİ YAPMAK ZORUNDA”

Bakanlığın afet riskli alan ilan ettiği 56 hektarlık alanda bin 200 bina ve 4 bin konut bulunduğunu, burada yaklaşık 16 bin kişinin yaşadığını, 27 hektarlık alanda ise bin 700 bina ve 2800 konutun olduğunu ve bu alanda da 4 bin kişinin ikamet ettiğine dikkat çeken Bingöl, şöyle devam etti:

“Bu alanlar sadece depremsellik açısından değerlendirilemez. İktidar bu alanları dönüştürmediği için insan hayatını hiçe saymakta. Burada sorumluluk belediyeye aittir deyip işin içinden çıkmak asla kabul edilemez. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile sorumluluk Çevre ve Şehircilik ve Alt Yapı Bakanlığında. Belediye başkanı yan gelip yatsa bile, bakanlık üzerine düşeni yapmak zorundadır. Burada dar bir döngü üzerinden yetki tartışması yapılıyor.”

“OLASI DEPREMDE 5 BİN KONUT VE 15 BİN KİŞİ TEHDİT ALTINDA”

Bingöl, kentte 250 bin konut bulunduğunu söyleyerek, yapılan teknik değerlendirmelerde bu konutların yüzde 2’sinin riskli olduğuna dikkat çekti…

Eskişehir’de olası 6 ila 6,5 şiddetindeki bir depremde yaklaşık 5 bin konutun etkileneceğini ve bu konutlarda yaşayan yaklaşık 15 bin kişinin doğrudan depremden zarar görebileceğini de dikkat çeken Bingöl, afet riskli alanların dışında kalan eski yapı stokunun yenilenmesi konusunda belediyelere de sorumluluk düştüğünü de vurguladı.

“ÜÇ AŞAMALI ÇALIŞMA YAPILMALI”

Ekonomik ömrünü doldurmuş ve yenilenmesi gereken binalarda ise yetkinin belediyelerde olduğunu, belediyelerin bu konuda bir envanter çalışması yapmak zorunda olduğunu da hatırlatan Bingöl, Eskişehir’deki yapı stoku üzerinde 1990,1999 ve 2000 öncesi ve sonrası olarak üç aşamalı bir çalışma yapılarak, kentin risk haritasının net bir şekilde ortaya konulabileceğini de kaydetti…

“CADDELERDE YAPI YOĞUNLUĞU DÜŞÜRMELİ”

Eskişehir’de 1999 öncesi yapılan sekiz katlı, bitişik nizam yapıların yoğunlukta olduğu ana caddelerin risk taşıdığına dikkat çeken Bingöl, “Ana caddelerde sekiz katlı binalar, arkasında ise dört katlı yapılar bulunuyor. Bu planlama oldukça yanlış. Deprem sırasında bu binalar doğrudan yola devrilebilir. Ön caddedeki binalar dört ya da beş katlı, arkasındaki binalar ise altı ve yedi kat olması gerekiyor. Örneğin, Yunus Emre Caddesi’ndeki sekiz katlı binalar ile arkasındaki dört katlı binalar bu şekilde bir yanlışlık oluşturuyor. Geçmişte bu planlama yapılırken yanlış yapılmış” ifadelerini kullandı.

“KAT ARTIŞI OLMADAN BİR DÖNÜŞÜM GERÇEKLEŞMEZ”

Kentsel dönüşümde kat artışının önemine dikkat çeken Saadet Partisi İl Başkanı ve İnşaat Mühendisi Bingöl, şu konuya da vurgu yaptı:

“Kat artışı olmadan bir dönüşüm gerçekleşmez. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi imar planlarını revize ederek, ada bazlı emsal kat artışı yapmalıdır. Örneğin, dört katlı bir binaya iki kat daha ekleyerek altı kata çıkarılmalı. Riskli görülen binalarda belediye ve vatandaş işbirliğiyle güçlendirme yapılabilir. Bir binada yapılacak basit bir güçlendirme, deprem sırasında hayat üçgeni sayesinde insanların kurtulmasını sağlayabilir. Güçlendirenin maliyetinin bir kısmını belediye, bir kısmını da vatandaş karşılayabilir. Bugün güçlendirmenin daire başı maliyeti 10 bin TL. Bu, ne vatandaşı ne de belediyeyi yorar…” 

“BELEDİYE DÜŞÜK MALİYETLİ KONUT ÜRETEBİLİR” 

Bingöl, Konya Belediyesi örneğini vererek, Eskişehir’de de belediyenin düşük maliyetli konut üretebileceğini söyledi. Kentsel dönüşüm çalışmalarında, bu bölgelerde yaşayan vatandaşların belediyenin ürettiği yeni konutlara taşınarak, dönüşüm sağlanabileceğine işaret eden Bingöl, belediyenin Kocakır’da TOKİ’ye devredilen rezerv alanı dışında satışa çıkan hazine arazilerine talip olarak, bu alanları rezerv alanı olarak kullanabileceğini ifade etti.

* * *

Eskişehir’de riskli binaların yıkılarak yenilenmesi görevi sade belediyelerin görevi değil Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da taşın altına elini koymalı…

Bakanlığın afet riskli alan ilan ettiği 56 hektarlık alanda bin 200 bina ve 4 bin konutun bir an evvel dönüşüm sağlanması için yetki Büyükşehir Belediyesine devredilmeli…

Yukarıda da yazdım…

Deprem meydana gelip bu binalar yıkılır, insanlar altında kalırsa bunun bırakın maddiyatını can kayıplarının hesabını kim verecek? 

Hiç mi vicdanınız sızlamayacak?

* * *

KAÇIRDIKLARINI ATABİLSEYDİ FARKLI GALİBİYET ALABİLİRDİ

Geçtiğimiz pazar günü Bölgesel Amatör Lig 6. Grup’ta mücadele eden 2 Eylül Spor, lider Manavgat Belediyesi Spor ile maçın bitimine bir dakika kala attığı golle berabere kaldı…

Bu beraberlik hem 2 Eylül Spor hem de Eskişehirspor için çok önemli idi. Bu skor Fuzul Ömeranlı’yı kendi sahasında 3-1 mağlup eden Kırmızı-Siyahlı takımı liderliğe taşıdı…

Bu sezon 2 Eylülspor’un 4 maçını izledim…

4 maçın üçünde vasat bir futbol sergiledi. Pazar günü konuk ettiği lider Manavgat Belediyespor karşısında ortaya koyduğu futbol hem beni hem de maçı izleyen taraftarlara ilerisi için umut verdi…

Sanki şampiyonluğa oynayan takım Manavgat değil de 2 Eylülspor idi…

Her iki yarıda kaçırdıkları goller saç baş yoldurdu…

Kaçan goller filelerle buluşabilseydi maçın skoru en az 3 veya 4-1 olabilirdi…

Maçı birlikte izlediğimiz futbol bilgini Osman Cemoğlu ve eski Milli Hakem Mehmet Saim Ulutan ile zaman zaman yaptığımız değerlendirmeler de, “Manavgat eğer böyle futbol oynuyorsa nasıl şampiyonluk yarışı veriyor?” dedik…

Pazar günü Manavgat Belediyespor Siyah-Kırmızılı takım ile oynamış olsaydı maçın skoru farklı olabilirdi…

2 Eylül Sporun teknik patronu futbolcularına bol bol şut çalışması yaptırmalı. Son dakika da atılan gol oynadıkları futbolun karşılığı olmasa da en azından mağlubiyetten kurtardı. Ancak her zaman pazar günkü kadar şanslı olunmayabilinir…

Atılan şutların çoğu kaleyi bulmadı…

Antalya temsilcisi, Eskişehir deplasmanında iki puan bırakarak büyük bir avantaj kaybetti. Daha doğrusu Eskişehirspor’u liderlik koltuğuna oturmasına izin verdi! 

* * *

Eskişehirspor ise deplasmanda kazandı ama yine oynanan futbol vasattı…

Deplasmanda Fuzul Ömeranlı ile karşılaşan Siyah-Kırmızılar, maçtan 3-1 galip ayrıldı. Goller, 15. dakikada Umut Akpınar, 81. dakikada Hasan Şen ve 90+4’te Sertaç Kayatekin’den geldi. Bu galibiyetle Eskişehirspor, puan farkını 2’ye çıkararak yeniden liderliğe yükseldi… 

Ama her zaman bu şansı yakalayamazsınız…

İyi futbol ile galibiyeti taçlandırmak gerekir…

2 Eylülspor’un son dakikada attığı gol Manavgat’ı hem liderlikten etti hem de Eskişehirspor ile aralarındaki puan farkını ikiye çıkarttı…

Kırmızı şimşekler büyük bir avantaj yakaladı…

Bu avantajı 24. Hafta da Antalya’da oynayacağı Manavgat Belediyespor maçına kadar koruyabilirse, Manavgat karşısında alınacak beraberlik bile Eskişehirspor’u şampiyonluğa taşır…

Bu sonuçlarla Eskişehirspor, 48 puanla liderliğe yükselirken, Manavgat Belediyespor 46 puanla 2. sırada yer aldı. 2 Eylülspor ise 23 puanla 6. sırada kendine yer buldu.

Bundan sonraki haftalarda bu hesap yapılarak rakiplerin karşısına çıkmalı…

* * *